Erkekler Regl Olabilseydi – Gloria Steinem

Peki, birden mucizevî bir şekilde erkekler regl olmaya başlasaydı ve kadınlar olamasaydı, ne olurdu? Kesinlikle regl kıskanılası, değerli ve erkeksi bir olay haline gelirdi. Erkekler regl miktarı ve ne kadar sürdüğü hakkında övünüp dururlardı.

Erkekler Regl Olabilseydi – Gloria Steinem

Ms. magazine kurucularından ABD’li feminist, kürtaj hakkı savunucusu Gloria Steinem, 1979 yılında yazdığı bu mizahi yazıda regl dönemine yönelik cinsiyetçi sosyal kalıpları alaya alıyor.

Hindistan’da yaşamak dünyadaki beyaz bir azınlığın, yüzyıllardır beyaz derili olmanın insanları daha üstün kıldığı düşüncesiyle bizi kandırdığını anlamamı sağladı. Oysa ki beyaz derili olmanın yol açtığı tek şey insanları ultraviyole güneş ışınlarına ve kırışıklıklara daha çok maruz bırakmak.

Freud okumaksa, beni penis hasedi konusunda bir o kadar şüpheci hale getirdi. Aslında doğum yapma gücü “rahim hasedi” fikrini daha mantıklı kılıyor ve penis kadar dışsal ve korunmasız bir organ aslında erkekleri oldukça savunmasız hale getiriyor.

Ama yine de geçenlerde bir kadının beklenmedik bir zamanda regl olmasının hikâyesini dinlerken (sahnede ateşli bir tartışma yürütürken, kırmızı bir leke bütün elbisesine yayılmış) kendimi utanç ve korku içerisinde buldum. Tartışma sırasında en sonunda fısıltılardan dolayı bu aşikâr durumu fark eden kadın, tamamı erkek dinleyicilere dönüp “sahnede regl olan bir kadın gördüğünüz için gurur duymalısınız. Muhtemelen bu yıllardır bu grubun başına gelen ilk gerçek şey” demiş.

Kahkahalar. Rahatlama. Negatif olanı pozitife dönüştürmüş. Kafamda o kadının hikâyesi bir şekilde Hindistan ve Freud üzerine düşündüklerimle birleşerek, nihayet bana pozitif düşünmenin gücünü fark ettirdi. “Üstün” olan grubun her neyi varsa bu onun kendi üstünlüğünü, “alttaki” grubun her neyi varsa bu da onun düşkünlüğünü meşrulaştırmak için kullanılacaktı. Tüm kadınlar beyaz erkeklerden “daha zayıf” olarak görülüp düşük maaşlı işlere zorunlu bırakılıyordu. Oysaki Siyah erkeklere düşük maaşlı işler verilmesinin sebebi onların beyaz erkeklerden “daha güçlü” olduğunun söylenmesiydi. Annesi gibi avukat olmak isteyip istemediğini sorduğumda bana “Yok hayır, o kadın işi” diyen o küçük çocuk gibi. Mantığın ezme ilişkileriyle hiçbir bağlantısı yok.

Peki, birden mucizevî bir şekilde erkekler regl olmaya başlasaydı ve kadınlar olamasaydı, ne olurdu?

Kesinlikle regl kıskanılası, değerli ve erkeksi bir olay haline gelirdi.

Erkekler regl miktarı ve ne kadar sürdüğü hakkında övünüp dururlardı.

Genç oğlanlar bundan erkekliğin gıpta edilesi başlangıcı olarak söz ederlerdi. Regl hediyelerle, dinsel törenlerle, aile yemekleriyle ve erkeklere özel partilerle kutlanırdı.

Güçlü pozisyona sahip insanlar arasındaki işgücü kaybını önlemek için, Kongre, Ağrılı Menstrüasyon İçin Ulusal Fon başlatırdı. Doktorlar erkeklerin hormonal anlamda korunması gereken kalp krizleri hakkındaki araştırmaları azaltıp, tüm araştırmalarını regl sancıları üzerine yürütürdü.

Hijyen ürünleri devlet tarafından fonlanır ve ücretsiz erişim sağlanırdı. Tabii ki bazı erkekler yine de Paul Newman Tamponları, Muhammed Ali’nin Doping Etkili Pedleri, John Wayne Maxi Pedleri ve Joe Namath Koruma Kalkanı, “Müzmin Bekârlar için Hafif Günler” gibi ticari markalara prestij amaçlı para harcardı.

İstatistiksel araştırmalar, erkeklerin regl döneminde sporda daha çok başarılı olduğunu ve daha çok Olimpik madalya kazandığını ortaya koyardı.

Komutanlar, sağcı politikacılar ve köktendinciler ise menstrüasyon kelimesi ile (menstruation kelimesini kasten men-struation biçiminde hatalı heceleyerek, men=erkek/estruation=kızışma kelimeleriyle kelime oyunu) arasında bağlantı kurarak, bunu sadece erkeklerin Tanrı’ya ve savaşan ülkeye hizmet edebileceğinin (“Kan dökmek için önce kan akıtman gerekir”); sadece erkeklerin yüksek mevkili siyasi makamları işgal edebileceğinin (“Mars gezegeni tarafından yönetilen aylık regl döngüsü olmayan kadınlar yeterince sert olabilirler mi ki?”); sadece erkeklerin papaz, rahip ya da Tanrı’nın kendisi (“O (he-kişisi) bizim günahlarımız için kendi kanını vermiştir”) veya haham olabileceğinin (“Her ay pisliklerinden arınmadıkları için, kadınlar temiz değildir”) kanıtı olarak kullanırlardı.

