Tarihin en zorlu döneminde emek mücadelesinde elinden gelenin çok daha fazlasını yapan bir kadın işçi ve bu mücadelede bir ilkin adı: Paula Thiede
Hayatımızın her saniyesi mücadele ile geçiyor, mücadele ile var oluyoruz. Bir de bu pandemi sürecinde mücadelemiz katmerlenerek arttı. Çalışanlar,işten çıkarılanlar, evden çalışanlar, ev içinde çalışanlar, zaten bir işi olmayanlar, biz, hepimiz, emek gücünden başka varı yoğu olmayanlar COVID-19 pandemisi ile mücadele ediyoruz. Çarklar dönsün diye yaşamlarımız yok ediliyor. Hepimiz ayrı ayrı zorlukları göğüslüyoruz yaklaşık iki aydır. Sağlıklı bir şekilde atlatmayı umarak günlerimizi geçiriyoruz. Biz emek gücü ile kendini var eden emekçilerin umut dolu bayramı 1 Mayıs bir kaç gün önce kutlandı. Alanlarda olamadık bu yıl. Ancak evler, balkonlar, pencereler, taleplerin yazıldığı pankart ve bayraklarla süslendi; her yer 1 Mayıs alanına dönüştürüldü. Bu pandemi günlerinde de umudumuzu yeşertmeye, direncimizi güçlü tutmaya devam edeceğiz.
Tarihin en zorlu döneminde emek mücadelesinde elinden gelenin çok daha fazlasını yapan bir kadın işçiden bahsetmek istiyorum.
Dünyada ilk kadın sendika başkanı: Paula Thiede
Paula Thiede, 6 Ocak 1870’te Berlin’de doğdu ve bugünün Kreuzberg Mehringplatz bölgesinde büyüdü. Babası marangozdu, bir işçi ailesi çocuğuydu. 14 yaşında, matbaa baskısında çalışmaya başladı.
19 yaşında da kendinden 10 yaş büyük dizici Rudolf Fehlberg ile evlendi. Birkaç hafta sonra ilk çocuğu Emma doğdu. İkinci çocuğunun doğumundan kısa bir süre önce, kocası “bir hastalık’’ sonucu öldü. Rudolf Fehlberg gibi Berlin’deki matbaacıların yarısı 40. yaş gününü kutlayamadan çok sayıda toksik maddenin günlük olarak kullanılması sonucu hayatını kaybetmekteydi. 1891’de, eşinin ölümünden sonra , hamile olan ve hiçbir geliri olmayan Paula Thiede tekrar çalışmaya başladı. Çocuğu 2 Mayıs’ta doğana kadar “işine devam etmek” zorunda kaldı.Kirasını ödeyebilmek için rutubetli bir binaya taşınmak zorunda kaldı. Bu şartlar altında bebeği sadece dört ay yaşayabildi. Paula Thiede, Kreuzberg’e ve hızlı basım işine geri döndü. Orada yolu imparatorluğun şimdiye kadar gördüğü en büyük grevlerden biriyle kesişti.
1891 Ekim’inde 14 Kasım’da 9 saatlik iş günü için 12 bin matbaacının katıldığı grev başladı. Ancak devlet yetkilileri sendika yardım fonlarını ele geçirdi ve bu nedenle dayanışmaya rağmen grev Ocak 1892’de başarısızlıkla sona erdi.
1890 Mart’ının başında “Sosyalist Yasanın son gölgesi altında” yaklaşık 450 kadın bir kadın birliğinde örgütlendi. Ancak grevden sonra örgüt çöktü.
Paula Thiede, 22 yaşında ama uzun yaşam tecrübesiyle dolu olarak kendisi gibi olanların durumunu iyileştirme mücadelesine atıldı. Üç yaşındaki kızı Emma’nın sorumluluğuna rağmen, derneği yeniden inşa etmekte kararlıydı.
Birkaç hafta sonra, 4 Mart 1892’de, Paula; yönetim kurulu üyeliğine resmi bir sorumlulukla seçildi, iki yıl sonra da Berlin yardımcı kadın işçilerinin başkanı oldu. 1896’daki bir sonraki büyük grevde işçiler matbaacılıkta da başarı kazanmış, artık 9 saatlik iş günü uygulamaya sokulmuştu
1898’de ülke çapında Alman Matbaa İşçileri Derneği kuruldu ve Paula Thiede, dünyada ilk kez bir kadın olarak başkanlığı üstlendi.Maddi zorluklardan ötürü sendika başkanlığına ara vermek durumunda kaldı.Bu dönemde sendika birçok üye kaybetti ve durgun bir döneme girdi.Bunun üzerine Paula Thiede tekrar başkanlığa döndü. Sonraki yıllarda üye sayısı 17 bine yükseldi ve sendika muazzam bir etki ve özgüven kazandı. Kadınların konumu güçlendirildi, Berlin’de yardımcı matbaa işçisi kadınlar için asgari ücret hayata geçirildi.Yardımcı kadın işçilerin hak elde etme mücadelesinin en önemli taktiği matbaaların kendi içinde verdikleri mücadeleydi. Bu mücadele her matbaada gerçekleşince işverenler 1906 yılında tüm yardımcı işçiler için bir TİS (Toplu İş Sözleşmesi) teklifinde bulundu. Artık genel çalışma koşulları, çalışma süreleri ve ücretlendirme ulusal düzeyde belirlenecekti.
Paula Thiede için Stuttgart’taki (1907) ve Kopenhag’daki (1910) Uluslararası Sosyalist Kadın Konferansları, siyasi faaliyetlerinin doruk noktaları oldu. Kopenhag’da ,Alman delegasyonunun (Paula Thiede, Clara Zetkin ve diğerleri ile birlikte) 8 Mart’ın Uluslararası Kadınlar Günü kabul edilmesi ve kadınlara seçme ve seçilme hakkı talepleri kabul edildi. Matbaalarda çalışan yardımcı kadın işçilerin dergisi “Dayanışma”da seçim hakkıyla ilgili yazılar yayımlandı.
Paula, “Bize insan haklarımızı verin, bize oy hakkı verin!” diye yazmaktaydı.
2 Mart’ı 3 Mart 1919’a bağlayan gece Paula Thiede hayata veda etti.
Paula Thiede yılmayan, direnci ile bizlere örnek olan bir kadın işçi. Hem de o, bu ataerkil düzende ilk sendika başkanlığı yapmış bir kadın.
Yorumlar