Feminist bir sosyolog, emekli öğretim görevlisi ve 1998’den bu yana IMPACT ve 1991’den bu yana Ulusal Kadın Dövüş Sanatları Federasyonu (NWMAF) üyesi olan Martha E. Thompson, özsavunma eğitimine dair güçlendirici bir yaklaşımı, kendi gözlem ve deneyimleri üzerinden tarif ediyor.
40 yıldan uzun zaman önce, Pascalé, Moon ve Tanner (1970) kadınların ve kız çocuklarının kendi güvenliklerini sağlamak ve kendi potansiyellerini tam olarak geliştirmek için özsavunma öğrenmelerinin önemini vurgulamıştı. Aslında, özsavunma eğitimi, 1970’lerde tecavüzü önleme ve erkeklerin kadınlar üzerindeki toplumsal iktidarına son vermenin bütünsel bir parçası olarak ele alınıyordu (Matthews, 1994;Searles ve Berger, 1987). Ancak, 1980’lerde hükümetlerin ve sosyal hizmet kurumlarının tecavüz mağdurlarına yönelik hizmetler oluşturulması yönündeki feminist taleplere yanıt vermesiyle birlikte, tecavüz karşıtı çalışmaların ön saflarındaki feministlerin yerini sosyal hizmet profesyonelleri aldı (Martin, 2005; Matthews, 1994). Çalışmanın içeriği, “tecavüzü durdurmaktan tecavüzü yönetmeye” kayarken, özsavunma eğitiminin, hareketin içindeki pozisyonu da adım adım marjinalleştirildi (Matthews, 1994;Searles & Berger, 1987). Aynı zamanda, tecavüzü kamusal bir mesele haline getiren tecavüz karşıtı hareketin karşısında, fiziksel becerilere ve bilgiye sahip olup feminist bir perspektife sahip olmayan kolluk güçleri ve dövüş sanatçıları da, kadınlara özsavunma programları sunmaya başladılar; belki de feminist özsavunma eğitiminin diğer özsavunma tiplerinden bir farkı olmadığı kanısındaydılar. Kolluğun ve geleneksel dövüş sanatları özsavunma programlarının, feminist veya güçlendirici özsavunma eğitiminden farkının anlaşılmaması, feminist özsavunma örgütlerinin şiddet karşıtı hareketin bütünsel bir parçası olma yeteneğini kısıtlamaktadır. Feminist özsavunma eğitimi hala yanlış anlaşılmaya devam ediyor: bu eğitime karşı çıkanlar özsavunmanın, tek tek kadınlar açısından işe yarar olsa bile, tecavüzün önlenmesinden kadınları sorumlu tuttuğunu ileri sürüyor (bakınız Filipovic, 2008).
Feminist araştırmalar özsavunma eğitiminin zorluklarını ve kazanımlarını ele alarak, özsavunma sistemlerinin içindeki ve dışındaki ortak tartışma temalarına dair önseziler sunuyor (Higginbotham, 2006; Kidder, Boell, & Moyer, 1983; Madden & Sokol, 1994, 1997; McCaughey, 1997; National Coalition Against Sexual Assault
[NCASA]; Snortland, 2001; Stone, 2010). Akademisyenler, feminist özsavunmanın şiddeti nasıl bağlamına oturttuğunu, kadınları kendi mağduriyetlerinden dolayı suçlamanın nasıl uzağında olduğunu, kadınların özgürlüğünü pekiştirdiğini, özdeğeri teşvik ettiğini ve kadınlara ve kız çocuklarına kendi yaşam deneyimleri hakkında konuşma ve düşünme imkânı verdiğini belgelemiş durumda(Cermele, 2010; De Welde, 2003; Madden & Sokol, 1994; McCaughey, 1997; Senn, 2011). Bu kapsamlı araştırmalara karşın, birçok feminist akademisyen, fon kuruluşu ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet üzerine çalışan profesyoneller, özsavunma eğitimi konusundaki kuşkularını sürdürüyor. Bu kuşkuculuğun kısmen, güçlendirici özsavunma eğitimini diğer özsavunma tiplerinden ayrıştıran şeylere ilişkin kavrayış eksikliğinden kaynaklandığına inanıyorum.
