İnfaz Yasası Kadına Şiddet ve Çocuk İstismarında Neleri Değiştiriyor?

toplumsalhukuk.net sitesinden derlediğimiz, infaz yasa tasarısında kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarına ilişkin değişiklikleri içeren rapor.

İnfaz Yasası Kadına Şiddet ve Çocuk İstismarında Neleri Değiştiriyor?

Toplumsal Hukukçular tarafından infaz yasa tasarısında kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarına ilişkin değişiklikleri içeren rapor yayımlandı.

Toplumsal Hukukçu kadınlar, Meclis gündeminde olan ve bugün yasalaşması beklenen ve infaz yasası dahil bir çok kanunda değişiklik öngören tasarının son hali üzerinden bir rapor çalışması yaptı. Raporda yasa tasarısındaki kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarına ilişkin getirilen infaz düzenlemeleri karşılaştırmalı olarak inceleniyor.

Raporun ön sözünde ise tasarı şu sözlerle eleştiriliyor: “Hasta mahpusların durumu, DGM’lerde yargılanıp AİHM ve AYM kararları doğrultusunda haklarında yeniden yargılama kararı verilmesi gerekirken ayrımcılığa uğrayarak talepleri reddedilen hükümlülerin durumu, cezaevlerinin fiziki koşulları gibi pek çok sorun siyasi iktidarın insan yaşamını ve uluslararası hukuki standartları yok sayan yaklaşımı nedeniyle hala çözülememektedir. Bu doğrultuda derhal adım atılması gerekmektedir.”

KADINA ŞİDDET VE ÇOCUK İSTİSMARINA İLİŞKİN GETİRİLEN İNFAZ DÜZENLEMELERİ DAİR RAPOR

AKP ve MHP Grup Başkan Vekilleri ve bir grup milletvekili tarafından 31 Mart 2020 günü TBMM Başkanlığı’na verilen “Ceza ve Güvenlik tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” teklifi 04 Nisan 2020 tarihinde sabaha karşı kimi değişikliklerle birlikte TBMM Adalet Komisyonundan geçti.

Yasa kamuoyunda “af yasası” “korona yasası” gibi tartışılmaktaysa da, teklif infaza ilişkin düzenlemeler içermekte olup, salgın nedeniyle hapishanelere dair atılması gereken pek çok acil adımın hala atılmadığını görüyoruz. Atılmayan adımlardan en önemlilerini; tutukluların durumuna ilişin bir düzenleme yapılmaması, savcılıkların ve mahkemelerin salgın olmasına rağmen, CMK hükümleri uyarınca tutuklu olan bireylerin, tutukluluğana ilişkin değerlendirme yapmaması oluşturuyor.

Bu aşamada, bütün mahpusların yaşam hakkını korumanın devletin sorumluluğu olduğunu hatırlatarak sirkülasyonun yoğun olduğu, aşırı kalabalık ve hijyenik koşullardan yoksun cezaevlerinde salgının yayılmaması için gerekli acil tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini hatırlatırız. Tutukluluğun bir tedbir olmaktan çıktığı ve özellikle iktidar muhaliflerinin cezalandırılma aracına dönüştüğü ülkemizde fikirlerinden dolayı tutuklanarak hapishanelerde özgürlüklerinden yoksun bırakılanların, salgın sürecinde risk altında oldukları da değerlendirilerek, CMK hükümleri uyarınca tutukluluklarının gözden geçirilmesi ve serbest bırakılmaları gerekmektedir.

Yasa teklifine ilişkin en genel anlamda değerlendirme yapılacak olursa, iktidar her zamanki yasa yapma mantığı ile; demokratik bir tartışma ortamı yaratmadan, sürecin taraflarının kendisini ifade etmesine olanak sağlamadan, bütünsellikten uzak parça başı bir düzenleme yapmaktadır. Salgınla birlikte gündeme gelen teklifte salgından bağımsız olarak infaz rejimine dair kalıcı, eşitsiz düzenlemeler yapılmaktadır. Yasa teklifi “kadına yönelik şiddet faillerine ve çocuk istismarcılarına” örtülü af getirilip getirilmeyeceği, düşünce suçlularının özgür bırakılmasına yönelik düzenlemelerin pakette yer alıp almayacağına dair tartışmalar devam ederken 31 Mart 2020 tarihinde TBMM’ye sunulmuştur.

Kadın hareketinin tepkileri üzerine “kadına yönelik şiddet suçları ve çocuk istismarının” paket dışında bırakıldığı belirtilmesine rağmen Ceza Kanununda “kadına yönelik şiddet suçları” şeklinde bir suç tipi olmadığından kadına yönelik şiddet suçlarının pakette yer almadığını söylemek mümkün değildir. Bu husus aşağıda maddeler kapsamında ayrıca değerlendirilecektir.