Liberal ve radikal erkekler yine de, kadınların eşit, hatta sadece farklı olduğunu ve sadece erkeklerin regl haklarının üstünlüğünü kabul eden (“Diğer her şey ayrıntıdır”) veya her ay kendi kendisini yaralayan (“Devrim için kanını dökmelisin”) her kadının saflarına dâhil olabileceğini savunurdu.

Sokak gençleri yeni argo deyimler icat ederdi. Mesela “O üç pedli bir adam”. Sonra da ona çak bir beşlik deyip, çok iyi göründüğünü söylerlerdi. “Evet, adamım yine tam paçavralı günümdeyim!” [Hem regl olmak, hem de sinirli olmak anlamındaki argo, “on the rag” deyimi]

Televizyon dizileri konuyu açıkça ele alırdı. Dizilerin isimlerinde bile “regl” veya “menstrüasyon” isimleri geçerdi veya dizilerin konuları bunlar olurdu. Happy Days (Mutlu Günler) dizisinde Richie ve Potsie, Fonzie’yi iki kez üst üste regl olmadığı halde hala “Fonz” olduğuna ikna etmeye çalışırlardı. Hill Street Blues polisiye dizisinde muhtemelen her iki karakoldaki tüm polis memurlarının regl döngüleri aynı zamana denk gelirdi. Ya da gazetelerde“Yazın Köpek Balığı Terörü Regl Olan Erkekleri Tehdit Ediyor” ve Hâkim Tecavüzcüye Regl İndirimi Veriyor” gibi köşeyazıları da görebilirdik. Veya filmler: Kan Kardeşler’de Newman ve Redford!

Erkekler kadınları “ayın o zamanında” seksin daha keyifli olduğuna ikna ederdi. Lezbiyenlerin kandan ve bu yüzden de hayattan korktuklarına ama hâlbuki onların tek ihtiyacının regl olan iyi bir erkek olduğuna dair söylentiler çıkardı.

Tıp fakülteleri kadınların okula girişini yasaklardı. (“Kadınlar azcık kan bile görseler bayılabilirler”)
Tabii ki entelektüeller en mantıklı ve en etik argümanları sunardı. Ayın ve gezegenin döngülerini ölçen biyolojik bir yetenekleri olmaksızın, kadınlar nasıl zaman, uzay ve matematik duygusunu ve hatta herhangi bir şeyi ölçme yetisini gerektiren disiplinlerde uzmanlaşabilirlerdi ki? Felsefede ve dinde, kadınlar evrenin ritminden kopuk olma durumlarını nasıl telafi edebilirlerdi ki? Ya da her ay yaşanan sembolik ölüm ve yeniden dirilme deneyimi konusundaki eksikliklerini nasıl kapatabilirlerdi ki?

Menopoz, erkeklerin yıllar boyunca artık daha fazla ihtiyaç duymayacakları kadar döngüsel bilgelik elde ettikleri pozitif bir olay olarak kutlanırdı.

Liberal erkekler her şekilde kibar olmaya çalışırdı. “Bu insanların” hayatı ölçme yetisi konusunda eksik olmalarının, onlar için zaten yeterli bir ceza olduğunu söylerlerdi.

Gloria Steinem ve Betty Friedan 70’li yıllarda bir eylemde

Peki, kadınlar nasıl bir tepki verecek biçimde eğitilirdi? Sağcı kadınların tüm bunları sadakatli ve neşeli bir mazoşizm ile kabul edeceğini herkes hayal edebilir. “ERA” ev kadınlarını her ay kendilerine zarar vermeleri için zorlardı”: Phyllis Schlafly (Amerika’da anti-feminist, eşcinsel ve kürtaj hakları karşıtı muhafazakâr bir avukat) “Kocanın kanı İsa’nın kanı kadar kutsaldır- ve çok da seksidir” Marabel Morgan.) Reformcular ve Kraliçe Arılar hayatlarını çevrelerindeki erkeklerin döngülerine göre düzenlerdi. Feministler sonsuza kadar, erkeklerin de, tıpkı kadınların “aybaşı hasedinin” bağlarından kaçması gerektiği gibi, hatalı Marsçıl saldırganlıktan özgürleşmesi gerektiğini açıklarlardı. Radikal feministler regl olmayanların ezilmesinin diğer tüm ezilmişliklerin şablonu olduğunu eklerlerdi. (“Vampirler bizim ilk özgürlük savaşçılarımızdır”) Kültürel feministler sanatta ve edebiyatta kansız kadınlık imgesini göklere çıkartırlardı. Sosyalist feministler, kapitalizm ve emperyalizm yenildikten sonra, kadınların da regl olacağında ısrar ederlerdi. (“Eğer kadınlar Rusya’da hala regl olmuyorlarsa, bunun tek nedeni sahici sosyalizmin kapitalist kuşatma ortamında var olamamasıdır” gibi açıklamalar yaparlardı.)

Kısacası, çoktan tahmin etmiş olmamız gerektiği gibi, mantığın, mantığı üretenin ellerinde olduğunu anlamamız gerekli. (Mesela, buraya mantıkçılar ve kuramcılar için bir fikir bırakalım: Eğer kadınların regl döngüsünün başında, yani kadınlık hormonunun en düşük düzeyde olduğu zamanlarda, mantıksız ve duygusal davrandığı varsayılıyorsa, o zaman neden kadınların, bu ilk günlerde erkeklerin bütün ay boyunca davrandığı gibi davrandığını söylemek mantıksız oluyor? Sonraki tartışmaları size bırakıyorum.)

Gerçek şu ki, eğer erkekler regl olsaydı, gücü meşrulaştırma çalışmaları asla sona ermezdi.

Eğer biz onlara izin verseydik.

Bu yazı The Palgrave Handbook of Critical Menstruation Studies’deki orijinalinden Begüm Selici tarafından Kadın Savunma Ağı için çevrilmiştir.

Yorumlar