Depolarımızdaki malzemeler oldukça azaldı. İhtiyaçların tamamıyla karşılanamaması bizleri üzüyor. Önümüzdeki haftalarda ihtiyaç listemize ivedilikle geri dönüş yapılmasını umuyoruz.
Depremin ilk gününden itibaren diğer birçok kadın örgütü ve feminist ağ gibi biz de örgütlü olduğumuz illerde ve Mor Mekanlarda yoğun bir dayanışma çalışmasına giriştik; birçok arkadaşımız bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Antakya-Defne bölgesindeki Sevgi Parkı’nda kurduğumuz Kadın Dayanışma Çadırı parkın tamamen boşaltıldığı 2 Mart gece yarısına kadar parkta kalmaya devam etti. Gönüllü kayıt formumuzu hala doldurmadıysanız doldurmayı unutmayın.
Antakya Kadın Dayanışma Çadırından yazıyoruz
ÖNCEKİ GÜNLER İÇİN:
Gün 31 (15 Mart):
Sabah birlikte kahvaltı hazırlayarak yeni bir güne başladık. İki ekibe ayrıldık; depo ve dağıtım ekipleri. Dağıtım için Harbiye, Aşağı Yeşilpınar Mahallesi ve Samandağ’a gittik. Kampta kalan ekip bir yandan paketleme yaparken bir yandan gelen misafirlerle sohbet etti. İstanbul’dan gelen SU Gender ekibi deprem bölgelerindeki kadın çadırlarıyla dayanışma içinde olduğundan kampa gelen gönüllülerin bazı ihtiyaçlarını karşıladı. Bunun yanında bugün depolarımızdaki malzemeler oldukça azaldı. İhtiyaçların tamamıyla karşılanamaması bizleri üzüyor. Önümüzdeki haftalarda ihtiyaç listemize ivedilikle geri dönüş yapılmasını umuyoruz. Yarın rotasyon günü olduğu için biraz hüzünlü biraz sevinçliyiz. Kamptan ayrılacak arkadaşlarımıza veda ederken yeni gelecek gönüllülerin heyecanını taşıyoruz.
Sabah paketler hazırlandıktan sonra bir ekip Aşağı Yeşilpınar’a dağıtıma gitti. Burada bir aileye ihtiyaçlarını ilettik. Ailede anestezi teknisyeni öğrencisi ve psikolog kadılar vardı. İki kadının köyleri dolaşarak sağlık taraması yapan gönüllü sağlık ekibine dahil olmasını sağladık. Öğrenci arkadaşımız pandemi döneminde aldığı online eğitimin hem nitelik açısından kötü olması nedeniyle bölümüyle bağ kuramadığı bir durum vardı. Sağlık ekibiyle edineceği deneyimle bunu aşmasını umuyoruz:) Daha sonra Sevgi Parkı’ndan arkadaşımız Delal’e ziyarete Samandağ’a gittik. Sevgi Parkı’ndan çıkarıldıktan sonra gidecek yer bulamayan Delal ailesinin yanına gitmek zorunda kaldı. Burada 3-4 ailenin bir arada bir evin bahçesinde yaşadığını gördük. Bizi gördüğüne çok sevinen Delal, bahçesinde olan portakallardan, incirlerden, üzümlerden ikram etti. Bunca zaman geçmesine rağmen birbirimizden vazgeçmiyor oluşumuz hepimize iyi hissettirdi. Delal’in güzel bahçesinden ayrıldıktan sonra Samandağ sahile doğru ilerlerken muazzam bir yıkımla karşılaştık. Hatay’da aile hekimi olarak çalışan Samandağlı arkadaşımız bizimle beraber dolaşırken tam 18 gündür o sokaklara girmekten kaçındığını söyledi.
Buradan sonra Yeşilpınar Mahallesi’ne geçtik. Ramazan ayı boyunca kurulacak olan aşevinin hazırlıkları için orada bulunan kadınlarla planlama yaptık. Muhtarlık aşevinin çadırını uygun bir alana bugün kurdu. Bir ay boyunca köyde yaşayan kadınlarla beraber, yemeği kolektif çıkarmaya çalışacağımız bir süreç başlayacak.
Bir ekibimiz Harbiye’de dağıtımdaydı. Gittiğimiz mahallede her zaman belirlediğimiz iletişim kişisi bulunmuyordu. Bu sebeple dağıtım noktalarını tek tek arayarak bulduk. Bölgede ciddi anlamda karşılanması gereken temel ihtiyaçlar var. İnsanlar devlete güvenmediği için herhangi bir yardım dağıtımı olduğu zaman ihtiyacının fazlasını alma eğiliminde oluyor. Devletin yapmadığını kısıtlı kaynaklarla bizler yapmaya çabalıyoruz. Mahalle bir çok bölge gibi yardımın pek ulaşmadığı bir yer ve insanlar bunun öfkesini taşıyor.
Bugün yine bölge halkı tarafından yemeğe boğulduğumuz bir gün oldu. Ziyarete gittiğimiz Yelda bize fellah köftesi, kek, meşhur Antakya kahvesi ikram etti. Kamptan ayrılan arkadaşımız Eda için düzenlenen bu buluşmada acımızı ve neşemizi paylaştık. Burdan kampa döndüğümüzde Queer Antep’ten arkadaşımız Arsuz’a götürmemiz üzere bize lubunyalar için hijyen malzemeleri iletti. Gece yatmadan hemen önce yeni gelen gönüllü arkadaşımızı karşılayarak bugünü bitirdik.