Çadır alanında oturduğumuz sırada öğleden sonra Sevgi Parkı'ndan tanıdığımız arkadaşımız ziyaretimize geldi. Çay eşliğinde sohbet ederken “neden Antakya’da Kadın Savunma Ağı’nı kurmuyoruz” diye sordu. Aslında burada Kadın Savunma Ağı’nı kurma çalışmalarına giriştiğimizi anlattık. E nasıl üye olunuyorsa ben de üye olmak isterim dedi. Kadın Savunma Ağı’na katılımı anlattık, sembolik olarak da bir Kadın Savunma Ağı Üye defteri oluşturuverdik. İyi ki de oluşturmuşuz. Bir saat içinde ikinci kaydı da yaptık. Başka bir kadın arkadaş daha bahçemize bizimle tanışmaya geldi ve sonra Kadın Savunma Ağı’na katılmak istedi. Kadın Savunma Ağı Antakya’da büyüyor.
Depremin ilk gününden itibaren diğer birçok kadın örgütü ve feminist ağ gibi biz de örgütlü olduğumuz illerde ve Mor Mekanlarda yoğun bir dayanışma çalışmasına giriştik; birçok arkadaşımız bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Antakya-Defne bölgesindeki Sevgi Parkı’nda kurduğumuz Kadın Dayanışma Çadırı parkın tamamen boşaltıldığı 2 Mart gece yarısına kadar parkta kalmaya devam etti. Gönüllü kayıt formumuzu hala doldurmadıysanız doldurmayı unutmayın.
Antakya Kadın Dayanışma Çadırından yazıyoruz
ÖNCEKİ GÜNLERİ OKUMAK İÇİN: Yazdıklarımız
Gün 58 (11 Nisan)
Yine kapalı bir havaya uyandık, ancak enerjimiz yerinde. Sabah kahvaltımızı hazırlarken Şengül sevinerek elinde taze simitlerle bahçe kapısından girdi. Artık taze ekmek ve simitle kahvaltı yapabilme olanağı var, kentte dükkanlar açılmaya devam ediyor. Kaldırımdan geçerken sıcak ekmek kokusu alabiliyorsunuz.
Kahvaltımız bittikten sonra her gün olduğu gibi malzeme depolarına girdik. Hijyen malzemelerimizin neredeyse tamamının tükendiğini fark ettik ve acilen tüm illere destek çağrısı yaptık. Hijyen ihtiyacı ile bize isimlerini yazdıran kadınlardan oluşan uzun bir listemiz var ve acil bu ihtiyaçların giderilmesi gerek. O nedenle hijyen malzemesi çağrımızı yineliyoruz.
Mola verdiğimiz sırada yağmur başladı. Şengül kafasına geçirdiği leğenle kahve makinasında kahve pişirmeye çalışırken elektrik kesintisi ile uzun süre kahveden de olduk.
Bir kaç kişi çadır alanında kalırken, üç arkadaşımız Günyazı köyüne gitti. İki arkadaşımız da Sevgi Parkı’ndan dostumuz Ayfer’e hastaneye gitmesinde eşlik etti. Günyazı’da kadınlar depremin ilk günü yaşadıkları travmayı ve sonraki günlerde hayatta kalma savaşını ve zorluklarını anlattılar. Hala hijyen ürünlerine ulaşamadıklarını söylediler. Hijyen malzemesi ihtiyacı hala güncelliğini koruyor. İtalyan Hastanesi’nde İtalyan sağlık ekipleri gittiği için Türk doktorlar ve hemşireler vardı. Ayfer ile güzel bir şekilde ilgilenerek bizle de sohbet ettiler. Sohbet esnasında kendimizi tanıtıp Kadın Savunması’ndan bahsettik. İletişim numaramızı ve ismimizi aldılar ve bulunduğumuz alana davet ettik. Kadın sağlığı sorunlarından konuştuk. Yanımıza kahve içmeye gelecekler, erkek doktor bende gelirim kahve içmeye dedi 🙂 Onlar bize biz onlara bir şeye ihtiyacımız olursa ulaşmamızı söyledik, güzel bir sohbetin ardından hastaneden ayrıldık. O sırada bizi araçla hastaneye bırakan Pınar arkadaşımız da kaybolan kargomuzu bulmaya gitti. Bizi almaya geldi ve araçta kargoyu bulduğunu görünce çok sevindik. Alanımıza gelip kargoyu açtığımızda bir de ne görelim bolca çamaşır 🙂
Yaşam alanımız dayanışma ile her gün biraz daha iyileşiyor. Afet İçin Feminist Dayanışma tarafından gönderilen duşakabin ve tuvalet kabini elimize ulaştı. Kurulacağı alan düzenlendikten sonra tesisatı bağlanacak.
Bu arada belirtmek gerekir ki enkaz kaldırma çalışmaları halk sağlığını hiçe sayarak başladı. Sulamasız kaldırılan her moloz etrafa ciddi şekilde toz ve dolayısıyla asbest saçıyor. Bizler burada yaşayan insanlar olarak her ne kadar bireysel önlemlerimizi alsak da yetersiz kalıyor.
Çadır alanında oturduğumuz sırada öğleden sonra Sevgi Parkı’ndan tanıdığımız arkadaşımız ziyaretimize geldi. Çay eşliğinde sohbet ederken “neden Antakya’da Kadın Savunma Ağı’nı kurmuyoruz” diye sordu. Aslında burada Kadın Savunma Ağı’nı kurma çalışmalarına giriştiğimizi anlattık. E nasıl üye olunuyorsa ben de üye olmak isterim dedi. Kadın Savunma Ağı’na katılımı anlattık, sembolik olarak da bir Kadın Savunma Ağı Üye defteri oluşturuverdik. İyi ki de oluşturmuşuz. Bir saat içinde ikinci kaydı da yaptık. Başka bir kadın arkadaş daha bahçemize bizimle tanışmaya geldi ve sonra Kadın Savunma Ağı’na katılmak istedi. Kadın Savunma Ağı Antakya’da büyüyor.
O sırada Sağlık Emekçileri Sendikasından kadın arkadaşlarımız bizi ziyarete geldi. Yaptığımız çalışmalar üzerine bilgi alışverişinde bulunduk. Alanımızı gezip arkadaşlarımızı uğurladıktan sonra Küçükkuyu Kadın Kolektifi’nin aşevine yemeğe gittik. Sümerler’den Ayfer’in bizim için yaptığı biberli ekmekle akşam yemeğimiz çadır alanında sürdü.
Uzun süren akşam yemeğinin ardından günü değerlendirip yarının planını yaptık ve sonrasında dinlenmeye geçtik.
Kadından kadına dayanışmamız da adımız da her geçen gün yayılıyor. Kadından kadına çağrımız filizlerini veriyor, şimdi ise bu topraklara kök salma zamanı..