Muğla’da reddettiği erkek tarafından öldürülen Pınar Gültekin için birçok kentte kadınlar sokağa çıktı. Kadın cinayetlerinin önlenmesine dair hiçbir önlemi almayan iktidarın, kadınların hayatlarını ve haklarını koruyan yasalardan çekilme açıklaması yapmasına karşı kadınlar isyan etti.
Muğla’da reddettiği erkek tarafından öldürülen Pınar Gültekin için birçok kentte kadınlar sokağa çıktı. Kadın cinayetlerinin önlenmesine dair hiçbir önlemi almayan iktidarın, kadınların hayatlarını ve haklarını koruyan yasalardan çekilme açıklaması yapmasına karşı kadınlar isyan etti.
Yapılan birçok eylemde kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetlerin bu ülkedeki cezasızlık, tahrik indirimleri ve eşitsiz infaz yasaları yüzünden bir kadın kıyımına dönüştüğü vurgulanırken; kadınlar, Pınar’ı katleden Cemal Metin Avcı’nın aklanmasına, tahrik ve iyi hal indirimi almasına asla izin vermeyeceğiz dedi.
Sokağa çıkan kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin önemine vurgu yaparak, “İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” diye seslendi.
Pınar Gültekin ve katledilen kadınlar için eylemlerine devam eden kadınlar 22 Temmuz’da da sokaktaydı. İstanbul’da Ankara’da mahallelere yayılan eylemleri, Bursa, Trabzon, Tarsus, Eskisehir, Kocaeli, Dersim, Muğla, Sinop’ta gercekleştirilen eylemler izledi.
İstanbul
Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu’nun çağrısıyla Kadıköy Eminönü iskelesi önünde bir araya gelen yüzlerce kadın, Pınar Gültekin’in katledilmesini protesto etti.
“Pınar Gültekin isyanımızdır, bir kişi daha eksilmemek için İstanbul Sözleşmesini uygula” ve “Kadın cinayetlerini acil önle” pankartı taşındığı eylemde, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Katledilen kadınları isyanımızdır”, “Yasta değil isyandayız” ve “Kadınlar hep birlikte güçlü” dövizleri taşındı. Öte yandan “Erkek devleti yıkacağız”, “Erkek adalet kadınları öldürüyor”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” sloganları atılırken, kadınlar katliamlara karşı sık sık alkış çalarak tepki gösterdi.
Yapılan eylemde katledilen kadınların tek tek ismi okunarak “burada” denildi. Bunun yanı sıra kadınlar, hep bir ağızdan “Hayatlarımızdan, hayallerimizden, haklarımızdan, eşitlikten, özgürlüğümüzden, geleceğimizden ve İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dedi.
Polis, kadınların Rıhtımdan Khalkedon Meydanı’na yürümesini engellemek istedi. Ancak kadınların ısrarı üzerine yürüyüşe engel olamadı. Kadınlar sloganlarla Khalkedon Meydanı’na kadar yürüdü.
Khalkedon Meydanı’nda açıklamayı platform adına İrem Gerkuş yaptı. Kadın cinayetlerinin politik olduğunu ifade eden ve bir kadının daha erkek tarafından işkence uygulanarak katledildiğini söyleyen İrem, erkek şiddetinin münferit olmadığını dile getirdi. Salgın günlerinde iktidarın aldığı ilk kararlardan birinin 6284 sayılı kanunu askıya almak olduğunu aktaran İrem, “İktidar, kadın cinayetlerinin sorumlusudur, failidir. Pandemiyi fırsata çevirmeye çalışıp infaz yasasıyla şiddet faillerini kadınların yanına geri gönderen iktidar erkek şiddetinin sorumlusudur, failidir. Çocuk istismarına af getirmeye çalışan iktidar, çocuk istismarlarının sorumlusudur, failidir! İstanbul Sözleşmesi’ni hedef gösteren, uygulamayan, kaldırmaya çalışan bu iktidar yaşadığımız her türlü erkek şiddetinin sorumlusudur, failidir” diye konuştu.
