Küfürde nesne değil, direnişte özneyiz!

Kim olduğu fark etmeksizin her kesimin dilinde küfürlere nesne edilirken kadınlar olarak, iktidarın kadın düşmanlığına direndiğimiz gibi; yalnızca bir öfke boşaltma ve erkeklik gösterisinden ibaret olmayan, anlamlı politik sözler üreten ve neden isyanda olduğumuzu anlatan bir direnişte de ısrar ediyoruz.

Küfürde nesne değil, direnişte özneyiz!

Kim olduğu fark etmeksizin her kesimin dilinde küfürlere nesne edilirken kadınlar olarak, iktidarın kadın düşmanlığına direndiğimiz gibi; yalnızca bir öfke boşaltma ve erkeklik gösterisinden ibaret olmayan, anlamlı politik sözler üreten ve neden isyanda olduğumuzu anlatan bir direnişte de ısrar ediyoruz.

Bir yanda iktidarın açıktan kadın düşmanı söylem ve politikalarını görüyoruz. Gezi’de direnen kadınlara sürtük diyen Erdoğan’ın söylemini devam ettirerek Dilek İmamoğlu’nu, kocasına ve CHP genel başkanına hakaret etmek için kullanan Melih Gökçek’in hadsizliğini asla kabul etmiyoruz. Kadınların güçlü duruşu ve neşeli direnişini söndüremezsiniz! Bunun yanında iktidarın; polisiyle, direnen kadınlara ve LGBTİ+’lara yalnızca sözle kalmayıp gözaltında tacizlerle ve çıplak arama işkencesiyle bedenleri üzerinde tahakküm kurma çabalarını ifşa ediyoruz.

Bir yanda da günlük hayatımızda karşılaştığımız cinsiyetçiliğin devamı olarak direniş alanlarında da cinsiyetçi küfürleri, ırkçı slogan ve tezahüratlarla iç içe geçmiş bir şekilde duyuyoruz. Demokrasiyi, hak ve özgürlükleri savunan bir direnişin ırkçı, cinsiyetçi, homofobik bir ideolojide tektipleşmesine izin vermeyeceğiz. Gezi’de “Tayyipsiz hava sahası”na ek olarak “küfürsüz hava sahası” yaratan, “küfürle değil inatla diren” diyen feministlerin mücadelesini bulunduğumuz alanlarda sürdüreceğiz.

8 Mart’larda yasakları, barikatları aşıp Taksim’i dolduran, sokakları asla terk etmeyen onbinlerce kadın ve LGBTİ+, bu iktidarın karşısında durabilen en büyük güçlerden biridir.

İsyanımızın kime ve neye olduğunu hatırlatıyoruz. Açlığa, yoksulluğa, işsizliğe, işte ve evde emek sömürüsüne, bedenlerimizin denetlenmesine, yolsuzluğa, rantçı ve talancı hedeflerle yaşam alanlarımız yerle bir edilmesine, bu düzeni sürdürenlere isyan ediyoruz. Bilinçli ihmallerle afetlerde ve iş kazalarında, ırkçı saldırılarda, emperyalist savaşlarda, sokakta trans düşmanı nefret saldırılarıyla, evde kocalarımız, babalarımız, sevgililerimizden gelen şiddetle öldürüldüğümüz için isyan ediyoruz. Herkes için adaleti, eşitliği ve özgürlüğü alana kadar susmayacağız!