Kadın Savunma Ağı "bakanlıkların fetvaları, nafakayı gasp etme çabası, katledilen kadınlar, intihara sürüklenen öğrenciler, ekonomik kriz... Artık Yeter" çağrısıyla İstanbul Kadıköy'de bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
Kadın Savunma Ağı “bakanlıkların fetvaları, nafakayı gasp etme çabası, katledilen kadınlar, intihara sürüklenen öğrenciler, ekonomik kriz… Artık Yeter” çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de bir basın açıklaması gerçekleştirdi.
İstanbul Kadıköy’de 11 Ocak günü akşamı Süreyya Operası önünde yapılan açıklamada kadınlar her geçen gün yoksullaşırken devletin nafaka hakkına kısıtlama getirmeye çalıştığı, bunun kadınların boşanamamasına, şiddete maruz kaldığı evlilikleri sürdürmesine neden olacağı belirtildi.
Bakanlıkların somut hiç bir şey söylemeden yaptıkları 2022 yılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Eylem Planını açıklamasında nafakaya hiç değinmemiş olmalarının tesadüf olmadığı söylendi. Devletin bir kez daha kadın düşmanı politikalarla kadınları hem ekonomik kriz hem de erkek şiddeti karşısında güvencesiz bırakıp, göz boyayıcı açıklamalar yaptığını söyleyen Kadın Savunma Ağı üyeleri, bu yalanlara karnımızı tok diye seslendi.
Açıklamada, Dilara Yıldız’ın öldürülmesi, Sefanur Çağlar’ın polislerin olduğu bir daireden düştüğünün iddia edilmesi de gündemleştirildi ve şöyle devam edildi: “Kadınlar devletin gözü önünde, devletin koruması altında erkek şiddetine maruz bırakılıyor. Öldürülüyor. Kadın cinayetlerinin hiçbiri münferit değil, tesadüf değil! Hepsi nafaka hakkını gasp etmeye çalışan, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, katilleri cezasız bırakan iktidarın iştirakiyle işleniyor.”
Kadın Savunma Ağı yaptığı eylemde tarikat yurdundaki baskı nedeniyle yaşama sevincimi kaybettim diyerek intihar eden Enes Kara’yı da andı. Dinci gericiliğin, kadınların, LGBTİ+’ların, gençlerin ve çocukların hayatını kuşatıp istismara ve şiddete açık hale getirdiğini, tarikat ve cemaatlerin bir an önce kapatılması gerektiğini söyledi.
Eylem, “Biz kadınlar nafakanın gaspına, yoksulluğa, erkek şiddetine, geleceksizliğe karşı feminist isyandayız. Emeğimizi sömüren kocalardan, patronlardan, devletlerden alacaklıyız… Tüm bu hayatımızı kuşatan karanlık karşısında iyi ki feminist hareket var iyi ki kadın dayanışması var!” sözleriyle bitirildi.
? Kadın Savunma Ağı yaşamına son veren Enes Kara için Kadıköy Süreyya Operası önünde protesto eylemi gerçekleştirdi.
?"Enes sadece 20 yaşındaydı, ailesinin baskısı ile cemaat yurdunda kalıyordu"#dokuz8/@puleragema pic.twitter.com/biyGLG46wL
— dokuz8haber (@dokuz8haber) January 11, 2022
Yapılan basın açıklamasını metnin tamamı ise şöyle:
NAFAKANIN GASPINA, YOKSULLUĞA, ERKEK ŞİDDETİNE KARŞI HAREKETE GEÇ!
Duydunuz mu? Biz her geçen gün daha çok yoksullaşırken devlet kadınların yoksulluk nafakasına göz koymuş durumda. AKP MYK toplantısında nafaka yasa taslağının Erdoğan’ın önüne geldiği ve bir hafta içinde de meclise geleceği söyleniyor. Basına sızan haberler dışında hiç bir açıklama yok. Yine kadınların hayatına dair çok önemli bir karar tek adam ve ekibindeki adamlar arasında alınmaya çalışılıyor. Meclise gelecek olan 6.Yargı paketinde hem nafaka hakkının süreye bağlanması, hem de kadına yönelik şiddet vakalarında arabuluculuk ve uzlaşma gibi alternatif uyuşmazlık çözümlerinin olduğu söyleniyor.