Ankara
Ankara’da Çankaya Belediyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Ankara Kadın Platformu adına açıklamayı okuyan Pırıl Kurtdere, binlerce kadının hikayesinin aynı olduğunu belirterek, “Erkekler, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan AKP iktidarından alıyor” dedi. Kurtdere susmaya niyetlerinin olmadığını söyledi ve ekledi:
“Özgecan Aslan, Şule Çet, Ceren Özdemir, Gülistan Doku ve daha binlerce kadın… Hikayemiz aynı.
“Erkekler onlar sırf hayır dediği için, kendilerinden boşandığı veya ayrıldığı için veya hiç birlikte olmak istemediği için kadınları öldürme cesaretini, kadınlar öldürüldüğünde dahi yine o kadınların hayatını mercek altına alan, yine kadınların tercihlerini sorgulayan, öldüreni değil öldürüleni suçlayan savcılardan, hakimlerden, medyadan, iktidardan, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan AKP iktidarından alıyor.
“Erkek şiddetine karşı acil önlem planı çağrılarımıza kulak tıkayan sizler, bizim için hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açıyorsunuz.
“Biz kadınların uzun yıllar mücadelesi sonucu bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetle mücadelede en etkin yasa iken bunu uygulayacağınız yerde kaldırmayı düşünüyorsunuz. Oysa İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdir. İstanbul Sözleşmesi’ni hedef alıp sözleşmeden çekileceğini söylemek kadına yönelik şiddete teşviktir.
“Aile kavramı adı altında kadınların tüm yaşamı kuşatılıp eve hapsedilmesi planlanacak, kreş ve sığınma evleri kapatılıp, İstanbul Sözleşmesine saldırılacaksa biz kadınların da bunu kabul edip beklemeye niyetimiz yok. Birbirimizi savunacağız. Kamusal ve özel alanda pandemi koşullarında erkek egemenliğini inşa eden iktidar kurumlarına ve erkekler arası kurulan işbirliğine karşı susmaya hiç niyetimiz yok.”
İzmir
İzmir’de Kadınlar Birlikte Güçlü’nün çağrısı ile bir araya geldi. Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yapan kadınlar Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde yürüyüş yapmak istedi.
Polis, kadınların yürüyüşüne izin vermedi, kadınlara saldırarak 15 kadını işkenceyle gözaltına aldı. Kadınlar gözaltı sırasında sık sık, “Katledilen kadınlar isyanımızdır” sloganı attı.
Mersin
Mersin Kadın Platformu da Pozcu’da Pınar Gültekin için basın açıklaması yaptı.
“Öldürülen kadınlar isyanımızdır”, “Kadın cinayetleri politiktir” ve “Pınar Gültekin için isyandayız! Sokaktayız!” dövizleri taşınırken platformu adına Ceren İnan konuştu. İktidarın İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açmasının kadınların hayatlarına mal olduğunu belirten Ceren, ‘‘Pınar ve daha yüzlerce kadın için gerçek adalet İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasıyla gelecek, biliyoruz’’ dedi. Ceren açıklamanın devamında, “Bugün Pınar için ve katledilen bütün kadınlar için buradayız. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz kalmadığı için buradayız. İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın demek için buradayız. İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz’’ dedi.
Hatay
Hatay’da Kadın Birlikte Güçlü’nün Pınar Gültekin için yapmak istediği yürüyüş polis tarafından engellendi. Yürüyüşü engellenen kadınlar, Köprübaşı’nda açıklama yaptı.
Çok sayıda kadının katıldığı açıklamada konuşan Hatay Kadın Birlikte Güçlü Üyesi Selver Büyükkeleş, yaşamak istediklerini belirterek şunları söyledi:
“İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284’e el uzatanlar bu katliamlara ortaktır. Eşit ve özgür yaşayabilmek için, kız kardeşimiz Pınar için, hepimiz için her yerde isyandayız.
