Kadın Savunma Ağı olarak, krize, yoksulluğa, ücretli-ücretsiz emeğimizin sömürüsüne karşı başlattığımız "Kriz varsa isyan var" kampanyamızla ilgili materyallerimizi bu sayfadan indirip kullanabilirsiniz.
Kadın Savunma Ağı olarak, krize, yoksulluğa, ücretli-ücretsiz emeğimizin sömürüsüne karşı başlattığımız “Kriz varsa isyan var” kampanyamızla ilgili materyallerimizi bu sayfadan indirip kullanabilirsiniz.
Afişimizin 35 cm X 50 cm boyutlu baskı halini indirmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Bildirimizin A5 boyutlu baskı halini indirmek için buraya tıklayabilirsiniz.
Ücretsiz emek, nafaka hakkı ve regl yoksulluğunu kadınlara anlatmak için kullanabileceğiniz 50cm X 70cm boyutlu görsel araçlarımız için buraya tıklayabilirsiniz.
Sosyal medya paylaşımları için kullanabileceğiniz görsel içeriklerimiz için buraya tıklayabilirsiniz.
Kadın Savunma Ağı olarak hazırladığımız “Kalk kız kriz var; Kriz varsa isyan” var çağrı metnimiz:
Hayatlarımız giderek daha da zorlaşırken yan yana olmak, dayanışmak ve bize dayatılanlara karşı direnmek bizi güçlendiriyor. Çünkü sen, ben, o, biz hepimiz, pandemi koşullarını en ağır yaşayanlarız. Şimdi sırtımızdaki en ağır yüklerden birine; ekonomik krize, işsizliğe, kadın yoksulluğuna karşı ayağa kalkmak; görünmeyen emeğimizin hesabını sormak için hep birlikte harekete geçmek istiyoruz.
Yağ stoklamak, daha ucuz marketleri araştırmak, yaşamak için kredi çekmek, kirayı denkleştirmeye çalışmak… Çoğumuz bu yöntemlerle hayatta kalmaya çalışıyoruz ama bunların çözüm olmadığını da biliyoruz! Neden hepimiz aynı şeyleri yaşayıp tek başımıza çözümler arayalım ki? Neden, erkek şiddetine karşı sokakları inleten gücümüzü, bu gidişatı durdurmak için de kullanmayalım?
Yan yana gelmek, dertleşmek güzel ama sadece bir dokunup bin ah işitmeyelim birbirimizden. Dayanışmalar kurmak, el konulan emeğimizin, hayatlarımızdan çalınanın hesabını sormak için de bir araya gelelim. Sorunlarımızın adını koyup hep birlikte nasıl bir direniş örebileceğimizi tartışmak; etkili mücadele yöntemleri bulmak için bir araya gelelim. Kadınları aileye ve mevcut toplumsal kalıplara bağlı olmadan güçlendirecek feminist ekonomik-toplumsal taleplerimizi seslendirmek için bir araya gelelim. Hayatımızın el konulan değerlerini geri almak için, feminist bir direniş hareketini yükseltmek için bir araya gelelim.
Kriz kapitalizmin bedel milyonların
Ağır ekonomik kriz koşullarında hayatta kalmaya çalışıyoruz. Yaşama dair her şeyi piyasada alınıp satılır birer metaya dönüştüren neoliberal politikalar iflas etti. Sistem dikiş tutmuyor. Ülkemizde bütün yetkileri tek bir adamın eline veren rejim değişikliğiyle de beraber geldiğimiz nokta faşizm, işsizlik, yoksulluk… Döviz kurundaki hareketlilikten zenginliğine zenginlik katan, elektriğe, doğalgaza yapılan zamlarla halkın cebinden alarak enerji hakkımızı parsellemiş şirketlerin karını büyüten, ülkenin rezervlerini sermayeye aktaran bir hırsızlar düzeninin altında eziliyoruz. Bu koşullarda bazıları servetine servet katarken milyonlarcamız ekonomik açıdan adeta yere çakılıyoruz.
Ekonomik kriz biz kadınların hayatında elbette katmerli bir yük olarak yaşanıyor. Kadınlar giderek yoksullaşıyor. Hayat o kadar pahalı ki hesap kitap yapmadan yaşanmıyor. Ev ekonomisini yönetebilmek kadınların görünmeyen işi. Gıdadan faturalara, hijyenden sağlığa bütün temel ihtiyaçlardan alınan yüksek vergilere zamlar ekleniyor. Bir çoğumuz artan kiralarla baş edemediğimiz için özgürleşmek üzere ayrıldığımız evlere geri dönüyoruz ya da o evlerden çıkma ihtimalimiz düşüyor. Evlerimizi birleştirenlerimiz de var. (Zorunluluktan da olsa güzel mücadelelerin kolektif mekanları olması dileğiyle ?)
Ekonomik kriz pandeminin üstüne geldi. Bir çoğumuz işten çıkarıldık ya da ayrılmak zorunda kaldık. Ya da kötü ve güvencesiz çalışma koşullarına razı olduk. Covid-19 etkisiyle iş kaybı ve geniş tanımlı kadın işsizliği yüzde 43. Her 100 kadından sadece 17’si kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda! [1]
Patriyarkal kapitalizm her şeyi piyasanın konusu haline getirirken bazı işlerin ailenin içinde kadınlar tarafından çözülmesini istiyor. Devlet bu işlere kaynak ayırmıyor. İşte o işler bizim omuzlarımıza bırakılan bakım işleri. Bazen bir hasta bakıcı, bazen öğretmen, bazen ortak motivasyon yaratarak salgınla baş etme görevi kadınlara verildi. Sosyal hayatımız giderek yok oluyor. Ruh hallerimiz, ilişkilerimiz değişiyor. Tam anlamıyla bir bakım krizi yaşanıyor.
