İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz, Haklarımızı Savunuyoruz!

Öfkemizi, inadımızı çantamıza koyup, acil olarak biraya gelmeli; bin bir emekle elde ettiğimiz haklarımız için yeniden ve yeniden mücadele etmeliyiz. Nefesimizi kesmeye çalışan tüm bu saldırılara karşı “nefes almak istiyoruz” diyerek yan yana gelecek ve tüm bu kadın düşmanı politikaların karşısında duracağız.

İstanbul Sözleşmesi’nden Vazgeçmiyoruz, Haklarımızı Savunuyoruz!

AKP MYK toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatı ile İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı fesih ya da bazı maddelere çekince konulmasının sonuçları üzerinde çalışma yapıldığı haberleri basında yer aldı.

AKP MYK toplantısında gündem olan bu İstanbul Sözleşmesi nedir?

 “Kadına karşı şiddetin, kadınlarla erkekler arasında tarihten gelen eşit olmayan güç ilişkilerinin bir tezahürü olduğunu ve bu eşit olmayan güç ilişkilerinin, erkeklerin kadınlara üstünlüğüne, kadınlara karşı ayrımcılık yapmalarına ve kadınların tam anlamıyla ilerlemelerinin engellenmesine yol açtığının bilincinde olarak;

Kadına karşı şiddetin yapısal özelliğinin toplumsal cinsiyete dayandığını ve kadına karşı şiddetin, kadınların erkeklere nazaran daha ast bir konuma zorlandıkları en önemli sosyal mekanizmalardan biri olduğunun bilincinde olarak” diye başlayan İstanbul Sözleşmesinin temel amacı bu giriş cümlelerinde gizlidir. Sözleşme kadına yönelik şiddetle çok kapsamlı bir şekilde mücadele etmeyi hedefler ve henüz şiddet ortaya çıkmadan onu engellemeye çalışır. Bunun için de imzacı ülkelere kadın erkek eşitliğini sağlama sorumluluğu yükler.

Kadına yönelik şiddetin pandemide bile artış gösterdiği, kadın cinayetlerinin ülkenin en büyük sorunlarından biri olduğu, cinsel saldırı suçlarının kadınların yaşamlarını çekilmez hale getirdiği, çocuklara karşı cinsel istismar suçlarının gazetelerin 3. sayfa haberlerini doldurduğu bu günlerde; siyasal iktidar kadına yönelik şiddetle mücadeleyi hedefleyen bir uluslararası sözleşmeden neden imza çekmek ister? Siyasal iktidar tarikatların, cemaatlerin talimatı ile bu sözleşmeden imza çekmek isterken ne yapmayı amaçlar?

Kadını yok sayan bir eril tahakkümün merkezinde olan siyasal iktidar son aylarda attığı adımlarla baskı rejimini yeniden inşa etmektedir. Kadının ev içine hapsedildiği ve ücretsiz emeğinin sömürüldüğü bir sistemin karşısında durabilecek hiçbir hukuksal metne tahammül göstermeyen iktidarın İstanbul Sözleşmesi’ni diline dolaması boşuna değildir. Kadın erkek eşitliğinin karşısındaki siyasal iktidar kadınlara sadece annelik rolünü uygun görürken, LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemeleriyle onların her gün daha çok ayrımcılığa maruz kalmalarına sebep olmaktadır.

Bu nedenle parti MYK’sında karar verilmeye çalışılan kadınların yaşayıp yaşamayacağıdır. İstanbul Sözleşmesi kadınlar için hayatidir. Yaşam güvencelerimizden birini feshetmeyi konuşan Erdoğan ve partisi AKP öldürülen her kadından sorumludur. Faildir.

Kadınlara, çocuklara, LGBTİ+’lara nefes alma alanı bırakmayacak kadar yoğun yaşanan bu hak talanı karşısında yine bizler olacağız. Ölürken kanlarıyla katillerinin adını yazan kadın inadı ve mücadeleci ruhu siyasal iktidarın karşısındaki en büyük engel. Öfkemizi, inadımızı çantamıza koyup, acil olarak biraya gelmeli; bin bir emekle elde ettiğimiz haklarımız için yeniden ve yeniden mücadele etmeliyiz. Nefesimizi kesmeye çalışan tüm bu saldırılara karşı “nefes almak istiyoruz” diyerek yan yana gelecek ve tüm bu kadın düşmanı politikaların karşısında duracağız.

 

Yorumlar