“Buradan bir kez daha tekrarlıyoruz: İstanbul Sözleşmesi’ni, 6284’ü uygulayın. Pınar Gültekin ve katledilen tüm kadınlar isyanımızdır, İstanbul Sözleşmesi’ni değil cinayetleri engelleyin.”
Muğla
Muğla’da kadınlar Sınırsızlık Meydanı’nda bir araya geldi. Muğla Kadın Platformu’nca yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“24 Mayıs’ta Zeynep Şenpınar, Ahmet Selim Kemaloğlu tarafından katledildi. 6 Temmuz’da Milas’ta Nazife G., Mehmet Salih G. Tarafından katledildi. 21 Temmuz’da Pınar Gültekin, Cemal Metin Avcı tarafından katledildi. Bunlar sadece Muğla’da son aylarda yaşanan katliamlar.
“Bizler Pınar’ın yürüdüğü sokaklarda aynı güvencesiz kanunlar altında baskılanan kadınlarız. Buradan yargıya ve adalete sesleniyoruz. Şiddet kimden gelirse gelsin karşısındayız.
“Bu katliamların sorumlusu İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamayan, kaldırmak isteyen ve bu katliamlara sessiz kalan herkestir. Katiller ve destekçileri yargılanıp cezalandırılana kadar durmayacağız. Öfkemiz diri, sessiz kalmayacağız.
“Her bir kadının sokaklarda özgürce koşabildiği, kahkahalarla dans edebildiği güne kadar alanlardan, meydanlardan, kürsülerden asla çekilmeyeceğiz.
“Tüm bu yaşanan olaylar karşısında; sürece sahip çıkması ve tüm hukuki süreci takip etmesi için Muğla Barosu’na çağrıda bulunuyoruz. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok.”
Akyaka
Gökova Akyaka Kadın Platformu, Pınar Gültekin’i öldüren Cemal Metin Avcı’nın aklanmasına izin vermeyeceklerini belirterek, “tahrik ve iyi hal indirimi almasına asla izin vermeyeceğiz” dedi.
Pazar Meydan’da yapılan açıklamaya çok sayıda kadın katılırken, “Kadın cinayetleri politiktir” pankartı açıldı. “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz” ve “Yasta değil isyandayız” dövizlerinin taşındığı açıklamayı kadınlar adına Pınar Hakgüden yaptı.
Kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetlerin bu ülkedeki cezasızlık, tahrik indirimleri ve eşitsiz infaz yasaları yüzünden bir kadın kıyımına dönüştüğünü belirten Pınar, Muğla’da son 2 ay içinde üçüncü kadın cinayetinin işlendiğini hatırlattı.
“Bazı iktidar vekilleri 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a ve İstanbul Sözleşmesi’ne şuursuz bir biçimde imza attıklarını, hata yaptıklarını söyleyecek kadar ileri gitmektedirler” diyen Pınar, kadınların yaşam biçimlerinin değerlendirilmesi hakkını, erkek devletine vermeyeceğini söyledi.
Devlete kendi yasalarını uygulama gerekliliğini hatırlatan Pınar, “Yaşam ve korunma gibi en temel yurttaşlık haklarının kadınlar için amasız, fakatsız uygulanmasını talep ediyoruz. Katillerin ve erkek egemen iktidarın kadın cinayetleri karşısında hep bir bahaneleri vardır. Kadınların yaşam tarzını sorgulayıp, kadın cinayetlerinin sebebinin medeni durum olduğunu söyleyerek, erkeklere bu cesareti verenler, Pınar’ın öldürülmesinden sorumludurlar. Muğla’da Pınar’ı katleden katil Cemal Metin Avcı’nın aklanmasına, tahrik ve iyi hal indirimi almasına asla izin vermeyeceğiz. Bir kadının daha yaşam hakkının gasp edilmesine izin vermemek için alanlarda ve her yerde olacağız” diye belirtti.
Açıklamanın ardından kadınlar, Akyaka sokaklarında sloganlar eşliğinde yürüyüş yaptı. Yürüyüş ardından açıklama son buldu.
