Antakya Kadın Dayanışma Çadırı Güncesi (Gün 47): Enkazın kedilerine sözümüz var – Kadın Savunma Ağı

Küçücük evlerinden arasında bir avlu gibi boş alana çıktığımızda bir çadırda yalnız kalan ve bölgedeki kedilere bakan bir kadınla karşılaştık. Güvensiz bir yerde kaldığını anlatmaya çalıştık ama uzaklaşmak istemediğini söyledi. Çocuklarını ve torunlarını depremde kaybeden kadın, sokaktaki kedileri bırakıp gidemem diye feryat ediyordu. Kedileri kaybettiklerinin yerine koymuş diye düşündük kimimiz. Yalnız yaşadığı için çadır da vermemişlerdi. Kedileri için elimizden geleni yapacağız.

Antakya Kadın Dayanışma Çadırı Güncesi (Gün 47): Enkazın kedilerine sözümüz var – Kadın Savunma Ağı

Depremin ilk gününden itibaren diğer birçok kadın örgütü ve feminist ağ gibi biz de örgütlü olduğumuz illerde ve Mor Mekanlarda yoğun bir dayanışma çalışmasına giriştik; birçok arkadaşımız bölgedeki arama-kurtarma çalışmalarına katıldı. Antakya-Defne bölgesindeki Sevgi Parkı’nda kurduğumuz Kadın Dayanışma Çadırı parkın tamamen boşaltıldığı 2 Mart gece yarısına kadar parkta kalmaya devam etti. Gönüllü kayıt formumuzu hala doldurmadıysanız doldurmayı unutmayın.

Antakya Kadın Dayanışma Çadırından yazıyoruz

ÖNCEKİ GÜNLERİ OKUMAK İÇİN: Yazdıklarımız

Gün 47 (31 Mart):

Yeni yataklarımızda uyumanın heyecanı ne yazık ki gecenin eşsiz soğuğunda kayboldu! Üşümekten yorulmuş bir haldeyken kendimize gelmek için litrelerce kahve içip kahvaltımızı yaptık. Bugün İstanbul’a dönecek olan sevgili Tanya ve Dilek’in isteği üzerine Hatay merkeze gidip görmek için işlerimizi hızlıca planlayıp güne başladık.

Irmak, Işıl, Ece ve Zeynep her zamanki gibi bizimle birlikte işe giriştiler. Yeni gelen çadırımızı kurduk. Bayram haftası artacak kalabalığımız için artık bir çadırımız daha var. Çadır kurulurken iki arkadaşımız kadınların ihtiyaçları için aramaları yaptı, bir kişi de bahçe kapısında ihtiyaçları için gelenlerle görüştü.

Öğlen saatlerinde İstanbul’dan iki arkadaşımız, Elif ve Rüya geldi. Sayımız bir eksiliyor bir artıyor. Elif soluklanmadan iç çamaşırı deposuna kendini attı. Akşama yine karışacağını bilsek de depoları düzenlemek en önemli iş kalemimiz. Bu esnada diğer arkadaşlarımız da dayanışma noktamıza gelen kadınlarla sohbet edip, ihtiyaçlarını not etmeye, hazırladığımız malzemeleri ulaştırmaya devam etti.

Hatay merkezi görmek isteyen arkadaşlarla bir grup eski Antakya sokaklarını gezmeye gitti. Kurtuluş caddesine araç girişi kapalı olduğu için ara sokaklardan enkazın üstünden yürüyerek girdik. Bir yandan enkaz kaldırılıyor bir yandan enkaz başlarında gözyaşları içinde insanlar var. Tarihi binalar yıkılmış, daracık Antakya sokakları enkazla kapalı hala. Saray caddesine doğru yine enkazın üstünden yürüyerek geçtik. Bazı kafelerden sağlam olan eşyalarını çıkarmaya çalışan insanlar vardı. Herkes sesiz, yas içinde işini yapıyordu. Bizlerse gördüğümüz yıkıntının etkisiyle yolumuzu bulmaya çalıştık. Bizimle beraber gelen Antakyalı arkadaşımızın yıkıntılara bakışını görmeniz lazımdı. Çocukluğunun geçtiği sokakların, lisede takıldığı barın enkazına bakıp anlatmak… Buradaydılar hala ama artık taş yığını halinde.

Ara sokaklardaki gezimizden çıkıp arabayı bulmamız epey zor oldu. Çünkü her sokak enkaz. Taşların üzerinden daracık sokaklardan geçtik. Küçücük evlerinden arasında bir avlu gibi boş alana çıktığımızda bir çadırda yalnız kalan ve bölgedeki kedilere bakan bir kadınla karşılaştık. Güvensiz bir yerde kaldığını anlatmaya çalıştık ama uzaklaşmak istemediğini söyledi. Çocuklarını ve torunlarını depremde kaybeden kadın, sokaktaki kedileri bırakıp gidemem diye feryat ediyordu. Kedileri kaybettiklerinin yerine koymuş diye düşündük kimimiz. Yalnız yaşadığı için çadır da vermemişlerdi. Kedileri için elimizden geleni yapacağız. Arabayı bulup Aşağı okçular’a doğru yola çıktık. Yolda Antakya’nın ünlü Güler Tatlıcısından tatlı aldık. Adana’nın halka, İstanbul’un “kerhane tatlısı”…

Akşam üzeri arkadaşlarımızın İstanbul’dan yönlendirdiği malzemeler geldi. Getiren arkadaşlar sadece Kadın Dayanışma Noktasına malzeme getirmek için ta İstanbul’dan kalkıp buraya gelmişler. Düzenli destek olmak istediklerini söylediler. Gün boyu da bizimle kaldılar. İstanbul’da görüşmeye devam edeceğiz.

Akşam yemeğinden sonra Tanya ve Dilek’i uğurladık. Avcılar Belediyesi otobüsüyle geri dönecekleri için belediyenin noktasına gittik. Orada bizi belediyede çalışan ve ilk günden beri Hatay’da olan arkadaşımız karşıladı. Çay eşliğinde sohbet ettik. Kadın Dayanışma noktamızda eşyaların yağmurdan heba olmaması için bize çok işe yarar malzemeler verdi.

İstanbul’a gidenleri uğurladıktan sonra bir ekip son bir gece ziyareti daha yaptı. Bahçeköy’deki genç arkadaşımızın isteği olan renk açıcı saç spreyini ulaştırdık. Tabii çadırda çay ikramını geri çeviremedik. Güzel bir sohbet eşliğinde çayımızı içip çadır alanımıza geri döndük.
Çadır alanında kalanlar ise hazır olan paketleri dağıttı. Ziyarete gelenlerle sohbet ettik. Aşağıokçuların depo düzenleme uzmanı genç kadınlarla beraber vakit geçirdik. Hafif yağmur atıştırınca koşturarak malzemeleri depolara taşıdık.

 

İki ekibin kamp alanında buluştuğu an herkesin gözünden yorgunluğu anlaşılıyordu. Sayımız iyice azaldı. Şu an 4 kişiyiz. Bu hafta Antakyalı kadınlarla beraber çalışacağız daha çok. Burada kurduğumuz dayanışma çok güçlü. Üstesinden gelebileceğimizi düşünüyoruz.