Bu makalenin amacı, özsavunma eğitimine dair güçlendirici bir yaklaşımı tarif etmek. Bir özsavunma eğitmeni olarak kendi gözlem ve deneyimlerimden, IMPACT International ve Ulusal Kadın Dövüş Sanatları Federasyonu ile bağlantılı 29 özsavunma eğitmeni ile yaptığım sohbetlerden, her iki örgütün sekiz özsavunma eğitmen sertifikasyon belgesinin incelenmesiyle özsavunma siteleri ile Facebook sayfalarında yayımlanan özsavunma öyküleri ve deneyimlerinden yola çıkıyorum. Güçlendirici özsavunma eğitiminde öne çıkan dört temel temayı vurgulayarak, güçlendirici özsavunma eğitiminin diğer özsavunma pratiği tiplerinden farklı olduğunu ileri süreceğim. Bu temalar: şiddeti toplumsal bir bağlama yerleştirmek; şiddetin sorumlusu olarak failleri işaret etmek, bedenin merkeziliği vurgusu ve kapsamlı bir özsavunma alet kutusu sunulmasıdır. Amacım aktivistleri, akademisyenleri ve alanda pratik çalışmalar yapanları özsavunma konusundaki yaklaşımlarını genişletmeye ve güçlendirici özsavunma eğitimini şiddete karşı hareketle tam anlamıyla bütünleştirmeye davet etmek.
Toplumsal Bağlamda Şiddet
Televizyonda ve sinemada tecavüz görüntüleri bol bol yer alıyor; tecavüz öyküleri manşetlere taşınıyor ve FBI (2010), her 6 dakikada bir şiddete dayalı bir tecavüz vakasının gerçekleştiğini tahmin ediyor. Güçlendirici özsavunma eğitimi, tecavüzü bireysel bir talihsizlik veya sorumluluk olarak değil, toplumsal bir mesele olarak ele alır. Hem IMPACT International hem de NWMAF, şiddetin toplumsal kökenlerini vurgular (IMPACT International, 2011; NWMAF, 2010). Şiddetin toplumsal olarak üretildiği yaklaşımının altında ise insanların kaynaklara, imkânlara ve iktidara eşit erişime sahip olmamaları gerçeği yatar. Bu eşitsizlikler, toplumsal anlamda doğal ve kaçınılmaz denilerek meşrulaştırılan karmaşık bir ayrıcalıklar ve ezilmişlikler ağını yaratır. Güçlendirici bir yaklaşımda, özsavunma eğitmenleri, katılımcılara deneyimlerinde yalnız olmadıklarını bilme imkânları sunarak şiddetin bireysel bir sorun değil, toplumsal bir mesele olduğu fikrini güçlendirir. Bazı kolaylaştırıcılar bunu istatistikleri veya kendi öykülerini paylaşarak yaparken, diğerleri katılımcıların kendi kişisel öykülerini paylaşacakları alanlar yaratır. Birçok insan açısından destekleyici bir grubun parçası olmak dönüştürücü bir durumdur. Danuta (2012), “[Özsavunma dersim] beni gruptaki diğer tüm kadınlara ruhsal anlamda bağladı ve bana cesaret; aidiyet hissi ve güçlenme sağladı” diyor.