Medeni Kanun’a göre cinsiyeti fark etmeksizin, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf mali gücü olandan nafaka alabilir. Nafaka kadınların ayrıcalığı değildir. Kadınlar bu ülkede eşit işi yapsalar da erkeklerden düşük maaş alıyorlar; bu ülkede kadınların iş görüşmesine gittiklerinde çocuk yapıp yapmayacakları sorgulanıyor, eğer çocukları olduysa erkekler ücretli işlerini bırakmazken kadınlar kendi ekonomik özgürlüklerinden ‘aileleri’ için vazgeçtiriliyor. Evet nafaka kadınların meselesi çünkü bu ülkede üstümüze yüklenen bakım emeği yüzünden kadınların çoğu işsiz iş sahibi olanlar ise güvencesiz işlerde çalışıyor. Evet nafaka kadınların meselesi çünkü toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleştikçe kadın yoksulluğu da alıp başını gidiyor.
Nafaka Haktır, Vazgeçmiyoruz!
Yok erkekler nafakadan mağdurmuş, yok kadınlar erkeklerin ödedikleri nafakalarla harika hayatlar sürüyormuş. Bunların hepsinin yalan olduğunu biz de onlar da çok iyi biliyor! Bu ülkede aylık ortalama ödenen nafaka 260 TL! Hükmedilen nafakanın ise yalnızca %20,7 lik kısmı ödeniyor. Yani nafakadan kendine mağdurluk üreten erkekler, nafaka hakkını gasp eden devlet bu istatistikleri bilmiyor mu? Tabii ki biliyorlar ve bile bile biz kadınları, LGBTİ+ları, çocukları yoksul, güvencesiz, çaresiz bırakmak için nasıl ki İstanbul Sözleşmesi’ni feshettiyseler nafaka hakkımızı da gasp etmeye çalışıyorlar.
Ülkemiz çok ağır ekonomik kriz koşullarının içinden geçiyor ve bu kriz en çok kadınları etkiliyor. Hazinenin bütün rezervleri sermayeye aktarılırken ve şirketlerin vergi borçları silinirken bizlerin en temel ihtiyaçlarına yüksek vergiler konuluyor, zam üstüne zam yapılıyor. Dünyanın çoğu ülkesinde ücretsiz olan veya %0 KDV’li olan ped ve çocuk bezleri Türkiye’de en yüksek oran olan %18 KDV ile satılıyor! Geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz. Yaşamak sadece nefes almaktan ibaret değil, biz insanca yaşamak istiyoruz.
İktidar sermayenin kârına kâr katarken, aileyi yarattığı yoksulluğu sürdürmenin bir aracı olarak güçlendirmek istiyor. O ailelerin içinde şiddet var! O ailelerin içinde kadınların bakım emeğinin sömürüsü var! Aile için bıraktığımız işler, vazgeçtiğimiz hayatımız, arkadaşlarımız var… Erkeklerin, dinci-gericiliğin, devletin ve sermayenin suç ortaklığı var!
Kadın Düşmanı Politikalarınızın Üstünü Yalan Dolanlarınızla Örtemezsiniz
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı ile Diyanet İşleri Başkanı kameraların karşısına geçip 2022 yılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4’üncü Ulusal Eylem Planı buyurdular. Ne söylediler? Hiçbir şey. Aile Bakanı’na, Milli Eğitim Bakanı’na sorarsanız zaten hiçbir sorun yok. İçişleri bakanı ise “bu yıl hedefimiz erkekler” dedi. Neymiş erkekler, erkekleri düzeltmek için çalışmalar yapacakmış. Neymiş AKP iktidara geldiğinden beri kadına yönelik şiddet düşmüş. Ya siz bizi salak mı sanıyorsunuz? Kadınlar attığınız bu palavralara inanmıyor. 2009 yılından beri veri açıklamayan devlet, gidip kadın örgütlerinin kadın cinayeti verilerini kullanarak konuşma yapıyor. Kadın cinayetlerinin artmasına, katil erkeklerin ise cezasız kalmasına dair hiçbir şey söylemeyen bakanlar, bu şekilde kadın düşmanı politikalarının üstünü örtüyor.
