Kadın hareketine, kadınlara, kendimize güveniyoruz. Birbirimizden güç alıyor, birbirimizi savunuyoruz. Dün olduğu gibi bugün de kadın ve LGBTİ+ düşmanlığı karşısına feminist özsavunmamız ile dikiliyoruz.
Bugün Tarsus Yarenlik Alanı’nda “Hayatlarımız için feminist özsavunmaya. İstanbul Sözleşmesi bizim vazgeçmiyoruz” diyerek eylem yaparak, İstanbul Sözleşmesi’ni sokakta kazandığımızı, sokakta savunacağımızı vurgulayarak kadınları feminist özsavunmaya çağırdık. Yarın tüm kadınları Mersin’de saat 18’de Kushimato Sokağı’nda buluşmaya çağırdık.
20 Mart’ta iktidarın gece yarısı operasyonu ile İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edildiğine dair
Cumhurbaşkanı kararnamesi resmi gazetede yayımlanmıştı. Günlerdir ülkenin dört bir yanında
isyanımızla sokaklardayız, bu kararı da hayatlarımızı yok sayan iktidarınızı da tanımıyoruz. Buradan bir kez daha tekrar ediyoruz. Bu karar hükümsüzdür. İstanbul Sözleşmesi Bizim vazgeçmiyoruz! Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi Türkiye tarafından 2011 tarihinde imzalanmış, 2014 yılında meclis kararı ile yürürlüğe girmiştir, kanun niteliğindedir. Yıllarca kadın hareketinin mücadelesi ile kadınlar tarafından yazılan sözleşmenin bir gece yarısı Cumhurbaşkanı kararnamesi ile fesh edilmesi hukuksuzdur, kadınların iradesinin, hayatlarının yok sayılmasıdır.
İstanbul Sözleşmesi kadınları, LGBTİ+’ları, çocukları şiddetten koruyan en kapsamlı ve güncel yasal araçtır. Bu sözleşme kadına yönelik şiddeti önleme, şiddete karşı kadınları koruma, şiddeti kovuşturma ve politika üretme konusunda taraf devletleri bağlayıcı yükümlülükler getirir.
Kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmayı, fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik şiddeti, çocuk istismarını önlemeyi amaçlar. İstanbul Sözleşmesini fesh eden iktidar hayatlarımıza kast ediyor. Kadınlara bu kararı anlatamazsınız, bu karar gayrı meşrudur. Bu karar kadınlara ve LGBTİ+’lara açılan bir savaştır. Ancak bu savaşın kaybedeni biz olmayacağız.
İstanbul Sözleşmesi taraf devletlere toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlaması için yükümlülükler getirir. Yıllardır izlediği politikalarla eşitliği yok sayan AKP iktidarının İstanbul Sözleşmesi ile derdi açıktır. Kadınlara “ya bizim çizdiğimiz makbul kadın sınırları içerisinde kalacaksın, ya da bu ülkede yaşama şansın yok “ demektedir. Yıllardır İstanbul Sözleşmesi ve 6284’e saldırıların, nafaka hakkına saldırıların, boşanmayı önleyici politikaların altında aynı kadın düşmanlığı yatmakta biliyoruz. Şiddeti artırdığı, aileyi yıktığı gibi akıl dışı argümanlarla Sözleşmeyi hedef alanların asıl niyetinin LGBTİ+’ları şiddetin odağı haline getirmek, toplumsal cinsiyet lafını ortadan kaldırarak kadınların maruz kaldığı ayrımcılığı doğallaştırmak ve böylelikle de kadınlar üstündeki egemenliklerini sürdürmek olduğunu biliyoruz. Ama umutsuz değiliz. Kadın hareketine, kadınlara, kendimize güveniyoruz. Birbirimizden güç alıyor, birbirimizi savunuyoruz. Dün olduğu gibi bugün de kadın ve LGBTİ+ düşmanlığı karşısına feminist özsavunmamız ile dikiliyoruz.
İstanbul Sözleşmesi her tartışmaya açıldığında daha fazla şiddete maruz kalıyor, öldürülüyoruz.
İstanbul Sözleşmesine yapılan gece yarısı operasyonunu takip eden günlerde bir günde 6 kadın
katledildi. İstanbul Sözleşmesi’ni iptal edenler bu cinayetlerin sorumlusudur. İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi ile LGBTİ+’ları hedef gösterenler LBBTİ+’lara yönelik artan şiddetten sorumludur, nefret suçu işlemektedir. Kocaelinde işitme engelli eşcinsel bir kişiyi öldüresiye döverek sosyal medyada paylaşan Fırat Kaya bu cesareti İstanbul Sözleşmesi’ni iptal ederek LGBTİ+’ları hedef gösteren AKP iktidarından almaktadır. Dün Boğaziçi’nde polis 12 üniversite öğrencisini gökkuşağı bayrağını savundukları ve arkadaşlarının serbest bırakılmasını istedikleri için, işkence ile gözaltına aldı. Ardından Bebek’te Boğaziçi Direnişi’ne destek veren gençlik örgütlerinden 12 öğrenci daha işkence ile gözaltına alındı. Biz kadınlar ve LGBTİ+ lar, üniversitesini ve memleketini savunanlar; sizin saldırılarınız karşısında yılmayacağız, aşağıya bakmayacağız. Saldırdığınız, alanlara almadığınız gökkuşağı renklerinin hepsiyiz. Devlet hedef gösterdikçe, İletişim Başkanlığı LGBTİ+lar “yüzünden” İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırdık dedikçe bizler ölüyoruz! Nefretiniz ve saldırılarınız karşısında sokak sokak yaşamı savunacağız. Şimdiye dek vardık, varız ve size inat varolacağız.
Bu sözleşmenin feshedilmesinin nedeni İletişim Başkanlığı’nın ve gericilerin propaganda ettiği gibi
eşcinselliği teşvik etmesi değildir. Nefret söylemlerinizle bu kararı meşrulaştıramazsınız. Hiç kimseyi geride bırakmadan, kadınlar ve LGBTİ+’lar aynı gökkuşağı altında birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.
Hayatlarımızı bir takım erkeklerin iktidar pazarlığına teslim etmeyeceğiz. Kadınlara ve LGBTİ+’lara ne Ankara Sözleşmesi gibi yalan vaatler pazarlayın, ne de iktidarınızı rahatça sürdürmek için hayatlarımızı pazarlık haline getirin. Bu yalanlara karnımız tok, susmaya ise hiç niyetimiz yok. Yaz aylarında İstanbul Sözleşmesi’ni nasıl savunduysak şimdi de daha gür sesimizle savunacağız. Sokakta kazandık sokakta savunacağız. Bugün de ülkenin dört bir yanında sokaktayız, sokakta olmaya da devam edeceğiz. Yarın saat 18:00’de Mersin Kadın Platformunun çağrısıyla Kushimato Sokağı’nda olacağız.
Bilinsin ki o sözleşmenin her bir maddesi kadınlar tarafından uygulatılacak. AKP iktidarının aldığı karar gayri meşrudur. Hükümsüzdür! Yaşamlarımıza, haklarımıza, özgürlüğümüze, İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmak için feminist özsavunmaya!
Kadın Savunma Ağı
Yorumlar