Yine yasa teklifinde “terör suçları” olarak cezalandırılan düşünce suçlarının infazında eşitlik ilkesi ihlal edilerek bir değişikliğe gidilmemektedir. Yargı pratiğinde iktidara muhalif her kesim “terörist” olarak yargılanmakta; gazeteciler, siyasetçiler, yerel yöneticiler, öğrenciler ağır cezalarla cezalandırılmakta, ağır bir infaz rejimine tabi tutulmaktadır. İnfaz paketi ile devlet “düşman
hukukunu” sürdürmektedir.

Pakette ayrıca İnfaz kanunundaki disiplin cezaları maddelerinde değişikliğe gidilmekte, haberleşme, ziyaret yasağı yanında hücre cezası biçiminde ağır cezaların “Cezaevi Disiplin Kurulu” tarafından verilmesi düzenlenmektedir.

Hasta mahpusların durumu, DGM’lerde yargılanıp AİHM ve AYM kararları doğrultusunda haklarında yeniden yargılama kararı verilmesi gerekirken ayrımcılığa uğrayarak talepleri reddedilen hükümlülerin durumu, cezaevlerinin fiziki koşulları gibi pek çok sorun siyasi iktidarın insan yaşamını ve uluslararası hukuki standartları yok sayan yaklaşımı nedeniyle hala çözülememektedir. Bu doğrultuda derhal adım atılması gerekmektedir.

Bu metin ile yasa teklifi kadına yönelik suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların infazına ilişkin düzenlemeler boyutuyla incelenecektir.

TASARIDA KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE ÇOCUK İSTİSMARINA İLİŞKİN GETİRİLEN İNFAZ DÜZENLEMELERİ

1.DOĞRUDAN AÇIK CEZA İNFAZ KURUMUNDA İNFAZ EDİLECEK CEZALARA DAİR DEĞİŞİKLİK

Teklifin 18. Maddesiyle 5275 sayılı CGTİK in “açık ceza infaz kurumlarını düzenleyen 14. Maddesinde değişiklik yapılmıştır.  Maddenin eski haline göre “İki yıl ve daha az hapis cezası alanlar için cezanın doğrudan açık cezaevinde infaz edilmesi” mümkün iken yasa teklifi ile “kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanların” cezalarının doğrudan açık cezaevinde infazı düzenlenmektedir.

Her ne kadar cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve ikinci defa mükerrir olanlar kapsam dışı tutulmuşsa da; kasten yaralama, özel hayatın gizliliğinin, tehdit(TCK 106/2) ihlali gibi suçlardan verilen cezalar kapsama girdiğinden değişiklik kadına yönelik şiddet faillerinin infaz koşullarının iyileştirmesi, bu suç tipleri yönünden cezanın doğrudan açık cezaevinde infazı anlamına gelecektir.

2.İZİNDEN DÖNMEME VEYA GEÇ DÖNME İLE İLGİLİ DÜZENLEME

Taslağın 40. Maddesi ile CGTİK 97. Madde İzinden dönmeme veya geç dönme ile ilgili düzenleme yapılmıştır.

Komisyondan geçen teklifte “Salgın hastalık, doğal afet, savaş veya seferberlik durumunda bu sebeplerden dolayı izinden dönemeyen veya geç dönen hükümlülere ceza verilmez” düzenlemesi yer almıştır. Uygulamanın istismara açık olacağı değerlendirilmektedir.

3.KOŞULLU SALIVERİLMEYE İLİŞKİN DÜZENLEME:

Koşullu salıverilmeye ilişkin düzenlemeler 5275 sayılı Kanunun 107. Ve 108. Maddesi değişikliği ile Kanuna eklenen Geçici 9. Madde kapsamında yapılıyor. Teklifin Adalet Komisyonundaki görüşmeleri sırasında 5275 sayılı Kanuna eklenmesi teklif edilen Geçici 9. Maddeye 6. fıkra eklenerek maddenin kapsamı genişletiliyor:

  • Teklifin 48. Maddesiyle 5275 sayılı kanunun 107. Maddesinde değişiklik yapılarak Koşullu salıverilme için 2/3 oranı ½’te indirilirken:

Türk Ceza Kanununun;

-Kasten öldürme suçlarından (madde 81, 82 ve 83) süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

-Cinsel saldırı (madde 102, ikinci fıkra hariç), reşit olmayanla cinsel ilişki (madde 104, ikinci ve üçüncü fıkra hariç) ve cinsel taciz (madde 105) suçlarından süreli hapis cezasına mahkûm olanlar,

-Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan (madde 102, 103, 104 ve 105) hapis cezasına mahkûm olan çocuklar,

– Özel hayata ve hayatın gizliliği alanına karşı suçlardan madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138 süreli hapis cezasına mahkum olanlar

Cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilecekleri düzenlemesi getirilerek bu suçlar için 2/3 koşullu salıverilme oranı eski şekliyle korunuyor.

  • Yine teklifin 49. Maddesiyle 5275 sayılı Kanunun “Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri” başlıklı Maddesinde değişiklik yapılıyor.

Teklif ile maddenin dokuzuncu bendinde yapılan değişiklikle;

Nitelikli cinsel saldırı TCK 102/2, TCK 103 üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104 üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçunda süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı, dörtte üç olarak uygulanır. Düzenlemesi ile bu suçlar bakımından da infaz süresi ¾ olarak korunuyor.