Atölye katılımcıları arasında bağlantıların kurulması, güçlendirici bir özsavunma programının anahtar bir bileşeni ise, özellikle şiddeti bireysel değil toplumsal bir bağlama yerleştirirken bireysel ve grupsal deneyimin çeşitliliğini vurgulamak da böyledir. IMPACT International ve NWMAF, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin diğer şiddet ve baskı sistemleriyle, bireylerin şiddet deneyimlerinde toplumsal cinsiyet, ırk, sınıf, yaş, ulusal köken ve yetiler temelinde farklılıklara yol açan biçimlerde kesişmesinin önemini vurgular
(IMPACT International, 2011; O’Brien, Thompson, & Lanoue, n.d.). NWMAF sertifikası başvurucuları, farklı kültürlere mensup kişilere verilen eğitim açısından kolaylaştırıcı malzemelere başvururlar (Trembath, 2008). Kendilerinden, farklı farklı öğrencilere eğitim verme deneyimleri ve katılımcıların saldırıya uğrama biçimlerindeki farklılıklar konusundaki ufuklarını nasıl genişletebilecekleri hakkında düşünmeleri istenir.
Mağduru Değil Faili Sorumlu Tutmak
Tecavüz ve cinsel saldırı mağdurlarının tecrübe ettikleri şiddet için suçlanması yaygın bir durum olduğundan, özsavunma eğitmenleri kadınlara ve kız çocuklarına güvenlik seçenekleri sunarken şiddetten failin sorumlu tutulması ve her bir kadının hayatta kalmak için başvurduğu kararların desteklenmesi konusunda da son derece hassas davranırlar. NCASA (n.d.) kılavuzlarını izleyen NWMAF, şiddetin sorumlusunun failler olduğunu son derece açıkça vurgulamaktadır:
“Kadınlar saldırıya uğramak istemez, buna neden olmaz, bunu davet etmez veya bunu hak etmezler. Kadınlar ve erkekler, bazen güvenli davranışlar hakkında hatalı kararlar verebilirler, ama bu durum, onları bu saldırının sorumlusu haline getirmez. Saldırganlar, kendi saldırganlıklarından ve bir başka insan üzerinde aşırı güç kullanma ve onu taciz etme davranışlarından sorumludur. (Gregory, Johnson Van Wright,& Wanamaker, n.d., p. 3)
Yargılayıcı olmayan bir çalışma iklimi yaratmak da mağdur suçlayıcılığı sorgulamak açısından kritik önemdedir. IMPACT International, yargılayıcı olmayan bir öğrenme ortamı yaratmanın önemini vurgular: “IMPACT kolaylaştırıcıları kişisel yakınlık yaratan, olumlu bir atmosfer oluşturan ve çeşitliği kabul edip katılımcıların yanıtlarını normalleştirirken grup kaynaşmasını ve dinamiklerini kolaylaştıran, tüm duygusal tepkilere yargılamadan değer veren bir öğrenme atmosferini destekler”. (IMPACT International, 2011, p. 1).
Özsavunma eğitmenleri, bireylerin gerek şiddete nasıl karşı koyacaklarını bilmedikleri gerekse bir şeyleri başka türlü yapmak isteyebilecekleri için, kendilerini maruz kaldıkları şiddetten sorumlu hissetmelerinin, sorumluluğun mağdura değil faile ait olması anlamına geldiğini açıklığa kavuşturmanın ne kadar kritik olduğunu bilir. Eğitmenler, özsavunma eğitimi verirken, özsavunma eğitiminin katılımcıların önceki saldırılar esnasında sahip olmayabilecekleri yeni beceriler sunduğunu açıklığa kavuşturur. Dahası, kolaylaştırıcılar insanın bazı şeyler için keşke demesinin, hatta kendi davranışları yüzünden de benzer duygular içinde olmasının, kişiyi saldırının sorumlusu haline getirmediğini de bilir. Bir kolaylaştırıcı bana “keşke” duygusu ile suçluluk duygusunu ayrıştırmanın insanlara kendi kaderini tayin etme ve öznelik deneyimi oluşturma imkânı sunduğundan söz etmişti: “Keşke duygusu ile suçluluk arasındaki farklı anlatıyorum. Keşke duygusunun üzerinden atlarsak, inandırıcılığımızı kaybederiz. Keşke diyebileceğimiz bazı şeyler vardır. Kadınlar özne olmayı arzu ediyorlar; bu özsuçlayıcılığın arkasında biraz da bu yatıyor”.