Antalya
Antalya Kadın Platformu ise Pınar Gültekin için Attalos Heykeli önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Sloganlarla başlayan eylemde platform adına basın açıklamasını Devrim Mol okudu.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“Pınar’ın ölümünün sorumlusu kadınları eşit görmeyenlerdir. Pınar’ın ölümünün sorumlusu İstanbul Sözleşmesi’ne saldıranlardır.
“Bizden önce kadının adı yoktu diyenler uyguladıkları cinsiyetçi politikalarla körükledikleri nefret ile her gün yeni bir kadının adını bizlere ezberletiyorlar.
“Şimdi bizden Pınar için ağıt yakmamızı karanfiller ve mumlar ile anma köşesi oluşturup yasımızı yaşayıp yarın sabah her şey aklanmış gibi hayatımıza devam etmemiz bekleniyor. Ama biz yasta değil isyandayız. Pınar bize devir kalan bir isyandır bir yaşamak istiyorum şiarıdır. Yaşamak için savaşacağız.”
Samsun
İlkadım ilçesi İstiklal Caddesi’nde bir araya gelen Samsun Kadın Dayanışması kadın cinayetlerini protesto etti. Hazırladıkları pankart ve dövizlerle bir araya gelen kadınlar, basın açıklaması ve sonrasında oturma eylemi gerçekleştirdi.
Kadınlar adına açıklama yapan Emine Uyarer, “Dün bir kadının daha erkek şiddetiyle aramızdan alındığının haberini aldık. Pınar Gültekin, ‘hayır’ dediği bir erkek tarafından işkenceyle öldürüldü. Pınar maalesef ilk değil ama son olması için biz kadınlar mücadelemizi sürdüreceğiz. Erkek şiddetini önleyen ve kadınları koruyan yasal düzenlemeler tartışmaya açıldıkça Pınar’ı katleden eski sevgilisi gibi biz kadınlara karşı, bedenlerimize ve yaşamlarımıza karşı gösterilen bu cüret güç kazanıyor” dedi.
Malatya
Malatya Demokratik Kadın Platformu da “İstanbul Sözleşmesi’ne, kadınlara ve çocuklarımıza dokunamazsınız! Hayatlarımızdan da haklarımızdan da vazgeçmeyeceğiz” diyerek basın açıklaması yaptı.
Açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Şiddet olaylarının arttığı pandemi döneminde kadınları şiddete karşı koruyamayan iktidar, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmayı düşünerek kadına yönelik şiddete karşı yükümlülüklerinden kurtulmak istiyor.
“Her gün ülkenin dört bir yanından kadın cinayeti haberleri geliyor. Bugün kendisinden haber alınamayan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in cansız bedeni bulundu.
“Kadına yönelik şiddetin bu kadar yoğun olduğu, kadın cinayetlerinin bir türlü önlenemediği, hatta sığınma evlerinden alınarak öldürülen kadınların haberlerini aldığımız, çocukların cinsel istismarının olağanüstü düzeyde arttığı, kız çocuklarının evlenmesinin, çocuk doğurmasının adeta teşvik edildiği bir ülkede İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını asla kabul etmiyoruz.”
İstanbul/ Avcılar- Sarıyer
Avcılar’da kadınlar, Kadın Savunma Ağı’nın yaptığı çağrı ile Marmara Caddesi’nde bir araya geldi. Atatürk Heykeli’nden Deprem Heykeli’ne kadar yürüyüş düzenledi. Katillerin cezasız kalmasına, kadın cinayetlerinin uygulanmayan yasalar nedeniyle artmasına isyan eden kadınlar, ”Kadınları değil cinayeti engelle”, ”Kadın cinayetleri politiktir”, ”Katledilen kadınlar isyanımızdır” sloganlarıyla yürüyüşlerini gerçekleştirdi.
Deprem Heykeli önünde açıklama yapan kadınlar, ”Artık bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok! İstanbul Sözleşmesi’ni bir takım “adamların ” tartışmasına tahammülümüz yok !” diyerek cinayetlerin gerçek faillerini işaret etti.
