Önümüz yaz olduğu için artık biraz daha mevsime yönelik ihtiyaçların gönderilmesini bekliyoruz. İç çamaşırı, hijyenin yanında kışlık mont yerine mevsimlik ceket, terlik, güneş kremi, takım pijama, eşofman, tshirt gibi.
Depremin ilk gününden itibaren diğer birçok kadın örgütü ve feminist ağ gibi biz de örgütlü olduğumuz illerde ve Mor Mekanlarda yoğun bir dayanışma çalışmasına giriştik; birçok arkadaşımız bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Antakya-Defne bölgesindeki Sevgi Parkı’nda kurduğumuz Kadın Dayanışma Çadırı parkın tamamen boşaltıldığı 2 Mart gece yarısına kadar parkta kalmaya devam etti. Gönüllü kayıt formumuzu hala doldurmadıysanız doldurmayı unutmayın.
Antakya Kadın Dayanışma Çadırından yazıyoruz
ÖNCEKİ GÜNLER İÇİN:
Gün 30 (14 Mart):
Bugün yine yağmurlu bir güne uyandık. Yoğun bir dağıtım günüydü. Sabah kahvaltıdan sonra iki ekibe bölündük. Bir ekip daha önce hiç gitmediğimiz Bahçeköy’e doğru yola çıktı. Bir ekip de kampımızın bulunduğu Aşağı Okçular mahallesi için paketleri hazırladı.
Kamp alanında bir ekip hijyen deposundayken bir ekip çamaşır deposundaydı. Burada ihtiyaçların geçmiş haftalara yönelik olduğunu ve güncellenmesi gerektiğini fark ettik. Bolca kış malzememiz bulunuyor ama gel gör ki kış değil:) Önümüz yaz olduğu için artık biraz daha mevsime yönelik ihtiyaçların gönderilmesini bekliyoruz. İç çamaşırı, hijyenin yanında kışlık mont yerine mevsimlik ceket, terlik, güneş kremi, takım pijama, eşofman, tshirt gibi. Bunun yanında bugün kampımızın misafirleri boldu. İnsanların konuşmaya, sohbet etmeye, çocukların da birlikte keyifli zaman geçirecek insanlara ihtiyaç duymasından ötürü sıkça ziyaret ediliyoruz. Filiz ablanın kızı Cansu ve Ayfer abla depo düzenlemesinde yardımımıza koştular. Aynı zamanda bölgeye gelen kurumların bilgi almak için ilk uğrak noktalarından biri olduk. Bursa Nilüfer Belediyesi gezici kütüphane çalışması için bizleri ziyaret etti, karşılıklı neler yapabileceğimizi konuştuk. Bunun yanı sıra İtalya’dan gelen bir kamu sağlığı araştırmacısına röportaj verdik.
Yeşilpınar’ın biraz ilerisindeki Bahçeköy’e listemizi iletmek ve kadınlarla zaman geçirmek için oraya gittik. Çadırların önünde bizi karşılayan kadınlarla sohbet ettikten sonra Defne ile Samandağ’ı birleştiren Asi Nehri’nin kenarındaki asma köprüyü görmek üzere yürüyüşe çıktık. Bu köprü, köyler ilk kurulduğunda köylüler tarafından yapılmış bir köprü. Asi Nehri bölgeyi ikiye ayırdığından burada yaşayan halk tarafından ulaşımın sağlanması için asma köprüler inşa edilmiş. Yürüyüşümüzde ağaçlardan topladığımız portakalları yedik, kamptaki arkadaşlarımıza da götürmek üzere birkaç tane yanımıza aldık. Bir kadın depremden kurtardığı hayvanlara bakamayacaklarını söyleyerek kocasının kesmek istediğini ve kendisinin buna engel olduğunu söyledi. Anlatırken bölgede çok fazla çocuk olduğunu ve onları bu hayvanların sütleriyle besleyebileceklerini söyledi. Aklımıza geçtiğimiz gün göçmenlerin bulunduğu AFAD çadır kampında görevlilerin küçük çocuklara göçmen oldukları için süt dahi vermedikleri geldi. Yürüyüşten geri döndüğümüzde kadınların sofrayı kurduklarını gördük. Elleriyle yaptıkları yoğurdu görünce çok mutlu olduk. Yoğurt yerken Kadın Savunma Ağı’na yeni gönüllüler kazandık! Bu hafta yağmurdan dolayı planlayamadığımız Kadın Kahvesi’nin ilkini bu vesileyle burada yapmış olduk.
Bahçeköy’deki ekip kampa döndüğünde paketleme ve dağıtım devam ediyordu. Akşam 8’e kadar paketleme yapmaya, liste toplamaya devam ettik. Çevre illerdeki otellerin boşaltılmasıyla kente geri dönüş başladı. Kente yeniden gelen insanlar kalacak yer, çadır ve diğer ihtiyaçlarını nereden temin edeceklerini bilmediklerinden, neyi nerede bulacaklarını bizlere soruyor. Depremin neredeyse 40. gününe gelmiş olmamıza rağmen bölge halkı hala barınma, hijyen, nitelikli ve temiz su gibi en temel ihtiyaçlara ulaşmakta zorlanıyor. Elimizde kalan malzemelerle olabildiğince onları desteklemeye çalışıyoruz. Bugün itibariyle iç çamaşırı stoğumuz tükendi. Bize bu konuda destek olmanızı bekliyoruz.