Aslında, tecavüze uğrayan kadınlar çoğunlukla özsavunma eğitimi almanın özsuçluluk duygularını hafifletmeye ve umutlanmalarına yardımcı olduğunu söylüyor; özsavunma becerileri kazandıklarında, önceden kendilerini savunma araçlarına sahip olmadıklarını ama artık sahip olduklarını anlıyorlar. Bir özsavunma katılımcısı ise geçmişi ve geleceği hakkında şunları söylüyor:“Bazen o güne bakıp düşünüyorum, neyi farklı yapabilirdim? Belki doğru yanıt hiçbir şeydir. Sırf geçmişe bakmak için buradayım. Asla bilemeyeceğim. Ama bildiğim tek şey [özsavunma eğitiminin] bana gelecek için paha biçilmez bir alet kutusu sunduğu. Önemli olan tek şey de bu. Şimdi bir geleceğim var”. (Anonim, 2012)
Bedenselliğin Merkezi Önemi
Feminist özsavunma eğitimlerinde fiziksel hareket ve araçların merkeziliği, şiddete dayalı bir toplumda yaşarken herkesin- iktidarla ilişkileri ne olursa olsun- şiddetin varlığını ve şiddet potansiyelini benliklerine, duygularına ve bedenlerine çeşitli derecelerde içselleştirmiş olduğu yaklaşımına dayanır. Kadınlar ve kız çocukları için bedenselleştirilmiş kırılganlık, fiziksel faaliyetlerini sınırlandıran ve görünümlerine daha fazla dikkat çeken toplumsal cinsiyet beklentilerinden kaynaklanabilir. Güçlendirici özsavunma eğitimi, birçok kadına erkeklerin fiziksel anlamda kendilerinden üstün olduklarının ve adamlar tecavüzde kararlıysa, kadın hangi araçlara sahip olursa olsun, bunu başarabileceklerinin defalarca söylenmiş olduğu gerçeğini dikkate alır. Kendi bedeninden güç bulmak ve fiziksel özsavunmayı öğrenmek, kadınlara sürekli olarak erkeklerin yenilmezliğiyle ilgili olarak anlatılan öyküleri yalanlar. Bu nedenle özsavunma eğitiminin, kadınların tecavüze ve cinsel saldırıya karşı direnme yeteneğini artırması kritik bir öneme sahiptir. En basitinden, özsavunma eğitmenlerinin etkin fiziksel özsavunmayı öğretmeleri ve pratik imkânlar yaratmaları gerekir. Güçlendirici özsavunma eğitimi, fiziksel bedenin merkeziliğine odaklanmak demektir. Kadınlar boy, beden kütlesi veya güce bakmadan, bedenlerinin güçlü parçalarını (örneğin dirsekler, dizler, ayaklar), herkeste kırılgan olan hedeflere vurmak (örn. gözler, burun, kasıklar) için nasıl kullanacaklarını öğrendiklerinde, erkeklerin yenilmezliğine dair fikirler dağılır ve tecavüzün kaçınılmazlığı fikri de sorgulanmış olur.
Bedenlerinden kopartılmış kadınlar açısından, özsavunma eğitimlerindeki fiziksel hareketler onlara bir saldırı sonucunda bedenselleştirmiş olabilecekleri kırılganlığı dönüştürme ve kendi bedenleriyle güçlü biçimde yeniden bağ kurma imkânı verir. Eğitmen yorumları kadınların bedenlerinin saldırılardan etkilenme biçimlerine dair yaklaşımlarını ve özsavunmanın bu etkileri nasıl maddi biçimlerde kökten değiştirebileceğini vurguluyor:
“Özsavunma insanlara başka bir yerde elde edemeyecekleri bazı parçaları geri veriyor. Özsavunma bedendeki bazı kalıntılarla uğraşmamızı sağlar – fizyolojik terapi çalışması yapmıyorsanız, bunu başka bir yerde elde etmeniz pek mümkün değildir. [Saldırıya uğradığınızda] fiziksellik çok kritiktir. Özsavunma kendi özünüzü tam anlamıyla geri almanın bir yoludur.”
