İstanbul Kadın Savunma Ağı’ndan TÜİK önünde eylem: İşsizliğe, güvencesizliğe karşı çıkalım zıvanadan

İstanbul Kadın Savunma Ağı “TÜİK verilerinin bile gizleyemediği kadın işsizliği ve güvencesizliğini bir de bizden dinleyin” diyerek TÜİK önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

İstanbul Kadın Savunma Ağı Emek Çalışma grubu öncülüğünde bir araya gelen kadınlar bugün Türkiye İstatistik Kurumu ( TÜİK) önünde buluştu. “TÜİK verilerinin bile gizleyemediği kadın işsizliği ve güvencesizliğini bir de bizden dinleyin” diyen kadınlar bir basın açıklaması gerçekleştirdi.

 Kadın işsizliği gerçeği TÜİK’in manipülasyonun bile çok daha ötesinde!

TÜİK’in işsizlik oranını işgücüne katılım üzerinden hesapladığını söyleyen İstanbul Kadın Savunma Ağı TÜİK’in ’ iş gücüne dahil olmayanları’ işsiz saymadığını söyledi. Kadınlar istatistiklerde iş gücüne dahil olmayanların nedenlerine göre dağılımına baktıklarında ‘ ev işleriyle meşgul’ olanların yer aldığını ve  bu yükü sırtlanan kadınların gerçek işsizliğinin görünmezleştirildiğine neden olduğunu belirtti. Ekim 2019 verilerine göre 11 milyon kadının ev işleriyle meşgul olduğu için iş aramadığını, işsiz olmadığını söyleyen kadınlar, “Ücretli bir işte çalışmıyor ve ev işleriyle meşgul. Sanki ücretli bir işte çalışan 9 milyon kadın ev işleriyle meşgul değilmiş gibi! Üstelik TÜİK’e göre yevmiyeli bir işte birkaç saatliğine çalışan bir kadın da çalışmış sayılıyor. Kayıt dışı olması, geçici bir işte çalışmış olması fark etmiyor.  ” dedi.

Cinsiyetçi iş bölümü, beslenme, bakım, temizlik, çocuk bakımı kadınların doğal görevi görülüyor!

İstanbul Kadın Savunma Ağı açıklamasında “Cinsiyetçi iş bölümü beslenme, bakım, temizlik, hasta ve çocuk bakımını kadınların doğal görevi olarak görülüyor üstelik kadınlar ev içinde harcadıkları bu emeğin karşılığını almıyor. Kadınların asıl işini ev içinde tanımlayan erkek egemen sistem kadınların ev içi emeğini görünmezleştirirken, ücretli emeğinin de değerini belirliyor. Kadınlar istihdamın dışına itiliyor, güvencesizliğe mahkûm ediliyor.” dedi.

İşsiz sayısı 650 bin kişi arttı

Açıklamalarında TÜİK’in paylaştığı verilere de yer veren kadınlar, Kasım 2019 dönemi Hane halkı İşgücü Araştırması’na göre Türkiye genelinde 15 yaş ve üzerinde işsiz sayısı 2019 yılında geçen yılın aynı dönemine göre 327 bin kişi artarak 4 milyon 308 bin kişi oldu. Kasım ayında işsizlik oranı ise yüzde 13,3 oldu. Açıklamada DİSK-AR tarafından hesaplanan geniş̧ tanımlı işsiz sayısına da değinen kadınlar Ekim 2019’da 7 milyona ulaşan işsiz sayısının Ekim 2018’e göre 650 bin kişi arttığını belirtti.

İşsizliğin kadın boyutu: Kentsel genç kadın işsizliği yüzde 37!

DİSK- AR raporunun genç kadın işsizliği bölümüne dikkat geçmek isteyen kadınlar Ekim 2019’da toplam işsizlerin yüzde 29,3’ünün 15-24 yaş arası gençlerden oluştuğunu söyledi.  Bu verinin genç kadınlardaki karşılığına dikkat çeken kadınlar rapora göre kentsel genç kadın işsizliğinin yüzde 37’ye ulaştığını ifade etti.

İstanbul Kadın Savunması’nın dikkat çektiği verilerle kadın işsizliği:

Genç kadınlar arasında en işsiz kesim yükseköğrenim mezunu kadınlar!

  • Eylül 2019’da yayınlanan genç işsizliğine dair değerlendirme notunda, işsizlik oranları yaş gruplarına göre incelendiğinde işsizlik oranının en yüksek olduğu yaş grubunun 20-24 yaş grubu olduğu görülüyor. Bu yaş grubundaki her 100 kişiden 22’si işsiz.
  • 20-24 yaş grubunda kadınlarda işsizlik oranı yüzde 27,3 iken erkeklerde bu oranın yüzde 18,8 olduğunu görüyoruz. Genç işsizler arasında erkekler için ilköğretim mezunları grubu en yoğun katmanı oluştururken genç kadınlar arasında en işsiz kesimi ise yükseköğrenim mezunu kadınlar oluşturuyor.