Bu koşullarda çocuklar, kadınlar, LGBTİ+’lar istismara ve şiddete daha açık hale getirildik. Türkiye İstanbul sözleşmesinden Erdoğan’ın kararıyla çekildi. Şimdi de çok sınırlı miktarlarda verilen nafaka hakkımızı kısıtlamaya çalışıyorlar.
Ekonomik krizin patriyarka ve faşizmle dolaysız bir bağı var. Pariyarkal kapitalizm, yoksulluk, kadınların şiddet gördüğü ilişkilerden çıkamamasını, boşanamamasını, emeğinin hakkını arayamayacak kadar güvencesiz olmasını istiyor ve bunu devlet gücüyle sağlıyor.
Bu koşullarda nasıl hayatta kalıyoruz?
Bu soruya hepimizin vereceği birbirinden yaratıcı bir sürü yanıt var. Hesap uzmanı kadınlar olarak tasarruf yapmanın, geçinmenin milyon yolunu bulmuşuzdur. Peki bulduğumuz yöntemler çözüm mü?
Bizim tasarruf dediğimiz hayatlarımızdan kısmak. Peki bu sistemle pazarlık yapabilir miyiz? Uzlaşabilir miyiz? O pazarlıklar bize mutlu hayatlar vaat ediyor mu? Zaten ataerkil güç ilişkileri ve onun sürdürücüsü dinci faşist iktidar altında kısıtlanan yaşamımız iyice daralıyor. İhtiyacımız olan kendimizden kısmak değil, bu sistemi sarsmak.
Peki ne yapacağız?
Aslında bu bilgi bizde var. Günlük hayatımızın her anında küçük yaşlardan itibaren bize dayatılanlara karşı direnme, kendi alanlarımızı genişletme, özerkliğimizi inşa etme bilgisi. Biz kadınlar erkeklerden, devletten, patronlardan alacaklıyız! Erkek şiddetine karşı birbirimizi nasıl savunuyorsak, ekonomik kriz karşısında da birbirimizi savunabiliriz.
Hakkımız olanı yüksek sesle söyleyelim.
Hakkımız olanı almak için direnelim.
Direnişimizi dayanışmamızla güçlendirelim.
Acil taleplerimiz
- Gıdadan, elektriğe, doğalgaza, bebek bezinden hijyenik pete, temel ihtiyaçlara yapılan tüm zamlar geri alınsın. Temel ihtiyaçlar vergiden muaf tutulsun.
- Ülkenin ortak varlıklarına çöken, bütün temel haklarımızı bize fahiş fiyatlarla satan şirketler, devlete olan borçları tahsil edilerek kamulaştırılsın.
- Tam zamanlı ev kadınları için kocaya, babaya, evlenip evlenmemeye bağlı olmaksızın sağlık sigortası düzenlemesi yapılsın. Emeklilik hakkı tanınsın.
- Esnek ve güvencesiz çalıştırma yasaklansın. Kadınların tam zamanlı, güvenceli işlerde çalışabilmesine olanak veren bir istihdam politikası üretilsin.
- Eşdeğer işe eşit ücret istiyoruz.
- Kadın ve erkek bütün çalışanlar için çalışma saatleri kısaltılsın.
- Bakım işleri toplumsallaştırılsın. Yaygın yaşlı ve çocuk bakım merkezleri açılsın, gerektiğinde evde sosyal hizmet uzmanlarınca verilecek bakım hizmetleri kamusal olarak karşılansın.
- Doğum sonrası sırayla hem anneye hem de babaya devredilemez doğum izinleri verilsin, çocuk bakımı erkeklerin de bir sorumluluğu olarak okullardan iş yerlerine teşvik edilsin.
- Erişilebilir, ücretsiz kürtaj hakkı istiyoruz.
- Boşanma durumlarında kadınlara konut ve geçim güvencesi sağlansın.
- Nafakayı kısıtlamayı aklınızdan bile geçirmeyin. Nafaka miktarları insanca yaşamaya yetecek düzeye çekilsin.
- Kadınları ve LGBTİ+ları erkek ve devlet şiddeti karşısında savunmasız bırakan yasal düzenlemeler iptal edilsin. İstanbul sözleşmesi yeniden imzalansın, uygulansın.
Dünyayı istiyoruz. Değiştirmek için feminist isyandayız.
Derdiniz nedir diye sorarlarsa; yaşamı üretip kırıntılarla yetinmeyeceğiz diyelim.
Ekonomik krizin yükünü taşımamak için feminist isyan!
El konulan emeğimiz için feminist isyan!
Güvenceli çalışma hakkımız için feminist isyan!
Bakım işlerinin toplumsallaştırılması için feminist isyan!
Patiyarkal kapitalizme ve faşizme karşı feminist isyanımızı büyütmek için harekete geçelim!
[1] http://disk.org.tr/2021/03/covid-19-doneminde-kadin-isgucunun-durumu-raporu-yayimlandi/
Yorumlar