Bedenselliğin merkezi önemi, özsavunma eğitimlerinin dışında da etkili olur. Özsavunma eğitimi aldıktan sonra saldırıya uğrayan kadınlar, sık sık bedenlerinin ne yapılması gerektiğini bildiğini anlatıyorlar. Örneğin, Megan (2011) özsavunma eğitimi aldıktan iki yıl sonra okuldan eve dönerken saldırıya uğramış:“Öğrendiğim her şeyi hatırladım ve sadece hareket ettim. Bir sürü tekme attım. Binanın ikinci katındaki bir kadın üstüme çullandığını görmüş ve hemen polisi aramış. Ben daha farkına varmadan adam polis arabasının içindeydi. Şimdi ağırlaştırılmış silahlı saldırı suçundan 10 yıl ceza alacak (ceketinin içinde bıçak ve ip buldular). IMPACT gerçekten hayatımı kurtardı”.
Kapsamlı bir Özsavunma Alet Çantası
İnsanlar özsavunma filmlerinde ve videolarda tipik biçimde sopaları ve tekmeleri görürler. Kadınlar, özsavunma eğitimlerine genelde fiziksel özsavunma araçlarını öğrenme arzusuyla gelir ve bu bir heves yaratır. Gerçekten de, IMPACT programlarının anahtar özellikleri, öğrencilere fiziksel teknikleri tam anlamıyla öğretmeye dayanır (IMPACTInternational, n.d.). NWMAF da çeşitli saldırılara (kapma, yumruklama, tekmeleme, silahlı ve karma saldırılar) karşı savunma öğretmeyi bilen ve fiziksel becerileri öğrenme ve uygulama imkânı sunan sertifikalı eğitmenlerden yararlanarak fiziksel özsavunmanın önemini vurgular
(Gregory, Johnson Van Wright, &Wanamaker, n.d.; O’Brien et al., n.d.). Ancak, fiziksel özsavunma duruşlar, nefes alma, beden dili ve güvenli alana hareket etmek gibi sopaların ve tekmelerin ötesindeki araçları da içerir. Fiziksel özsavunma, içinde bulunduğumuz daha geniş çevreye dikkat etmek ve kişinin fiziksel becerilerine dikkat çekmeyi içerir. Bu nedenle, güçlendirici özsavunma eğitiminin en önemli derslerinden biri, sopaların ve tekmelerin son çare olarak başvurulacak araçlar olduğudur. “Özsavunma eğitiminin amacı paradoksaldır, çünkü özsavunma kullanmaya ihtiyaç duymayacak ama özsavunma becerisine sahip olan insanlar eğitmeyi amaçlar: şiddetsiz bir amaca sahiptir (Burrow, 2009, p. 139). Özsavunma eğitiminin insanları şiddet-dışı yöntemler konusunda hazırlıklı hale getirdiği fikri genelde görmezden gelinmektedir. Bir öğrenci, tekme veya yumruk atmadan potansiyel anlamda tehlikeli bir durumu nasıl atlattığını anlatıyor:
“Adamın biri arkadaşımın kolunu kaptı, ben de ona güçlü bir ses tonuyla, ‘Arkadaşım ve ben şimdi hemen buradan gidiyoruz’ dedim. Bize şöyle bir baktı ama yolumuza çıkmadan yürüyüp gitti ve biz de arabaya bindik. Arkadaşım bana dönüp, “hani özsavunma eğitimleri almıştın, kullanmayacaksan ne anlamı vardı?’ diye sordu. Gülerek dedim ki, “kullandım zaten. Sakin kalabildim ve duruma hâkim olabildim. Gerilimi tırmandırmadan muhtemel bir kaçış yolumuz olduğunu görebildim. Fiziksel müdahale tek seçeneğimiz değildi.”
