Direnen Migros Depo kadın işçileriyle söyleşi: “Tüm Türkiye bizim direniş yerimiz!” Nuran Akgül – Semine Korkmaz

10 Şubat Perşembe günü Migros Depo işçilerinin direnişine gerçekleştirdiğimiz dayanışma ziyaretinde DGD-SEN üyesi ve direnişteki işçilerden olan Nuran ve Semine'yle küçük bir söyleşi yaptık. Herkesi hakları için direnen işçilerin yanında olmaya ve Migros'u boykot etmeye çağırıyoruz. Direniş hepimize iyi gelecek.

Direnen Migros Depo kadın işçileriyle söyleşi: “Tüm Türkiye bizim direniş yerimiz!” Nuran Akgül – Semine Korkmaz

Grev alanından kendinizi tanıtır mısınız? Neden greve çıktınız, talepleriniz neler?

Ben Nuran Aygül, yaklaşık 7 aydır burada çalışıyorum. Biz bu greve, bu direnişimize 2 ay önce başlamıştık. Bir günlük bir iş bırakma eylemimiz oldu. İş güvenliği, sağlık açısından yetersizdi ve primlerimiz ödenmiyordu. Bize denildi ki asgari ücrete zam geldikten sonra biz size asgari ücretin üstünde zam yapacağız. İş sağlığı, güvenliği önlemleriniz alınacak, yemekleriniz değişecek, bunların sözünü vermişlerdi. Ocak bordroları açıklandı, onların dediğine göre %54 zam ya da %56 zam yapılmış ama bu normal asgari ücrete denk geliyor, yıllığa göre %8’lik bir zam yapılmış onda bile ayrımcılık var. 2 ayrı 5 yıllık elemana, birine yapmış birine yapmamış. Biz buna direndik, birlik olduk, hemfikir olduk. Birliğin gücüne inanarak direnişe kalkıştık. Bu yüzden de yaklaşık 9 gündür sürüyor eylemimiz, biz direndiğimiz için işten atıldık. Aynı şekilde o gün de biz suç işlemediğimiz halde 8 tane çevik kuvvet otobüsüyle çıkarıldık dışarıya.

Siz de gözaltına alınanlar arasında mıydınız?

Nuran -Hayır değilim, arkadaşlarım vardı. Bizi ikiye böldüler, barikat kurdular, bizi dışarı attılar. Kaba kuvvetle dışarı attılar. 

Semine Korkmaz -Kadınlar ezilir düşüncesi olmadan sürükleyerek gözaltına aldılar o akşam, erkek polisler bizi itti ve ben orada düştüm. Diğer arkadaşları gözaltına aldılar. O yağmurlu havada biz kendi imkânlarımızla yürüdük. O saatte ne minibüs var ne taksi. Ondan sonra bütün herkes evine ulaştı.

Nuran -Biz çok bir şey istemedik. Primlerimizin yasal güvence altına alınmasını istedik. Onların deyimiyle prim veriyorlar, bir gün gelmedin sen primin kesilsin, bir gün kot atmadın primin kesilsin değil de yasal güvence olsun ve kesiliyorsa gerçek bir nedenden kesilsin. Çok bir şey de istemiyoruz, saatlik ücretimize 4 TL’lik zam istiyoruz, haftalık 200 TL zam istiyoruz, günlük bir ekmek parası. En temel hakkımız da iş sağlığı güvenliği. Bunun illa sadece Migros’ta olması değil her yerde olmasını istiyoruz. Bu kadar ağır işte çalıştırıyorsa bize düzgün bir yemek vermeli, içinden kıl çıkmayan, taş çıkmayan yemekle kanımızı doyurmak istiyoruz. İş ayakkabılarımız çok kötü, sağlık ve dezenfektan kullanımı ile ilgili hiçbir önlem yok. Yemekler çok kötü çıkıyor, ya dışarıdan istiyoruz ya da evden getiriyoruz.

Kadınların olarak başka hangi sorunları yaşıyorsunuz? 

Nuran -Bayansınız diyorlar, amirlik mertebesi alamıyoruz. Kadınlar yapamaz edemez, yönetici olamaz, daha duygusal… 1 yıllık, 5 yıllık tecrübeli kadın işçiler neden şef olmuyor, neden yükselemiyor? Bir kadına bağırarak mobbing uygulandığını çok gördük içeride. 

