Kimisi bizimle yemeğini, kimisi muhabbetini paylaşıyor. Daha önce de dediğimiz gibi yan yana gelmek, çay içmek, sarılmak, sohbet etmek de en temel ihtiyaçlarımızdan birisi. Neyse ki buradayız, bir aradayız.
Depremin ilk gününden itibaren diğer birçok kadın örgütü ve feminist ağ gibi biz de örgütlü olduğumuz illerde ve Mor Mekanlarda yoğun bir dayanışma çalışmasına giriştik; birçok arkadaşımız bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Antakya-Defne bölgesindeki Sevgi Parkı’nda kurduğumuz Kadın Dayanışma Çadırı parkın tamamen boşaltıldığı 2 Mart gece yarısına kadar parkta kalmaya devam etti. Gönüllü kayıt formumuzu hala doldurmadıysanız doldurmayı unutmayın.
Antakya Kadın Dayanışma Çadırından yazıyoruz
ÖNCEKİ GÜNLER İÇİN:
Gün 35 (19 Mart):
Güne, ilerleyen saatlerde yağacak olan yağmurdan bihaber güneş ve kuş cıvıltılarıyla başladık. Kahvaltımızı yaptık. Bugün her ne kadar Esma ve Atike’yi içimiz buruk olarak yollasak da kadın çadırımıza yeni gelen arkadaşlarımız enerjimizi yükseltmemize yardımcı oluyorlar.
Ara ara yağan yağmur işlerimizi aksatmasın diye hızla iş bölümü yapıp işlerimizin başına geçtik. Elimizde yeterli miktarda malzeme olmadığı için bir süredir beklettiğimiz listeleri, bir kaç gündür elimize ulaşan ufak miktarda malzemelerle tamamlamaya çalıştık. Ürün tedariğinde hala büyük bir problem yaşıyoruz.
Hızlıca yaptığımız paketleri Harbiye Mahallesi’nde dağıtmak üzere bir grup arkadaşımız yola çıkarken, çadır alanında kalanlar ise depo ve yaşam alanımızın düzenlenmesi ile ilgilendi. Öğle saatlerine doğru İstanbul’dan gelen Ezgi de muhteşem enerjisiyle aramıza katıldı. Hemen depo düzeni ve paketleme işlerine koyuldu.
Günün ilerleyen saatlerinde paketleme, düzen ve dağıtım işi devam ederken Afet İçin Feminist Dayanışma’nın Samandağ’daki kadın çadırından arkadaşlarımız bizi ziyarete geldi. Birbirimize olduğumuz bölgelerde neler yaptığımızı, deyimlerimizi aktardık. Bir araya gelmek, birbirimizi görmek hepimize iyi hissettirdi 🙂
Gün içinde artık hepinizin tanıdığı Sevgi Parkı’ndan bu yana yanımızda olan Ayfer, Yelda ve bir çok kadın arkadaşımız ziyaretimize geldi. Kimisi bizimle yemeğini, kimisi muhabbetini paylaşıyor. Daha önce de dediğimiz gibi yan yana gelmek, çay içmek, sarılmak, sohbet etmek de en temel ihtiyaçlarımızdan birisi. Neyse ki buradayız, bir aradayız.
Bir süre sonra ara ara atıştıran yağmurun hızlanmasıyla işlerimize yarına kadar ara vermek durumunda kaldık. Sobamızın başında toplanıp, sıcak çay eşliğinde günün değerlendirmesini yaptık.