”Kadın düşmanlarına geçit yok!” denilen açıklamada, ”Kadın dayanışmasından aldığımız güçle, eşit ve özgür bir dünya için, Pınar için, hepimiz için yeni bir yaşamı kendi ellerimizle kuracağız!” denildi.
Sarıyer
Sarıyerli kadınlar Ömürtepe Mahallesi’nde yürüyüş gerçekleştirdi. Sarıyerli Kadınlar imzası ile yapılan eylemde Ömürtepe Caddesi’nden Ömürtepe Durağı’na slogan ve tencere-tava ile ses çıkartılarak yüründü. Mahallelinin de balkon ve pencerelerden alkışla destek olduğu yürüyüşte, kadın cinayetlerinin engellenmesi için öncelikli olarak İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiği vurgulandı.
Pınar Gültekin’in katledilmesinin münferit bir cinayet olmadığı, katillerin iyi hal indirimleri, tahrik indirimleri gibi gerekçelerle aklanmaya çalışıldığı belirtildi.
Sarıyerli Kadınlar adına basın açıklamasını Hülya Sapaz okudu. Hülya, ‘‘Pınar ve daha yüzlerce kadın için gerçek adalet İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasıyla gelecek, biliyoruz’’ dedi.
Adana
Pınar Gültekin’in reddettiği erkek tarafından katledilmesinin ardından Adana Kadın Platformu’nun çağrısı ile bir araya gelen kadınlar, kadına yönelik şiddete karşı mücadelede hayati öneme sahip İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmak istenmesine ve artan kadın cinayetlerine tepki gösterdi.
Heykelli parkta gerçekleşen açıklamada platform adına metni okuyan Pelin Çiçek, Pınar Gültekin cinayetinin ardından Antalya ve Muş’tan Seher Tok ve Fatma Altınmakas’ın ölüm haberlerinin geldiğini belirterek İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını istedi.
“Ölmek istemiyorum, yaşamak istiyorum” demenin yetmediğini ifade eden Pelin, “İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olmasına rağmen Adalet Bakanlığı verileri dahi sözleşmenin uygulanmaması nedeni ile kadınların korunamadığı gösteriyor. Sadece 2019 yılında 41 bin 383 koruma başvurusu reddedildi. Üstelik toplam koruma talebi içerisinde 2012 yılında 11,8 olan ret kararı oranı, 2019 yılında 15,6’ya yükseldi. Sözleşmenin tartışılmaya başlanması ile beraber, kadınların şikâyetleri alınmak istenmiyor, dilekçeleri kabul edilmiyor, delil istenmeye başlanıyor. Yürütülen karalama kampanyasının dahi böylesine net sonuçları varken imzanın çekilmesi durumunda neler olabileceğini düşünmek istemiyoruz. Kadınlardan, çocuklardan, LGBTİQ+’lardan, doğadan, hayvanlardan ellerinizi, cinsiyetçi dillerinizi çekin artık” dedi.
Dersim
Dersim Kadın Platformunun çağrısıyla Seyit Rıza meydanında bir araya gelen kadınlar adına açıklamayı Nilüfer Akdağ yaptı. Nilüfer, “Bu ülkede haber alınamayan kadınların başına gelenlerde hep bir ısrarlı takip, taciz, şiddet ve cinayet olduğunu biliyoruz. Çünkü bu ülkede her bir genç kadının canının tehlikede olduğunu Gülistan Doku’dan, Şule Çet’ten, Feray Şahin’den, Ceren Özdemir’den, Özgecan Aslan’dan biliyoruz” dedi.
“Bizler, neden susmamak gerektiğini Batman’da Şırnak’ta, ilimizde ardı arkası kesilmeyen, kolluk güçlerinin adlarının karıştığı ve valilik açıklamalarıyla faillerin masumlaştırılmaya çalışıldığı çocuk istismarlarından, Akpazar’da boşanmaya karar verdiği eşi tarafından kolu kırılan kız kardeşimizden biliyoruz” diyen Nilüfer “Biliyoruz ki bugün İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmek isteyenler, kadınlar kendi hayatları hakkında karar veremesin istiyorlar” diye belirtti.
