Antakya Kadın Dayanışma Çadırı Güncesi (Gün 32)- Kadından kadına, köyden köye baharı örgütlüyoruz -Kadın Savunma Ağı

Bu köyde yaşayan kadınların hemen hepsi çocuk yaşta evlendirilmiş kadınlar. Kimisi her ne kadar sevdiğini söylese de bir gözü hep okumakta ve yaşamakta kalmış. Orada depremden sonra nişanlandırılmış henüz 17 yaşındaki genç bir kadınla yaptığımız sohbette aslında evlenmek değil okumak istediğini belirtse de başka çaresinin olmadığını düşünüyordu. Ailesi ve kendisi ile görüştükten sonra okumak konusunda dayanışma içerisinde olacağımızı ve bu süreci takip edeceğimizi söyledik.

Antakya Kadın Dayanışma Çadırı Güncesi (Gün 32)- Kadından kadına, köyden köye baharı örgütlüyoruz -Kadın Savunma Ağı

Depremin ilk gününden itibaren diğer birçok kadın örgütü ve feminist ağ gibi biz de örgütlü olduğumuz illerde ve Mor Mekanlarda yoğun bir dayanışma çalışmasına giriştik; birçok arkadaşımız bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Antakya-Defne bölgesindeki Sevgi Parkı’nda kurduğumuz Kadın Dayanışma Çadırı parkın tamamen boşaltıldığı 2 Mart gece yarısına kadar parkta kalmaya devam etti. Gönüllü kayıt formumuzu hala doldurmadıysanız doldurmayı unutmayın.

 

Antakya Kadın Dayanışma Çadırından yazıyoruz

ÖNCEKİ GÜNLER İÇİN:

Gün 32 (16 Mart):

Sabah gidecek olan, İstanbul’a dönecek olan arkadaşlarımıza vedalaştık. Kahvaltı yaptıktan sonra iş bölümü yaptık, iş bölümünde bir grup arkadaşımız depoları düzenledi. Gelecek eşyalar için depolarda bol bol yer açtık 🙂 gün boyu kadınlar ihtiyaçları için çadırı alanına geldiler. 

Burada evlerine giremeyen ailelerin tuvalet ihtiyacı sürüyor. Bir dernek vasıtasıyla ulaştığımız tuvaletleri valiliğin milletvekili olmak için istifa etmesi üzerine yerinde bulunmamasından  ötürü temin edemeyeceğimizi öğrendik. Bu dernek yaklaşık bir ay önce bölgeye 30 tane seyyar tuvalet gönderiyor daha sonra valilik kendi deposuna alıyor ve dağıtacağını söylüyor. Bir buçuk ayın sonunda valiliğin hala tuvaletleri dağıtmadığını öğrenen dernek kendisinin dağıtabileceğini söyledi. Bunun üzerine dernek bize ulaştı bizde hali hazırda ilişkimiz olan kadınlarla dağıtmak üzere iletişime geçtik. Tuvaletlerin valiliğin deposunda olması nedeniyle ve Hatay’ın da bir valisi olmaması nedeniyle tuvaletlerin alınmasında zorluk çıktığını öğrendik. Durumun takipçisi olacağız.

Bugün ayrıca Ova Kooperatifi’nden dostlarımız bize peynir getirdiler. Peynirleri bozulmadan en kısa sürede halka dağıtacağız.

 

Gün içinde haberleştiğimiz Emel anneyi ziyarete giderek birlikte çay içip sohbet ettik ve birlikte yeniden neler yapabiliriz diye konuştuk. Böyle zamanlarda bir araya gelmek, temas etmek, dayanışma içinde olmak hepimize ayrı ayrı iyi geldi.