Diyanetin kadına yönelik şiddetle ilgili bir toplantıda ne işi var diye soruyoruz elbette. Diyanet fetvalarıyla, dinci gerici uygulamalarıyla kadınların hayatındaki şiddetin kaynaklarından biri. Bakanlıkların toplanıp Kadına yönelik şiddete karşı eylem planının konuşulduğu toplantıda ne hikmetse nafakayı sınırlandıran yasa tasarısı mevzu bahis olmuyor. Peki bakanlıkların böyle bir toplantıyı nafaka hakkımızı gasp eden yasayı geçirmeye çalıştığı bir dönemde yapması tesadüf mü? Hayır, kadın düşmanı politikalarınızın üstünü yalan dolanlarınızla örtemezsiniz.
Erkek Adalet Değil, Gerçek Adalet
Tüm bunlar olurken dün akşam Avukat Dilara Yıldız eski nişanlısı olan erkek tarafından uzaklaştırma kararı almasına rağmen öldürüldü. Bir gün önce Kocaeli Üniversitesi öğrencisi olan Sedefnur Çağlar’ın, polis arkadaşının 7. Kattaki evinden aşağı düştüğü iddia edildi. Sedefnur ağır yaralı. Kadınlar devletin gözü önünde, devletin koruması altında erkek şiddetine maruz bırakılıyor. Öldürülüyor. Kadın cinayetlerinin hiçbiri münferit değil, tesadüf değil! Hepsi nafaka hakkını gasp etmeye çalışan, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, katilleri cezasız bırakan iktidarın iştirakiyle işleniyor. Hepsi politik.
Ülkemizde yaşanan intiharların da hepsi politik. Elazığ’da kaldığı cemaat yurdundaki baskıyı videoya çeken Enes Kara intihar etti. Enes sadece 20 yaşındaydı ve cemaat yurdunda özgür hissedemediğini, gitmek istemediğinde ise ailesi tarafından zorla gönderildiğini söyleyerek intihar etti. Enes dahil birçok gencin yaşama isteğini bu yurtlarda tüketiyorlar. Enes’in katili onu oraya gitmeye zorlayan ailesidir, Enes’in katili dinci-gerici politikalarıyla cemaatleri besleyen iktidardır.
Hayatlarımızın ekonomik kriz altında giderek kısıtlandığı, yoksullaştığımız bu dönemde devlet yaşamlarımızdan, geleceğimizden çalıyor. Dinci gerici politikalarınız canımızı gasp ediyor!
Biz kadınlar nafakanın gaspına, yoksulluğa, erkek şiddetine, geleceksizliğe karşı feminist isyandayız. Emeğimizi sömüren kocalardan, patronlardan, devletlerden alacaklıyız. Özsavunma hakkını kullanan kadınlara cezalar yardıran adalet sisteminden alacaklıyız. Çocuk bakımıymış, yaşlı bakımıymış, bulaşıkmış yemekmiş derken hayatlarımızdan çalan aileden alacaklıyız! LGBTI+’lar olarak arzularımızı reddeden, bizleri ekonomik sistemin tamamen dışına itekleyen heteronormatif düzeninizden alacaklıyız. Emeğimizi sömüren kocalardan, patronlardan, devletlerden alacaklıyız. Hakkımız olanı isyanımızla alacağız. Tüm bu hayatımızı kuşatan karanlık karşısında iyi ki feminist hareket var iyi ki kadın dayanışması var!
Yorumlar