Koronavirüs Salgını ve Kadına Yönelik Şiddet – Mor Çatı Nisan 2020 Raporu

Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının resmi olarak açıklanmasından bu yana salgın koşullarında kadına yönelik şiddet mekanizmalarının nasıl çalıştığını, kadınların deneyimleri ve kurum görüşmelerimiz sonucunda öğrenip kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Koronavirüs Salgını ve Kadına Yönelik Şiddet – Mor Çatı Nisan 2020 Raporu

Türkiye’de ilk koronavirüs vakasının resmi olarak açıklanmasından bu yana salgın koşullarında kadına yönelik şiddet mekanizmalarının nasıl çalıştığını, kadınların deneyimleri ve kurum görüşmelerimiz sonucunda öğrenip kamuoyu ile paylaşıyoruz. Yaşanan aksaklıkların yanı sıra, kurumlara düşen sorumlulukları hatırlatarak talep ve önerilerimizi sunduğumuz izleme raporunu geçtiğimiz ay paylaştık.[1]

Koronavirüs salgınının, 6284 sayılı Kanun’u uygulamamak için bir bahaneye dönüştüğünüz gözlemliyoruz. Salgın öncesinde de şahit olduğumuz kötü uygulama ve görev ihmalleri bu süreçte daha yaygın hale gelmeye başladı.

Çoğunlukla güvencesiz ve esnek işlerde çalışan kadınlar salgın nedeniyle ekonomik kaynaklarını kaybettiler. Sosyal yardımların kadınlara ulaşmasında büyük güçlük yaşanıyor, kadınların yoksullukları katmerleniyor. Çoğu zaman kendileri ve varsa çocukları için temel gıdaya dahi erişmekte güçlük çekiyorlar. Hali hazırda ekonomik kriz şartları nedeniyle bir hayli yaygın olan bu yoksulluk salgın nedeniyle daha da derinleşmiş durumda.

Sosyal izolasyonu sağlamak için evde kalınan şu günlerde özellikle aileleriyle yaşayan genç kadınların destek başvurularında artış gözlemledik. İzolasyon nedeniyle, destek aldıkları sosyal çevreden uzaklaşan kadınlar aile evlerinde şiddet gördüklerinde, destek mekanizmalarının gerektiği gibi işlemiyor olması nedeniyle şiddetten uzaklaşmakta güçlük çekiyorlar.

Koronavirüs salgını döneminde kadına yönelik şiddetle mücadele için acil eylem planı çıkarılmadığı gibi infaz yasası nedeniyle kendilerine şiddet uygulayanın serbest bırakılması durumunda kadınların can güvenliğini korumak için önlem alınmadığını gördük.

Salgın kadına yönelik şiddet alanında hali hazırda var olan sorunları ve bu mekanizmaların gerektiği gibi çalıştığında kadınların hayatlarında yarattığı değişimi gün yüzüne çıkardı. Nisan ayında Mor Çatı’dan destek alan kadınların deneyimlerinden bir kısmını ve gözlemlerimizi aktarıyoruz:

