Birbirimize deneyimlerimizi, bilgilerimizi paylaşacağımız buluşmaları sıklıkla yapmalıyız. İletişim ağlarımızı genişletmeli, cinsiyetçiliği teşhir etmeliyiz. Birlikteyken aklımıza çok daha fazlası gelir… Tüm bunların toplamı bizim öz savunmamız olabilir. Şantiyede, ofiste, iş görüşmelerinde, işsizliğimizde bizi kendi sınırlarına sığdırmaya çalışanlara, var olmamızı engelleyenlere her zaman her yerde olduğu gibi yine dayanışmamızla direniriz.
Uzun bir hikâye ve başkalarının hikayesi gibi benim de hikayem çok değerli. 2021 yılının şubat ayında inşaat mühendisi olarak mezun oldum. Mezun olmadan bir ay önce iş başvurularına başlamıştım. Şantiyede değil ofiste çalışmayı tercih edecektim ve buna göre bir yol çizmiştim. İlk iş deneyimi olarak bir alan tercihi yapmaksızın çalışacaktım ve bu sırada da istediğim alanda ilerleyecektim. Mezun oldum ve ilk olarak herkesin yaptığı gibi iş bulma sitelerine üye oldum. Bu platformlarda filtreleme yaparken tecrübesiz seçeneğini işaretlediğinizde bütün iş ilanlarının ortadan kaybolduğuna şahit olursunuz. Yeni mezun olmak büyük bir sorun. Sonunda bu sitelerde siz de bir ilan vermek istiyorsunuz. Mesela; “en az 5 yıldır işsiz, tercihen hiçbir deneyimi olmayan, herkesin bildiği kadar İngilizce bilen” diye bir ilan vermeyi. İş bulma siteleriyle birlikte arama motorundan ilçe bazında, il bazında arama yapıp şirketlere mail atmaya başladım. Attığım 561 iş başvurusu e-postasına üç tanesi geri dönüş yaptı. Bunlardan ikisi beni işe almayı da düşündüler.
İlk iş görüşmemde kısacık bir konuşmanın ardından önüme bir sınav koydu işveren. Stres içinde yaptım. Patron cevaplarımı yanımda kontrol etti. Soruların %50’sini doğru cevaplayabilmiştim. ‘’Teselli ödülü” olarak şirketin reklamının olduğu bir kalem hediye edilerek uğurlandım. İkinci iş görüşmesi ‘en iyisi’ydi. Tam enerjiyle gittim. İlk başta bana birkaç soru soruldu. Sonra patron kendisinden ve beklentilerinden bahsetmek istedi: ‘’Kişisel asistanım olacaksın, ben aynı zamanda AKP eski meclis üyesiyim, bu konuda gelen misafirlerimizi karşılarsın, çayımızı çorbamızı getirirsin, ayrıca biz muhafazakâr bir şirketiz mini etek giyilmemesi gerek.’’ Taleplerini benim için belirlediği etek boyu ile karşılayacaktım. Bu söylenenlere hemen orada bir tepki verebilirsin ya da veremeyebilirsin. Bazen tepki vermemek de bu ayrımcılığı sıklıkla yaşamakla ilgili olabiliyor.
Yeni mezun olmanın yanında maruz bırakıldığımız cinsiyet eşitsizliği yeni mezun erkek meslektaşlarımıza göre iş bulma sürecimizi daha zor hale getiriyor. Mesela geçenlerde benim için uygun olduğunu düşündüğüm bir firmayı telefonla arayarak görüşmek istediğimi söyledim. “Kendiniz için mi” dedi telefondaki kişi, “evet” dedim. ‘’Biz bay arıyoruz yalnız’’ dedi. İlandaki bütün niteliklere uygun olduğum halde kadın olmak bunların hepsini yok sayıyordu ya da ilk iş görüşmemde olduğu gibi kadınların ne giyeceğine karar veriliyor, iş tanımının dışında toplumsal cinsiyet rollerine göre kadınlara atfedilen birtakım işler de bekleniyordu.
İnşaat Mühendisleri Odası’nın Nisan 2021’de yayınladığı “Türkiye’de İnşaat Mühendisliği Gerçeği: İş, İstihdam ve İşsizlik’” raporunda ortaya çıkan sonuçlara göre araştırmaya katılan mühendislerin %28.2’si işsiz. İşsiz mühendislerin %91’i iş arıyor. İşsizler büyük oranda yeni mezun. İş aramayan mühendislerin iş aramama nedeni iş bulma ümidini yitirmiş olmaları. Rapor sonuçlarında 35 yaş altı inşaat mühendislerinde işsizlik %43.3 olarak yer alıyor. İki genç inşaat mühendisinden biri işsiz. Kadın mühendis işsizliğine baktığımızda oran %47,1 iken erkek mühendislerde bu oran %25,6. Pozitif bilimlerin erkek aklı ile ilişkilendirilmesi, özellikle şantiyelerin erkeklere ait bir alan olduğunun kabulü ile işsizlikten kadınların daha fazla etkilendiğini görüyoruz.
Pratikleri ortaya çıkarmak açısından kadın mühendislerin işsizlik sorunu, iş yerlerinde cinsiyetinden dolayı maruz bırakıldıkları durumlara dair araştırmalar çoğaltılmalı.
Bu noktaları defalarca konuştuk, konuşuyoruz, biliyoruz, tanımlıyoruz. Biliyorum ki münferit değil. Özellikle saha görevi olan işlerde birçok kadın arkadaşımın benimle benzer hikayeleri var. Sadece kadın olduğu için bilgisi yok sayılan, mühendisliğe uygun görülmeyen, giydiği kıyafete karar verilen birçok kadın meslektaşım var. Hikâyelerimiz bizi zaman zaman güçsüz düşürse de umut ile motive ediyorum kendimi.
Bizim öz savunmamız nedir?
Hem yeni mezun hem kadın olarak iki kat yaşadığımız iş bulma sorununa, karşılaştığımız zorbalıklara, düşük ücretlere karşı bu ‘erkek işine’ daha çok el atmalıyız. Kendimizi var etmek için ısrarlı olduğumuz bu alanda büyük pay erkeklerin. Akıl da erkek aklı. Yağma, talan politikalarıyla, doğaya tahakküm kurmasıyla erkek aklı. Bilgi üretimini, mühendislik mesleğini bu erkek aklından kurtarmak istediğimiz için de işsiz kalıyoruz. İşsizliğimiz bu cinsiyetçi ve yağmacı düzenle kolay hale geliyor. Bu çökmüş sisteme karşı çıkarak işsizliğe de, eşitsizliğe de dur diyebiliriz. Birbirimize deneyimlerimizi, bilgilerimizi paylaşacağımız buluşmaları sıklıkla yapmalıyız. İletişim ağlarımızı genişletmeli, cinsiyetçiliği teşhir etmeliyiz. Birlikteyken aklımıza çok daha fazlası gelir… Tüm bunların toplamı bizim öz savunmamız olabilir. Şantiyede, ofiste, iş görüşmelerinde, işsizliğimizde bizi kendi sınırlarına sığdırmaya çalışanlara, var olmamızı engelleyenlere her zaman her yerde olduğu gibi yine dayanışmamızla direniriz.
Yorumlar