Erkek çalışanlar vardiya değişikliğinden dolayı bizden daha az çalışıyorlar. Bazen Pazar günleri 08.00-21.00 arası çalışıyoruz. Mesela bir arkadaşım iki kişinin attığı kotayı kendisi günlük tek atıyor. Ama yine de erkek değilsin yükselemezsin deniliyor. Ama artık bıçak kemiğe dayandı buna bir dur demek istiyoruz. Kadınların gücünü, kadınların sesini duyurmak istiyoruz. Bu ülkede kadın olduğunu anlasınlar artık.

Grevi sürdürürken kadın olarak yaşadığınız sorunlar var mı?

Nuran -Hepimizin ailesi var, sıkıntı yapıyor bu durumu. İşten çıkarıldınız neden hala gidiyorsunuz deniyor. Ama biz şuna inandık, hep beraber bir yola çıktık. Artık para mevzusundan da çıktı bu, gurur meselesi. Bir kadının hakkını alabildiğini görmek istiyoruz biz. O yüzden buradayız.

Depoda işleri durunca işveren işten çıkarma dışında nasıl tepki gösterdi?

Nuran -En başta burayı kapatacağız diye tehdit ettiler bizi. Günlük 300.000 ürün çıkıyordu, ama şu an iş çıkmıyor. Burası durunca Gebze depodan ürün getirmeye başladılar. Böyle olunca yakıt çok harcamaya başladılar. Bizim taleplerimizle onların giderlerini karşılaştırdığında denk geliyor aslında.

Grevde günleriniz nasıl geçiyor? 

Nuran -İçerdeydik 2 gün öncesine kadar, 2 gündür dışarıda devam ediyoruz. Hala içeride çalışmaya zorlanan arkadaşlarımız var. Yani onlara diyorlar ki çalışmazsanız sizi de atarım. Mesela çocuklarına bakmakla yükümlü kadınlar var, yani mecbur çalışmaya zorlanıyorlar, işten atmakla tehdit ediliyorlar ama biz bu köleliğe son vermek istiyoruz. 

İçeride kaç kişi çalışıyor? Çalışan kişiler Migros Depo’da işlerin sürdürülebilmesi için yeterli mi?

Nuran -Yeterli değil. Biz içeride 350’ye yakın işçiydik. 250’den fazlası atıldı. Sivas’tan işçi getirerek açıklarını kapatmaya çalıştılar ve yaklaşık 30 işçi de zorla, baskıyla çalıştırılıyor. Dört, beş yıllık ya da daha uzun süredir çalışan arkadaşlarımızı özellikle çıkardılar. Sivas, Ağrı gibi  başka illerden insanları kandırıp getirdiler. O arkadaşlara da lojman, yemek, 4.600 tl maaş gibi vaatlerde bulunmuşlar. Bir hafta boyunca eğitim verdik onlara. Depo yönetimi bizi işten çıkardıktan sonra bize destek veren yeni arkadaşları da işten çıkardılar.

Semine – Bugün işten çıkan bir insan çocuğuna bir şey götüremiyor, bütün patronlar bu şekilde olduğu için hep ezilen garibanlara oluyor. Yani şunu da gördük paranın gücü devleti arkasına alıyormuş. Gerçekten yeri gelince görüyoruz ki bugün bir insan bir hayvanı sokağa atamazken onlar bizi bir sokağa attılar o yağmurun altında, kadın erkek dinlemediler. Bugün böyle bir ülkede yaşıyoruz. Biz patronlara yükleniyoruz ama bu devletin koyduğu kanunlar bugün bize eylem yapma hakkımız olduğunu söylese de biz emek verdiğimiz yerin dışına atıldık. Yere bir ürün düştüğünde israf olmasın diyen insanlarız. Ben buraya 2 yılımı verdim. 

Çevredeki grevlerle dayanışmayı ve iletişimi nasıl sağlıyorsunuz? 

Nuran -Tabii ki, biz her yerde paylaşımımızı yaptık, sesimizi duyurabildiğimiz kadar duyurmaya çalıştık. Facebook olsun, twitter olsun hani orada tweetlere düştüğümüzde bizi gören Bursa Depo’dan olsun başka bir yerden olsun olsun “aa bunlar direnişe katılmışlar, biz de katılalım“ diyorlar. Bizimle iletişime geçiyorlar, instagramdan ya da başka bir yerden, bizi desteklediklerini iletiyorlar. Bazen başka yerlerden arkadaşlarımız desteğe geliyor, sizin yanınızdayız diyorlar. İlla direniş yerimiz burası değil, tüm Türkiye bizim direniş yerimiz, tüm Migros önleri, Tuncay Özilhan’ın villasının önü de. Buraya en yakın Akbatı Migros’un önü, biz burada sonuç alamazsak biz yine mağazaların önüne gitmeye devam edeceğiz, vazgeçmemeye devam edeceğiz.

Yorumlar