“Artık yeter, sıramızı beklemiyoruz. Kadın katliamlarına, kadınların haklarına yönelik saldırılara karşı başta kadınlar olmak üzere tüm toplum kesimlerini sesini yükseltmeye, mücadeleye ve örgütlenmeye çağırıyoruz” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
Açıklamanın ardından konuşan Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku,” Gülistan kadın konusunda çok duyarlıydı, Gülistan adına Pınar için buradayım. Ne Pınarlar ne Gülistanlar ölmesin istiyorum, ölenler sadece onlar değil ailelerde ölüyor. Gülistan 200 gündür yok, ben 200 gündür kardeşimin başına ne geldiğini, aydınlıkta mı karanlıkta mı olduğunu bilmiyorum. Zaynal Abrakov ve ailesi yargılanmadan Gülistan’ın ailesinin susmasını beklemesinler. Gülistan sudan çıkmazsa bu sefer Ankara’ya taşınacağız. Orada hakkımızı arayacağız. Gülistan’ı bulmazsak bile baş şüphelilerin yargılanması için elimizden geleni yapacağız’’ dedi.
Bursa
Bursa Kadın Platformu’nun çağrısıyla Nilüfer Kent Konseyi önünde Pınar Gültekin ve Fatma Altınmakas için bir araya gelindi. Platform adına basın açıklamasını okuyan Nergiz Döner “Özgecan Aslan, Münevver Karabulut, Şule Çet, Ceren Özdemir, Emine Bulut ve daha niceleri. Binlerce kız kardeşimiz. Hikâyelerimiz aynı! Öldürülen kadınların hayatını, tercihlerini sorgulayarak katilleri, tecavüzcüleri aklamaya çalışan, emniyetinden, yargı mekanizmalarına ve dahi medyaya kadar her alana gittikçe daha fazla hükmeden, her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan erkek egemen anlayış gücünü iktidardan alıyor. AKP iktidarı adeta kadınların ve çocukların üzerinden siyasi pazarlık yapmakta, yaşam güvencesi olan yasal haklarına saldırmakta, kadın düşmanı politikaları uygulamak istemektedir.” diyen kadınlar” Neden bu cinayetlere engel olması gerekenler onun yerine kadına yönelik şiddeti önleyecek yasaları dahi iptal etmeye çalışıyor? “diye de sordu.
Haklarımıza ve birbirimize sahip çıkacağız diyen Nergiz şöyle devam etti; “Birbirimizi savunacağız. Kamusal ve özel alanda pandemi koşullarında erkekliği inşa eden iktidar kurumlarına ve erkekler arası kurulan iş birliğine karşı susmaya hiç niyetimiz yok. Bugünden itibaren kadın mücadelemizden aldığımız güçle kadınların eşit haklara ve özgür iradeye sahip olarak güvenli bir yaşama sahip olması için, yeni bir dünyayı kurmak için adımlarımızı hızlandıracağız.”
Kocaeli
Kocaeli Kadın Platformu İzmit Belediye İş Hanı önünde gerçekleştirdiği açıklamada “İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
Açıklamayı okuyan Kocaeli Kadın Platformu üyesi Yasemin Yılmaz, “İsyanımız büyük. Bir kadının daha erkek şiddetiyle aramızdan alındığının haberini aldık. Pınar Gültekin ‘hayır’ dediği bir erkek tarafından işkenceyle öldürüldü” dedi. Pınar’ın ilk değil ama son olması için kadınlar olarak sokakları doldurduklarını söyleyen Yasemin, “Pandemi günlerinde aldığı ilk kararlardan biri 6284 sayılı kanunu askıya almak olan iktidar, kadın cinayetlerinin sorumlusudur/failidir. Çocuk istismarına af getirmeye çalışan iktidar, çocuk istismarlarının sorumlusudur, failidir. İstanbul Sözleşmesi’ni hedef gösteren, uygulamayan, kaldırmaya çalışan bu iktidar yaşadığımız her türlü erkek şiddetinin sorumlusudur, failidir” dedi.