Ardından daha önceden meslek örgütleri ile giden arkadaşımızın tanıştığı, kent merkezinden yaklaşık yarım saat uzaklıkta olan -ki bu burada çok uzak demek-  Tanışma köyüne giderek bize gönderdikleri hem muhteşem zeytinler teşekkür etmek ve hal hatır sormak için yola çıktık. Köye vardığımızda tandır başında ki kadınlar bizi muhteşem biberli ekmek kokusu ile karşıladı. Biz gelmeden biberli ekmeğin yapımını bitirmişlerdi ve sıcak sıcak yememiz için hemen sofraya koymuşlardı. Muhteşem bir Antakya sofrası bizi karşıladı.

Ardından bir yandan yemekleri yerken bir yandan da deprem sonrası ve köyün genel haline ilişkin sohbetimizi ettik. Bu köyde yaşayan kadınların hemen hepsi çocuk yaşta evlendirilmiş kadınlar. Kimisi her ne kadar sevdiğini söylese de bir gözü hep okumakta ve yaşamakta kalmış. Orada depremden sonra nişanlandırılmış henüz 17 yaşındaki genç bir kadınla yaptığımız sohbette aslında evlenmek değil okumak istediğini belirtse de başka çaresinin olmadığını düşünüyordu. Ailesi ve kendisi ile görüştükten sonra okumak konusunda dayanışma içerisinde olacağımızı ve bu süreci takip edeceğimizi söyledik. Evlilik konusunda bu kısa sürede elimizden bir şey gelmemesi bizi çok üzse de İstanbul’a geleceğini duyduğumuz genç kadınla temas halinde olmaya devam edeceğiz. Annesi ve köydeki kadınların çoğu evlilik dışında başka seçenekleri olmadığını düşünüyorlardı. Köydeki erkekler her ne kadar bize ve köydeki kadınlara devir değişti dese de bizlerin köydeki varlığının bile onlarda etki yarattığını fark ettik. Bize kampımıza götürmemiz için biberli ekmek ve tandır ekmeği ile dolu bir poşet hazırladılar ve tabii ki muhteşem yeşil zeytinle dolu bir bidon vermeyi de ihmal etmediler. Birbirimize sıkı sıkı sarılarak yeniden geleceğimize söz vererek kampa doğru yola çıktık. Kampa geldiğimiz de Yesilpınar’a gitmek için bizi bekleyen arkadaşları araçla alarak bir ekip yola çıktı bir ekip ise kamp alanında kaldı.

 

Yeşilpınar’a giden arkadaşlarımız eski düğün salonun orada kurulacak olan aşevinin son durumu için mahalledeki kadınlarla konuştu. Daha sonrasında muhtarın da olduğu bir toplantı alıp aşevi işleyişini nasıl gerçekleşeceğini planladık. Mahalleden kadınlar yarın Samandağ’da depremin 40. gününde kaybettiklerimiz için bahur ve rihen yaktığımız bir anma yapılacağını söyledi. Yarın onlarla beraber Samandağ’a geçeceğiz. Hala enkaz altında kalan insanlarımız için bahur ile sokaklarda kadınlarla bir yürüyüş olacak. 30 Mart ise burada yumurta bayramı. Mahallelerde kadınlarla birlikte bir yumurta kaynattığımız sonra üzerini süslediğimiz bir etkinlik planlıyoruz.

 

SuGender’dan arkadaşlarımız ziyarete gelerek bize süpriz yaptı. Yeniden elleri dolu geldiler. Bu sefer yoğurt ve simiti çok özlediğimizi bildikleri için hem yoğurt hem simit getirdiler. Tabii bunlarla da kalmayıp tahin ve çayı cam bardakta içmeyi özlediğimizi düşünerek cam bardak getirdiler:) Birbirimize sıkı sıkı sarılarak İstanbul’da görüşme umudu ile onları yolcu ettik. Ardından bugün yola çıkacak Tuğba arkadaşımızı da uğurladık bugün birden fazla arkadaşımızı uğurlamanın üzüntüsü çöktü üstümüze. Daha sonra İzmir’den gelen gönüllü arkadaşlarımızı karşılayıp günü bitirdik.