Katılımcılar bedenleriyle yeniden bağ kurduklarında, kolaylaştırıcılar bu bedenin üstüne,kadınların şiddeti daha erkenden saptayıp daha barışçıl biçimlerde durdurabilecek araçlar ve stratejilerle tanışmalarını sağlayacak bilgiyi ve güveni inşa edebilirler. Kolaylaştırıcılardan biri fiziksel hareketin zihinle ve duygularla ne denli bağlantılı olduğunu vurguluyor: “Özsavunma bedenimiz üzerinde yeniden hak sahibi olmak, burada ve şimdi var olabilmek, kendimizi güçlü hissetmek demektir. Genel olarak, hareketler şiddetin önlenmesine yardımcı olur ve sorunları saptayıp bunlar hakkında duygulara sahip olma becerilerimizin güçlenmesine yardım eder”. Benzer biçimde, özsavunma öğrencisi Ashley (2011), fiziksel özgüvenin, geliştirdiği değerli sözel becerilerle bağlantılı olduğunu ifade ediyor:
“Hayatım boyunca bana yabancılara karşı nazik olmam ve canımı sıkan kimseleri görmezden gelmem söylenmişken, şimdi kendimi konuşmama izin verilmiş gibi hissediyorum. Nihayet, kendimi kendi alanımı sözel anlamda geri almak konusunda özgür hissediyorum. Bunu yapabiliyorum çünkü kendi kendimin arkasında durabileceğimi biliyorum.”
O halde, bu alet çantası, bir fiziksel teknikler alet çantası yelpazesinden daha fazlasını içermektedir. Güçlendirici özsavunma eğitiminde, katılımcılar gerek tanıdıkları kişilerin gerekse yabancıların uygunsuz davranışlarına karşı kullanabilecekleri fiziksel olduğu kadar sözel stratejileri de öğrenirler. Öğrenciler, kendini iddialı biçimde ifade edebilme, gerilimi azaltma ve karşı koyma dâhil, bir sözel beceriler yelpazesini öğrenir ve tecrübe ederler. Ayrıca, NWMAF ve IMPACT International kolaylaştırıcıları katılımcılara beden dilleri, sesleri ve iletişim içerikleri arasında tutarlılık oluşturma; duyguları kontrol etme ve şiddete karşı ses çıkarmanın önemini de anlatır(IMPACT International, n.d.; O’Brien et al., n.d.).
Özsavunma eğitmenleri kapsamlı bir alet çantasının kişisel güvenlik ve başkaları yararına müdahalede bulunma becerisini artırabileceğini de vurgular. Özsavunma katılımcıları,bu alet çantasının parçası olarak, şiddet riskleri hakkındaki bilgilerini artırır, sahici bir saldırı öncesinde gelen tehlike sinyallerini saptamayı öğrenir ve güvenliklerini artıracak bir stratejiler dizisini uygular. Kadınlar tehlike sinyallerini saptamayı öğrendiklerinde, kendilerini belirli bir durumdan uzaklaştırarak veya daha net sınırlar koyarak, daha erken harekete geçebilirler. Bir kolaylaştırıcı katılımcılara “en büyük silahımız kulaklarımızın arasındaki kafamız;strateji, yaklaşım ve seçeneklere dair düşüncelerimiz. Tek başına tekme ve yumruk atmaksa, son çareler” dediğini anlatıyor.
Özsavunma eğitimi kadınlara potansiyel anlamda zarar verici bir ortamı, bu ortam açıkça bir şiddet ortamına dönüşmeden önce engelleyebilecekleri bir dizi seçenek ve imkân sunar (Brecklin&Ullman, 2005). Bir özsavunma kolaylaştırıcısı ise kapsamlı bir özsavunma alet çantasına sahip olmanın değerinden söz ediyor: “Bütün bu diğer araçlara sahip olduğumu biliyorum. Birinin gözüne parmağımı sokana kadar beklemeye de ihtiyacım yok. Diğer bütün seçeneklerde de umut olduğunu biliyorum”.