  • Acil bir durum için defalarca aramamıza rağmen 155 Polis İmdat’a ulaşamadık. Telefonumuza “Sistemimiz şu an hizmet veremiyor” mesajı geldi.
  • Sığınak talebinde artış gözlemleniyor. Polise giden kadınlar ise sıklıkla polisin sığınağa yönlendirmeyip baştan savdığını aktardılar.
  • Kadınların yoksulluğu artarken sosyal desteklere erişemediklerini aktarıyorlar.
  • Bir valilik şiddete maruz kalan bir kadının şehir değiştirme ihtiyacına geçici konaklama ve maddi destek sağlayarak destek oldu. Şiddetle mücadelede kurumların sorumluluklarını yerine getirmeleri kadınların hayatlarında çok şey değiştirebiliyor.
  • İstanbul dışında bir şehirden arayan 5 haftalık hamile bir kadın, şehirdeki koronavirüs dışında hasta gören tek devlet hastanesine kürtaj için gittiğini, doktorun kürtaj yapmayı reddederek “İstersen şikayet et” dediğini aktardı. Kadının ısrarlı mücadelesi ve kadın dayanışması sonucunda kadın kürtaj hakkından yararlanabildi.
  • Polis, kendisine şiddet uygulayan eski kocası infaz yasasıyla bırakılacağı için can güvenliğinden endişe duyan bir kadının koruma ve gizlilik kararı taleplerini “Hele bir çıksın, sonra bakarız” diyerek reddetti.
  • 2 çocuğuyla yaşayan bir kadın sosyal yardım için bulunduğu ilçenin kaymakamlığına bağlı sosyal yardımlaşma vakfına 2 defa başvurduğunu ve kabul edilmediğini aktardı. İlçe belediyesi yardım etmek yerine kaymakamlığa tekrar yönlendirdi, büyükşehir belediyesinin sosyal yardım hattına ise ulaşılamadı. Kadının ısrarlı mücadelesi ve bizim de belediyeyi aramamız sonucunda yaşadığı ilin büyükşehir belediyesinden yardım kolisi alabildi. Belediye ayrıca sonrası için maddi destek sözü verdi.
  • Komşusu tarafından 1 yıldır ısrarlı takibe maruz kalan bir kadın polise 6284 kararının uygulanması için kanıtlarla birlikte ihbarda bulunup şikayetçi oldu fakat tutanakta kadının ifadelerine yer verilmedi. Kadının buna itiraz etmesi üzerine polis “ya bu tutanağı imzalarsın ya da seni bekletiriz karakolda” diyerek kadını tehdit etti. Polis, ısrarlı takip uygulamaya devam eden ve 6284 sayılı Kanun kapsamındaki uzaklaştırma kararını ihlal eden kişiyi bir kere daha şikayet eden kadına “Seninle mi uğraşacağız” diyerek görevini ihmal etti.
  • Salgının başladığı günlerde işten çıkarılan bir kadının yaptığı tüm sosyal yardım başvuruları reddedildi. Son çare olarak bankaya 3 bin TL kredi başvurusu ise çalışmadığı için reddedildi.
  • Bir kadın hakkında uzaklaştırma kararı aldığı erkeğin gelip kaldığı mekanları bastığını, karar ihlali için şikayette bulunmuş olmasına rağmen hiçbir işlem yapılmadığını paylaştı. Yetkililerin görevini yapmıyor olmasının sonucu olarak kadın can güvenliğinden endişe ediyor.
  • Salgın öncesi çocuk parası için başvurusu kabul edilmiş bir kadın aradan 2 ay geçmesine rağmen para yatmayınca gidip sorduğunda “Salgın nedeniyle yardımlar konusunda ortalık çok karışık, merak etme, bekle yatar” cevabı aldı. Başvurduğu bir başka sosyal yardımdan ise cevap dahi alamadı
  • Kronik hastalığı olan bir kadın babası ve erkek kardeşinden gördüğü şiddet nedeniyle polis çağırdığını fakat polisin akli dengesi yerinde olmadığını varsayarak geçiştirdiğini aktardı. Halbuki akıl sağlığı rahatsızlığı olsa dahi polisin kadınları koruma altına alması gerekir.
  • Kocası tarafından dövülerek evden kovulan bir kadın, çocuğunu yanına alamadan İstanbul’a ailesinin yanına gelmek zorunda kaldı. Mor Çatı’dan çocuğunun velayetini almak için destek isteyen kadın, Mor Çatı gönüllüsü avukatın yönlendirmesiyle geçici velayeti alabildi fakat başka bir şehirde olan çocuğunu almasına koronavirüs seyahat engeli nedeniyle izin verilmedi. Şehir dışına gitmek için izin almaya kaymakamlığa gittiğinde, talebi seyahat izni verilen 6 maddeye uymadığı belirtilerek reddedildi. Çocuğunun babası tarafından şiddet görmesinden endişe eden kadına kaymakamlığın yanıtı çocukla ilgili böyle bir kaygısı varsa sosyal hizmetlerden uzmanların çocuğu yurda alabileceği olmuştur. Şartlar ne zaman düzelirse o zaman çocuğu yurttan alabileceği belirtilmiştir. Çocuğun yüksek yararı ilkesi ihlal edilmiştir.
  • Bir kadın gizlilik kararı çıkarılması ile ilgili hukuki destek almak ve avukat atanması için bulunduğu ildeki ŞÖNİM’i defalarca aradı. ŞÖNİM baroya haber verip avukata erişimini sağlamak yerine “Avukat yok, gelmedi” diyerek görev ihmali yapmıştır.
  • Ailesinden şiddet gördüğü için polis çağıran kadına polis “Anne-baban onlar” diye cevap verdi ve işlem yapmadı.

 

[1] Rapor ilk olarak morcati.org.tr sitesinde yayınlanmıştır.

Yorumlar