Antakya Kadın Dayanışma Çadırı Güncesi (Gün 38)-Dayanışmamız, birbirimizi tanıdıkça güçleniyor- Kadın Savunma Ağı

Antakya kültürünü, Antakya halkını her gün çok daha yakından tanıdığımız gibi, birbirimizin de en bilmedik yanlarını burada çok kısa zamanda keşfediyor, her gün birbirimiz hakkında yeni şeyler öğreniyoruz.

Antakya Kadın Dayanışma Çadırı Güncesi (Gün 38)-Dayanışmamız, birbirimizi tanıdıkça güçleniyor- Kadın Savunma Ağı

Depremin ilk gününden itibaren diğer birçok kadın örgütü ve feminist ağ gibi biz de örgütlü olduğumuz illerde ve Mor Mekanlarda yoğun bir dayanışma çalışmasına giriştik; birçok arkadaşımız bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Antakya-Defne bölgesindeki Sevgi Parkı’nda kurduğumuz Kadın Dayanışma Çadırı parkın tamamen boşaltıldığı 2 Mart gece yarısına kadar parkta kalmaya devam etti. Gönüllü kayıt formumuzu hala doldurmadıysanız doldurmayı unutmayın.

 

Antakya Kadın Dayanışma Çadırından yazıyoruz

ÖNCEKİ GÜNLER İÇİN:

Gün 38 (22 Mart):

Akşam gelecek olan yeni sevkiyatın heyecanıyla sabah erkenden uyanıp kahvaltımızı yaptık. Güne yeni gelecek eşyalara yer açmak için depo alanımızı boşaltıp düzenlemekle başladık. Alanda kalan ekip bir önceki gün hazırladığımız ve teslim edilmeyi bekleyen paketlerimizi kadınlara teslim etti, ekibin diğer kısmi ise iletişimde olduğumuz uzak mahallelerdeki kadınları ziyaret için yola çıktı.

Önce Yeşilpınar Mahallesi’ne uğradık. Orada iletişimde olduğumuz kadınları ziyaret ettik. Mahallede düzenleyeceğimiz şiddet ve haklarımız atölyesi ile birleştireceğimiz kadın kahvesi buluşmasını birlikte planladık. Oradan Harbiye’ye giderken yolda yine aracımızın lastiği indi. Neyse ki bu defa lastikçi bir sokak ötemizdeydi. Aracın lastiğini tamir ettirdikten sonra Harbiye’ye geçtik. Bir süredir iletişim halinde olduğumuz sistematik şiddete maruz kalan ve boşanma aşamasında olan kadını ziyaret ettik.

Daha sonra Sümerler Mahallesi’nde Sevgi Parkından arkadaşımız Ayfer’i ziyaret ederek çadır alanına döndük. Öğleden sonra İzmir’den Ebru aramıza katıldı. Akşam üzerine doğru da Ebru’nun koordinasyonu ve desteği ile İzmir depo ekibi ve gönüllülerin özenle hazırlayıp gönderdiği, heyecanla beklediğimiz sevkiyat aracı geldi. Mahallede dayanıştığımız kadınların yardımı ve yine o bölgede bulunan Öğrenci Kolektifleri ve Halkevi’nde birkaç kişin yardımı ile uzun bir zincir yaparak gelen paketleri indirdik. İzmir depo gönüllülerinin bize gönderdiği üzerinde “sevgi” yazan maskot yorgunluğumuzu aldı. Burada her şey dayanışma ile yürüyor, birbirimize destek olduğumuzda her şeyin kolaylaştığı ve keyiflendiğini her gün yasayarak deneyimliyoruz.

Yorucu bir günün ardından Zeytin Konağı’ndan Nazlı’nın bizler için yaptığı sarmayla ve sohbetle uzun bir akşam yemeğinin ardından günü değerlendirerek dinlenmeye geçtik. Akşam sohbet ederken bu koşulların bizi Antakyalı kadınlarla hızla yakınlaştırdığı gibi bizim de yıllardır birbiri ile tanışanlar da dahil olmak üzere birbirimizi çok daha yakından tanımasına sebep olduğunu konuştuk.

Antakya kültürünü, Antakya halkını her gün çok daha yakından tanıdığımız gibi, birbirimizin de en bilmedik yanlarını burada çok kısa zamanda keşfediyor, her gün birbirimiz hakkında yeni şeyler öğreniyoruz. Ve pek tabi dayanışmamız, dostluklarımız ve yoldaşlıklarımız da daha çok güçleniyor, yanımıza Antakyalı kadınlar eklenerek…