İstanbul Kadın Savunma Ağı “İşsizliğe,  güvencesizliğe karşı çıkalım zıvanadan kuralım hayatı yeni baştan” sloganıyla kendi mesleğini yapamayan, en az 3 kişi bir ev paylaşan, kendi mesleği dışında bir meslekte çalışmak zorunda kalan, işsiz ya da yarı işsiz, güvencesiz kadınlar olarak “Yalnız, çaresiz ve savunmasız değiliz” dedi. 29 Şubat’ta 16.00’da Mor Mekan’da yapacakları “İşimiz Yok, Gücümüz Var” forumuna çağrı yapan kadınlar hazırladıkları şarkıyla eylemlerini sonlandırdı.

Basın açıklamasının tamamı şöyle:

“Bugün Türkiye İstatistik Kurumu önünde gerçekleri açıklıyoruz! Kadın işsizliği ve güvencesizliği ile ilgili veriler buzdağının yalnızca görünen kısmı. Biz görünmeyenleri, görünmezleştirilenleri su yüzüne çıkaracağız!

Toplumun geniş kesimlerini ilgilendiren işsizlik, enflasyon gibi konularda yapılan hesaplar ve açıklanan veriler toplumun gerçeğini yansıtmaktan uzak olduğu için sıkça eleştirilen Türkiye İstatistik Kurumu’nun Hane Halkı İşgücü verilerinde bile gizlenemeyen gerçeği konuşmak, anlatmak için buradayız. Bu gerçek kadınların görünmeyen emeğinde, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde, cinsiyetçi iş bölümünde, kadına yönelik tüm baskı ve şiddetin içinde yatıyor.

Nasıl hesaplandığı ile ilgili eleştiriler bir yana TÜİK’in açıkladığı Kasım 2019 dönemi Hane halkı İşgücü Araştırması’na göre:

  • Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Kasım döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 327 bin kişi artarak 4 milyon 308 bin kişi oldu. Kasım ayında işsizlik oranı yüzde 13,3 oldu.
  • DİSK-AR tarafından hesaplanan geniş̧ tanımlı işsiz sayısı Ekim 2019’da 7 milyona ulaştı. Geniş tanımlı işsizlik oranı yüzde 20,1 olarak hesaplandı. Ekim 2018’e göre geniş tanımlı işsiz sayısı 650 bin kişi arttı.

Ülke nüfusunun neredeyse 10’da 1 iş işsiz. İşsiz milyonlara biraz daha yakından bakınca gördüklerimiz toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığının işgücü piyasasında kadınları bilhassa genç kadınları vurduğunu gösteriyor.

  • DİSK Ar raporuna göre Ekim 2019’da Toplam işsizlerin yüzde 29,3’ü 15-24 yaş arası gençlerden oluşuyor. Kentsel genç kadın işsizliği ise yüzde 37’ye ulaşmış durumda. Yükseköğrenim mezunu kadın işgücünün işsizliği ise dikkat çekecek kadar yüksek.

TEPAV tarafından Eylül 2019’da yayınlanan genç işsizliğine dair değerlendirme notunda:

  • İşsizlik oranları yaş gruplarına göre incelendiğinde işsizlik oranının en yüksek olduğu yaş grubunun 20-24 yaş grubu olduğu görülüyor. Bu yaş grubundaki her 100 kişiden 22’si işsiz.
  • Bu tabloya bir ölçek daha yaklaştığımızda 20-24 yaş grubunda kadınlarda işsizlik oranı yüzde 27,3 iken erkeklerde bu oranın yüzde 18,8 olduğunu görüyoruz. Genç işsizler arasında erkekler için ilköğretim mezunları grubu en yoğun katmanı oluştururken genç kadınlar arasında en işsiz kesimi ise yükseköğrenim mezunu kadınlar oluşturuyor.
  • Genç işsiz kategorisinin 4’te 1’i yükseköğrenim mezunu kadınlar. Üstelik bu eğitimli genç kadın grubunun işsizlik oranı yıldan yıla artış gösteriyor. Gerileme ise hiç yok.

Genç kadın işsizliği neden önlenemez şekilde yükseliyor? TÜİK’in bile gizleyemeyerek milyonlarla ifade ettiği genç kadın işsizlerin sayısı gün be gün artıyor.