Ancak maddede mükerrirler için cezanın ¾’ünün infaz edilmiş olması oranının 2/3’e indirilmiş olması, kasten yaralama, tehdit, özel hayatın gizliliğinin ihlali gibi kadına yönelik sıklıkla ve mükerrer olarak işlenen suçların cezalandırılmasında infaz indirimine gidilmesi anlamına geliyor.

  • Teklifin 53. Maddesi ile Kanuna eklenen Geçici 9. Maddenin 6. Fıkrası önemlidir:

“Geçici 9/4: 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104, 105 ve 188 inci maddelerinde düzenlenen suçlardan 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 28/6/2014 tarihinden önce işlenmiş olanlar için verilen süreli hapis cezaları bakımından koşullu salıverilme oranı üçte iki olarak uygulanır”

Hükmü getirilmekle birlikte 2014’ten önceki İnfaz Kanunu’nda bu suçlar bakımından zaten 2/3 infaz düzenlemesi bulunduğu ve cezada kanunilik gereği yeni kanun aleyhe olacak şekilde eskiye yürümediğinden 2014 öncesi cezaların infazına ilişkin bu düzenleme bir açıklamadan ibarettir.

Ancak komisyon görüşmeleri sırasında teklif edilen geçici 9. Maddeye eklenen 6. fıkra ile denetimli serbestlikten faydalanma koşulları kasten öldürme ve cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve diğer suçlar bakımından da genişletilmektedir. Fıkra hükmü ile “toplam hapis cezası 10 yılın altında olanlar bir ayını, 10 yıldan fazla olanlar ise 3 ayını kapalı infaz kurumunda geçirmiş iyi halli hükümlülerden ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına 1 yıl ve daha az süre kalanların talepleri halinde açık ceza infaz kurumuna gönderilecekleri belirtilmektedir. Madde metninden düzenlemenin açık cezaevinden doğrudan covid nedeniyle özel izin gerekçesiyle salıverilme sonucu doğuracağı anlamı çıkmaktaysa da Komisyon görüşmelerinde amacın bu olmadığı ve uygulamanın buna dönük olmayacağı açıklanmıştır. Madde gerekçesi olarak, açık cezaevlerinin boşaltılması nedeniyle açık cezaevinde bulunan hükümlülerce yapılan işlerin sürekliliğinin sağlanabilmesi belirtilmiştir.

  • Açık cezaevinde bulunanlar ve denetimli serbestlik hükümleri uyarınca cezaları infaz edilenlerin, kadına yönelik suçlar bakımından İstanbul Sözleşmesi ve diğer mevzuat uyarınca gerekli tedbirler alınmadan izinli sayılması

Teklif ile infaz kanuna eklenen Geçici 9. Maddenin 5. Fıkrası ile açık cezaevinde bulunan hükümlülerin veya denetimli serbestlikten faydalanan hükümlülerin 31.05.2020 tarihine kadar izinli sayılmaları düzenlenmiştir. İki aylık izin süresinin en fazla 3 kez uzatılabileceği belirtilmiştir.

Salgın nedeniyle tedbiren izin düzenlemesi getirilmekteyse de izin sürecinde kadınları ve çocukları güvence altına alacak tedbirlere ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Aksine HSK kararı ile 6284 sayılı Kanun dahi salgın sürecinde uygulanmaz hale getirilmek istenmiştir.

4.DENETİMLİ SERBESTLİK 105/A VE GEÇİCİ 6. MADDE DÜZENLEMESİ:

Teklifin 46. Maddesi ile 5275 Kanun’un denetimli serbestliği düzenleyen 105/A maddesinde değişikliğe gidilerek, uygulamada her türlü suç için 1 yıl olan denetimli serbestlik süresi, koşullu salıverilme miktarına göre oransal eşitlenmekte. Buna göre, tüm hükümlüler cezalarının 4/5 ini tamamlamış olmak şartıyla kalan süreyi denetimli serbestlikten yararlanarak tahliye olabilecek. Kalan 1/5 lik süre her halde 3 yılı geçemez. (Bu madde CB hakaret TCK 301 kapsamında cezalandırılanların da cezalarının infaz biçimine dair tartışma yaratmıştır.)

Geçici 6. Maddede yapılan değişiklikle 30/3/2020 tarihine kadar işlenen suçlar bakımından bu maddede değişiklik yapan Kanunla değiştirilen 105/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “bir yıl”lık süre, “üç yıl” olarak uygulanır denilmekle birlikte:

TCK kasten öldürme suçları (madde 81, 82 ve 83), üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı işlenen kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu, (madde 87, fıkra iki, bent d), işkence suçu (madde 94 ve 95), eziyet suçu (madde 96), cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar (madde 102, 103, 104 ve 105), özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı suçlar (madde 132, 133, 134, 135, 136, 137 ve 138) hariç tutuluyor.

 

[toplumsalhukuk.net’den derlenmiştir.]

Yorumlar