Gebze
Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri’nin Kadın Bileşenleri çağrısıyla buluşan kadınlar adına açıklamayı Gebze TMMOB Kadın Komisyonu üyesi Mehtap Demir okudu.
Mehtap, “2020 yılının ilk 7 ayında 172 kadın cinayeti yaşandı, biz artık yeter diyoruz. Pınar’ın yaşam şeklinden, kıyafetlerine, ölüm saatinden, öldürülme şekline kadar herkes her şeyi hadsizce konuşmaya devam ediyor. Hiçbir kadın hiçbir şekilde herhangi bir şiddeti hak etmiş değildir. Pınar’ın ölümünün sorumlusu kadınları eşit görmeyenlerdir. Pınar’ın ölümünün sorumlusu İstanbul sözleşmesine saldıranlardır. Bizden önce kadının adı yoktu diyenler uyguladıkları cinsiyetçi politikalarla körükledikleri nefret ile her gün yeni bir kadının adını bizlere ezberletenlerdir. Kadınların katili İstanbul Sözleşmesi’ini kaldırmaya çalışanlardır” dedi.
Mehtap, “Kadınların hayatını kendi siyasi çıkarlarınız için malzeme yapamazsınız. Hayatımız sizin oyuncağınız değildir. Hepinizden hesap soracağız, ‘Yaşasın Kadın Dayanışması’ diyerek açıklamayı sonlandırdı.
Ankara – Batıkent
Batıkent Meydanı’nda bir araya gelen Batıkentli Kadınlar, Pınar Gültekin ve öldürülen tüm kadınlar için açıklama yaptı.
Kadın-erkek eşitliğine inanmadığını söylen Erdoğan-AKP hükümetinin kadınların kazanımlarına saldırdığına dikkat çekilen açıklamada, ‘‘İstanbul Sözleşmesi’nin ardından, sırada çocuk istismarına evlilikle affın, boşanma sürecinde ve şiddet davalarında arabulucu getirilmesinin, nafaka hakkının ortadan kaldırılmasının, boşanmaların engellenmesinin olduğunun farkındayız. Ancak iktidarın tüm bu kadın düşmanı politikaları karşısında biz de haklarımızı savunmakta kararlıyız!’’ denildi. Açıklamanın devamında şunlar ifade edildi; ‘’Geleceklerimizin karartılmak istenmesine, haklarımızın elimizden alınmasına, sırf “ailenin birliği bozulmasın” diye şiddete mahkum bir yaşama mecbur bırakılmaya razı değiliz! İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı yasanın elimizden alınmasına müsaade etmeyeceğiz. Bulunduğumuz her yerde yan yana gelerek bu kadın düşmanı uygulamalara karşı sesimizi yükselteceğiz. Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmeyeceğiz!’’
Eskişehir
Eskişehir Demokratik Kadın Platformu çağrısıyla bir araya gelen kadınlar adına açıklama yapan Gülnur Kuzu, “Nerede olduğumuz, ne giydiğimiz, ne içtiğimiz uygulanan şiddetten daha önemli hale getiriliyor. Biz kadınlar, eril zihniyetin üzerimizde yaratmaya çalıştığı baskılar ve kısıtlamalarla erkek şiddetinden korunmayı değil; erkek şiddetini önleyen, müdahale eden İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyoruz. AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un ‘Nasıl usulünü yerine getirerek imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek sözleşmeden çıkılır’ sözlerine karşı, biz kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etmenize izin vermeyeceğiz diyoruz” dedi.
Gülnur faillerin cezasızlıklarla kollandığını hatırlatırken, “Kız kardeşlerimizi hayattan koparan katiller sadece olayın faili değil, aynı zamanda cezai indirimlerle, fetvalarla, faile destek veren iktidardır!” dedi.
Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan yükümlülüklere uyulması çağrısı yapılırken açıklamada şu ifadelere yer verildi;
‘’İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaya çalışmak, uygulamamak biz kadınların hayatlarını ellerinden alıyor. Bugün Pınar için ve katledilen bütün kadınlar için buradayız. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz! Buradan sesleniyoruz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Bizler İstanbul Sözleşmesi’nin, 6284 sayılı kanunun kaldırılmasına izin vermeyeceğiz. Eril söylemlerle sözleşmenin gereğini yapmayan kolluk kuvvetlerine, erkek yargıya, patriyarkaya, AKP hükümetine, Cemal Metin Avcı’ya hep birlikte Pınar Gültekin’in ve tüm kadınların katledilişinin hesabını soracağız. Bu memleketin kadın mezarlığına çevrilmesine izin vermeyeceğiz.”
Trabzon
Trabzon Demokratik Kadın Platformu’nun çağrısıyla Trabzon Meydan Park’da bir araya geldi.
Yapılan açıklamada, ”Erkek şiddetini önleyen ve kadınları koruyan yasal düzenlemeler tartışmaya açıldıkça Pınar’ı katleden erkek gibi biz kadınlara karşı, bedenlerimize ve yaşamlarımıza karşı gösterilen bu cüret güç kazanıyor” dednildi. Açıklamanın devamında ise şunlar ifade edildi;
”Özgecan Aslan’dan Güldünya Tören’e, Ayşe Paşalı’dan Pınar Gültekin’e tüm kadınların haykırışları isyanımızdır. Erkek adaletin, polisin, yargının; kadınları ayrı, eşit ve özgür bir birey olarak görmeyen tüm erilliğin karşısında gerçek adalet için, kendi hayatlarımızı savunmak için biz varız. Korkmuyoruz, birbirimizden güç alıyoruz. Katledilen bütün kadınların sesini isyanımıza kattık, bir kişi daha eksilmemek için mücadelemizi büyütüyoruz. Yaşasın kadın dayanışması.”
Sinop
Sinop Kadın Platfortmu, Uğur Mumcu meydanında “İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa yaşatır. Pınar için yasta değil, isyandayız” dedi.
Tarsus
Tarsus Kadın platformu tarafından yapılan çağrı sonrası kadınlar Yarenlik Alanı’nda toplandı. ”Katledilen kadınlar isyanımızdır”, ”Yasta değil İSYANDAYIZ”, ”Erkek vuruyor devlet koruyor”, ”Erkek adalet değil gerçek adalet”, ”Kadın cinayetleri politiktir”, ”Yaşasın kadın dayanışması” sloganları atıldı. Alanda yapılan açıklmayı platform adına Berna Kalav okudu.
İsyanımız büyük diyen kadınlar, Pınar Gültekin’in “hayır” dediği Cemal Metin Avcı tarafından öldürülmesinin münferit olmadığını ifade etti. Kadın cinayetlerinin son bulması için mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyleyen Berna, ”Kadınlar öldürüldüğünde dahi yine o kadınların hayatını mercek altına alan, yine kadınların tercihlerini sorgulayan, öldüreni değil; öldürüleni suçlayan savcılardan, hakimlerden, medyadan, iktidardan, toplumdan bir bütün erkek egemenliğinden. Her gün kadınların yaşam güvencesini elinden alan AKP iktidarından alıyor” dedi.
İstanbul Sözleşmesi’nin gerçekte ne olduğunu, kadınların hayatlarını ve haklarını nasıl korudunu anlatan Berna, ”İstanbul Sözleşmesi’ni hedef gösteren, uygulamayan, kaldırmaya çalışan bu iktidar yaşadığımız her türlü erkek şiddettinin sorumlusudur” diyerek, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiğini ifade etti.
Açıklamanın devamında şunlar söylendi;
”Bugün Pınar için ve katledilen bütün kadınlar için buradayız. Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz kalmadığı için buradayız. İstanbul Sözleşmesini uygulayın demek için buradayız. İstanbul Sözleşmesi bizim yaşam güvencemizdir, mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz!”
Yorumlar