  • Çünkü kriz büyüdükçe işsizlerin sayısı artıyor. İşten çıkarmalar önce kadınlardan başlıyor. Erkek egemen toplumda evin geçimini sağlayan erkek, ev ve bakım işleri de kadınların yükü olduğu için önce kadınlar işsiz kalıyor. Üstelik 2008 krizinin gösterdiği bir gerçek var ki o da krizle beraber işsiz kalan kadınların önemli bir kısmı çalışma hayatına geri dönmüyor / dönemiyor. Dönenler ise güvencesiz çalışma biçimlerine mahkum ediliyor.
  • Yapılan araştırmalar kadınların erkeklerden daha büyük oranda iş piyasasından kendi iradeleriyle çekildiğini ve bundan en önemli gerekçenin aile ve/ veya çocuk bakımına yönelik destekleyici hizmetlerin yeterince sağlanmaması olduğunu gösteriyor.
  • Yine yapılan araştırmalara göre, kadına yönelik şiddet günden güne artarken kadınlar kendilerini güvende hissedecekleri çalışma ortamını sigortalı işlerde çalışmaya tercih etmek zorunda kalıyor. Kadınlar işe giderken ve çalışma ortamında şiddetten uzak kalmayı sigortalı olmaya yeğliyor. Kadına yönelik şiddet, taciz yaşamsal bir güvencesizlik sorunu olarak karşımızda duruyor.
  • Kadınların asıl yerini aile içinde tanımlayan erkek egemen zihniyet ve uygulayıcısı AKP iktidarı kadınların çalışma yaşamını iş ve aile dengesi üzerine kuracak şekilde düzenliyor. Kadınlara doğum sonrası yarı zamanlı çalışma, ücretsiz ebeveyn izin hakkı tanıyan 2016’daki yasa değişikliği kadınlara müjde olarak sunuldu ancak o dönemde de uyardığımız gibi kadınların istihdama katılımı cinsiyetçi iş bölümüne göre düzenlendikçe kadınlar istihdamdan koparılıyor. Son 4 yılda nitelikli emek kategorisinde yer alan yükseköğrenim mezunu kadınların işsizlik oranındaki artış tesadüfi olabilir mi? Yoksa yarı zamanlı, esnek vb. çalışma biçimlerinin kadınların nitelikli işlere ve görevde yükselme imkânlarına erişmesini zorlaştıracak bir etkisi olacağı öngörüsü doğru mu çıktı?
  • Genç kadınlar işsiz çünkü son 10 yılda yaratılan çalışma rejimi kadınları güvenceli ve nitelikli işlerden uzaklaştırmaya, sigorta ve sosyal güvenlik sistemi aracılığıyla erkeklere bağımlı kılma ya da kayıt dışı çalışmaya yöneltecek bir karaktere sahip.
  • Türkiye’nin üretim değil bir ara üretim ülkesi olarak ve ucuz işgücü cenneti olarak konumlandığı uluslararası sömürü düzeneği nitelikli kadın işgücüne ihtiyaç duymuyor. İşte bu nedenle kadınları aileye hapseden, toplumsal konumlarını aşağıya iten ve tarihsel kazanımlarına el koymak isteyen muhafazakâr / gerici iktidarlarla ittifak yapıyor, hüküm sürüyor.

Kadın işsizliği ve güvencesizliği TÜİK’in işsizliği düşük göstermek için yaptığı manipülasyonun bile çok daha ötesinde. ’ İş gücüne dahil olmayanlar’ işsiz sayılmıyor haliyle işsizlik oranı işgücüne katılım üzerinden hesaplanıyor. İstatistiklerde İş gücüne dahil olmayanların nedenlerine göre dağılımında ‘ ev işleriyle meşgul’ olanların yani bu yükü sırtlanan kadınların gerçek işsizliği haliyle verilere yansımıyor. Ekim 2019 verilerine göre 11 milyon kadın ev işleriyle meşgul olduğu için iş aramıyor, yani işsiz değil! Ücretli bir işte çalışmıyor ve ev işleriyle meşgul. Sanki ücretli bir işte çalışan 9 milyon kadın ev işleriyle meşgul değilmiş gibi! Üstelik TÜİK’e göre yevmiyeli bir işte birkaç saatliğine çalışan bir kadın da çalışmış sayılıyor. Kayıt dışı olması, geçici bir işte çalışmış olması fark etmiyor.

Kadınların gerçekliği işte burada başlıyor. Cinsiyetçi iş bölümü beslenme, bakım, temizlik, hasta ve çocuk bakımını kadınların doğal görevi olarak görüyor üstelik kadınlar ev içinde harcadıkları bu emeğin karşılığını almıyor. Kadınların asıl işini ev içinde tanımlayan erkek egemen sistem kadınların ev içi emeğini görünmezleştirirken, ücretli emeğinin de değerini belirliyor. Kadınlar istihdamın dışına itiliyor, güvencesizliğe mahkûm ediliyor.

Kadın işsizliği ve güvencesizliği sermayenin yönelimleri ve kadın düşmanı erkek egemen iktidarların yarattığı toplumsal bir sorundur. İstatistiklerin gerçeği yansıtmamasına itirazımız var, istatistiklerin bile ortaya koyduğu tabloyu yaratanlara ise isyanımız büyük.  Tam da 8 Mart’a giderken isyanımızı, öfkemizi ve umutlarımızı kuşanıyoruz. Bizleri görmeyen, emeğimizi değersizleştirenlere karşı görünmezlik pelerinini yırtıyor buradayız diyoruz. Buradayız ve zıvanadan çıkıyoruz! Buradayız ve kız kardeşlerimize sesleniyoruz: İşsizliğe güvencesizliğe karşı çıkalım zıvanadan kuralım hayatı yeni baştan.”

Yorumlar