Ayfer ile Nuray komşu olduğundan parmak uçlarında Nuray’ın evine gittik. Nuray kapının önündeydi. Pastayı görünce çok duygulandı. Başka kimseye pasta kestirmediğini ama onların bu şekilde gelmesine mutlu olduğunu söyledi. Nuray’ın çok güzel Yeşilpınar manzaralı bir evi varmış. Kocaman bir kütüphane ve güzel bir çalışma masası… İçeri girince hayran kaldık. Mükemmel bir sofra kuruldu. Beyaz lahana sarması ( Gökçe’in favorisi ) vardı. Pastamızı yiyip keyiflendik. Muhabbet yine öyle veya böyle yine siyasete geldi. Ayfer “Tayyip Erdoğan’dan torpilci muhtara, domino taşı gibi hepsini yıkacağız.”
Depremin ilk gününden itibaren diğer birçok kadın örgütü ve feminist ağ gibi biz de örgütlü olduğumuz illerde ve Mor Mekanlarda yoğun bir dayanışma çalışmasına giriştik; birçok arkadaşımız bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Antakya-Defne bölgesindeki Sevgi Parkı’nda kurduğumuz Kadın Dayanışma Çadırı parkın tamamen boşaltıldığı 2 Mart gece yarısına kadar parkta kalmaya devam etti. Gönüllü kayıt formumuzu hala doldurmadıysanız doldurmayı unutmayın.
Antakya Kadın Dayanışma Çadırından yazıyoruz
ÖNCEKİ GÜNLERİ OKUMAK İÇİN: Yazdıklarımız
Gün 71 (24 Nisan):
Sevgili Günlük,
Sabah kalktığımızda biraz hüzünlüydük. Güneş, Roza, Nesteren ve Dilara bugün döneceklerdi. İsimlerini sık sık duyduğunuz, bazı sabahlar birlikte kahvaltı ettiğimiz ama her zaman dayanışma içinde olduğumuz Küçükkuyu Kadın Kolektifi’nden yumurta almaya gittik. Beraber güzel bir kahvaltı yaptık. Sonrasında gidecek arkadaşlarımızı uğurladık. Buraya mutlaka tekrar dönmek istediklerini söylediler. Veda etmek istedikleri pek çok çadır, kadın vardı. Vakit is azdı. Güneş’in sınavlarına, Nesteren’le Dilara’nınsa şehirde onlarsız da akan ve taşan hayatlarına yetişmeleri gerekti. Ama yine de gitmeden sevdiğimiz bir kadın arkadaşımız olan Nuray’a veda etmeye gittiler. Roza’yla beraber tek arabamız da elimizden gitmiş oldu. Artık dağıtım yapmak çok daha zor olacak.
Bugün Aşağıokçular mahallesinin hijyen ve giysi poşetlerini hazırlama günü. Beraberce o işe giriştik. 23 Nisan’ın yoğunluğundan dolayı üzerimize çöken yorgunluğu sütyen ve külot arayarak atmaya çalıştık. Liseli arkadaşlar bize yardıma geldiler. Çünkü mahallemiz için hazırlanması gereken pek çok paket vardı. O sırada Zelal afiş için resim yapmak istediğini söyledi. Orada burada biraz boya aradık. Dünden kalan oyuncak kolilerinin dibinde bulduğumuz boyalar ve tükenmez kalemlerimizi kullanarak Zelal afişin resmini çizmeye başladı. Gökçe’nin aklında sarı bez, süpürge gibi malzemelerin kadınların ellerinde durması vardı. Esma ise daha önce ellerinde reyhanlarla eylem yapan Hataylı kadınların fotoğraflarını gösterdi. Ucu mora çalan reyhanlarıyla ve üzgün yüzleriyle dokunaklı kadınlardı. Zelal bu iki imgeyi birleştirerek bir resim çizdi. Telefonda üzerinde biraz oynadık. Ve kullanmaya karar verdik. O sırada Esma mektubun tasarımını yaptı.
Liseli arkadaşlardan biri şişelere deterjan doldurdu. Diğerleri sütyenlere ve donlara girişti. Poşetler yavaş yavaş birikmeye başladı.
Ceren, Rukiye, Şeyda ve Gökçe Ayfer’le buluştular. Onun çadırında Yusuf ve Vahit’le oyun oynadılar. Rukiye ile Yusuf takla attılar. Bugün Nuray’ın doğum günü. O yüzden Ayfer’in bir tanıdığından pasta siparişi verdik. Pastacı bir fiyat söyledi, sonra Ayfer dedi ki “Ayfer’e kaça olur?”
Sonra pastayı Ayfer fiyatından aldık. Ayfer ile Nuray komşu olduğundan parmak uçlarında Nuray’ın evine gittik. Nuray kapının önündeydi. Pastayı görünce çok duygulandı. Başka kimseye pasta kestirmediğini ama onların bu şekilde gelmesine mutlu olduğunu söyledi. Nuray’ın çok güzel Yeşilpınar manzaralı bir evi varmış. Kocaman bir kütüphane ve güzel bir çalışma masası… İçeri girince hayran kaldık. Mükemmel bir sofra kuruldu. Beyaz lahana sarması ( Gökçe’in favorisi ) vardı. Pastamızı yiyip keyiflendik. Muhabbet yine öyle veya böyle yine siyasete geldi. Ayfer “Tayyip Erdoğan’dan torpilci muhtara, domino taşı gibi hepsini yıkacağız.” Dedi. Herkes güldü.
O sırada Esma 1 Mayıs çağrılı Antakya Kriz Koordinasyonu toplantısına katıldı. Solcu erkeklerle ağır ağır konuşmak, onların yavaşlığına adapte olmak onu zorladı. Toplantı üç buçuk saat sürdü. Feminist hareketin hızına sağlık.
Tüm bunlar olurken Zelal çadırların orada kaldı. Güvenlik sebebiyle hep orada aramızdan birini bırakmak durumunda kalıyoruz. Herkes yokken soba yakmış, oturmuş.
Sonra yine yorucu geçen bir günün ardına uykumuzu koyduk. Beraberce uyuduk.
İyi geceler.