Sonuç
Güçlendirici özsavunmanın anahtar özellikleri, şiddeti toplumsal bağlamına yerleştirmek, suçlamayı ve sorumluluğu mağdurun omuzlarından faillerinkine aktarmak, bedenselliği merkezine almak ve kapsamlı bir özsavunma alet kutusu sunmaktır. Bu yaklaşım tecavüzü ve cinsel saldırıyı bir sosyo-politik şiddet bağlamına yerleştirir, mağdurları suçlayan anlatıları aktif biçimde kapı dışarı eder, şiddete karşı direnişte bedenin merkeziliğini öne çıkartır ve şiddet tehditleriyle başa çıkmada daha geniş seçeneklerin varlığını vurgular.
Fiziksel araçlar güçlendirici bir özsavunma açısından vazgeçilmezdir çünkü bu araçları geliştirmek insanları aynı anda kendi bedenleriyle bağlantı içine sokup kadınların zayıflıkları ve erkeklerin üstün bir güce sahip olduğu hakkındaki mitleri dağıtır. Kadınlar beden tipleri, atletik yetenekleri veya engelleri ne olursa olsun, kendilerini şiddete karşı savunmak için sahip oldukları her ne ise kendilerini onunla savunabileceklerini keşfederler. Kadınlar fiziksel araçları ve bunları nasıl kullanabileceklerini öğrendikçe, kimsenin boyu, kilosu hatta gücü ne olursa olsun, yenilmez olmadığını anlamaya başlarlar.
Güçlendirici özsavunma eğitimi kadınların ve kız çocuklarının olasılıklara dair tahayyülünü şiddete karşı verilebilecek bir dizi yanıtı içeren biçimde genişleterek, şiddet karşıtı harekete büyük katkılarda bulunabilir. Güçlendirici özsavunma eğitimi, kadınlar ve kız çocukları için şiddete dair bir analiz geliştirme, kendi bedenleriyle derin bir bağlantı kurma ve hemen şimdi güçlü birer toplumsal değişim öznesi haline gelebilmek için kapsamlı bir alet çantası edinme kanallarından biridir.
Kadınlar ve kız çocukları, kendi adlarına ayağa kalkma özgüveni ve araçlarıyla, kendi kişisel güvenliklerini ve başkalarıyla olan gündelik etkileşimlerinin niteliğini hemen şimdi iyileştirebilirler. Bir özsavunma eğitmeninin dediği gibi, “insanlar kendine daha güvenli hale geldikçe, başkalarıyla birlikte topluluklar içinde çalışmaya ve daha büyük değişimler için mücadele etmenin anlamlı olduğuna inanmaya başlıyorlar; oturup olup bitene seyirci kalmıyorlar.” Birçok kadın ve kız çocuğu adalet için verilen mücadelelere katılıyor. Direnişin ölçeği ne olursa olsun, kadınlar ve kız çocukları burada ve hemen şimdi şiddete karşı daha fazla seçeneğe sahip olduğunda, şiddeti durdurma ve toplumsal adaleti sağlama mücadelesine daha etkin biçimde katkıda bulunuyor.
Martha E. Thompson: 1998’den bu yana IMPACT ve 1991’den bu yana Ulusal Kadın Dövüş Sanatları Federasyonu (NWMAF) üyesi olan Martha E. Thompson aynı zamanda feminist bir sosyolog ve emekli öğretim üyesi.
Makalenin orijinali:
Violance Against Women (VAW) dergisi, 2014, Cilt 20(3) 351–359’deki orjinalinden Kadın Savunma Ağı için Çiğdem Çidamlı tarafından çevrildi.
Yorumlar