Pandemi günlerinde kadınlardan acil çağrı

Koronavirüs pandemisine karşı Kadın Savunma Ağı'ndan acil çağrı: "Ne taleplerimizden, ne haklarımızdan, ne de hayatımızdan vazgeçiyoruz. Kadınlara ve kadın mücadelesine güveniyoruz. Hepinizi çok seviyoruz."

Pandemi günlerinde kadınlardan acil çağrı

Gündelik hayatımız ve yaşadığımız dünya, Covid-19 (Korona) pandemisi ile alt üst oluyor. Kamu sağlığına yönelik bu büyük tehdit, insanları değil, neo-liberal patriyarkal düzenin bekasını kurtarmayı gözeten iktidarların politikalarıyla daha da büyük bir afete dönüşüyor.

Hayatın olağan akışında en büyük yükleri, en eşitsiz biçimlerde üstlenmek zorunda bırakılanlar, şimdi de en ağır yükleri sırtlanıyor. Hayatı var eden ücretsiz emekçiler olarak kadınlar ve ücretiyle geçinenler, salgının yol açtığı sağlık krizi ve ekonomik krizde en büyük tehditlere maruz bırakılıyor.

Covid-19’un kadınları, ölüm oranı dışında, daha az görünür yollarla orantısız biçimde etkilediğini biliyoruz. Ama umutsuzluğa kapılmıyoruz, kalabalığımızı hatırlıyoruz! Tehlikeyi hepimiz için en az hasarla atlatmak için mücadelemizin değerlerine, dayanışma ruhumuza, kolektif çabamıza, kız kardeşliğimize, haklarımıza ve hayatımıza sahip çıkıyoruz. Birbirimize hiç olmadığımız kadar uzak ama bir o kadar yakın olduğumuz bu zorunlu uzaklaşma günlerinde, kendimize ve tüm topluma, kadın mücadelesinin yaşamsal değerlerini, bir kere daha hatırlatıyoruz!

  • Şiddetten korunma hakkı: Kadına karşı şiddet, korona dinlemiyor! Pandemiyi önceden yaşayan ülkelerden gelen bilgiler, “erkekliğin korona kadar” öldürücü olduğunu, salgınla mücadelede kritik olan sosyal izolasyonun, kadınları şiddet failleriyle birlikte yaşamak zorunda bırakarak, şiddeti en az 3 kat artırdığını, görünmezleştirdiğini, müdahaleyi zorlaştırdığını gösteriyor. Kadınların en çok şiddete uğradıkları yerlerin evler olduğunu biliyoruz. Salgınla mücadelede en önemli araçlardan biri olan sosyal mesafenin kadınlar bakımından her açıdan güvenli olması için: İstanbul Sözleşmesi’nin, 6284 sayılı yasanın ve faili uzaklaştırma kararlarının bu koşullarda da en etkin biçimde uygulanmasını istiyoruz. Yalnızca kadına yönelik şiddete karşı acil bir da(ya)nışma hattının 7/24 erişilebilir hale getirilmesini ve sağlıklı müdahale koşullarının yaratılmasını talep ediyoruz!
  • Salgında da güvenli sığınma evleri: Kadınların şiddete uğramaları halinde duyabilecekleri endişeleri gidermek için, sığınma evlerinde salgına karşı ne gibi önlemler alındığıyla ilgili bilgilerin paylaşılmasını istiyoruz. Sığınma evlerinde hijyenin sağlanması ve yaşam koşullarının iyileştirilmesini, buralarda yaşayanların acilen testten geçirilmesini, temel sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasını talep ediyoruz.
  • Evde kalan yaşlılara kamusal destek: Ülkemizde sokağa çıkması yasaklanan 8,5 milyona yakın 65 yaş üstü nüfusun 1,5 milyonu tek başına yaşıyor ve bunların yüzde 76’sı kadın. Herkesi yaşlılara yönelik ayrımcı söylemlere son vermeye çağırıyoruz. Çocuk bakımının yüksek risk grubundaki yaşlı kadınların sırtına yıkılmasının önlenmesi için, zorunlu olmayan kamu-özel işkollarındaki tüm çalışanlara; zorunlu işkollarında ise ebeveynlerden birine ücretli izin uygulanmasını, yaşlıların gündelik ihtiyaçlarının yerel-kamusal mekanizmalarla sağlıklı biçimlerde karşılanmasını talep ediyoruz.
  • Herkes için ücretsiz, yaygın test: Kamu sağlığının güvenceye alınması için, başta test uygulaması olmak üzere, tanı ve tetkik olanaklarının herkes için ayrımsız, eşit ve ücretsiz olarak yaygınlaştırılmasını ve erişiminin kolaylaştırılmasını, sağlık meslek örgütlerinin sürece aktif biçimde dahil edilmesini talep ediyoruz.
  • Doğru bilgiye ulaşma hakkı: Ülkemizdeki tabloyla ilgili gerçek bilgilerin karartılması, kadınların psikolojik yükünü ve sarf etmek zorunda kaldıkları duygusal emeği daha da ağırlaştırıyor. Salgının ülkemizdeki gerçek durumu, hasta-ölüm sayıları ve yapılan test sayılarıyla ilgili şeffaflık, en temel hakkımız. Salgınla ilgili bilgilerin açık ve şeffaf biçimde paylaşılmasını, halkın haber hakkı için çalışan gazetecilere yönelik baskıların durmasını talep ediyoruz.
  • Sağlıkçıların sağlığını koruyun: Kamu sağlığı için en ön safta mücadele veren ve sağlık çalışanlarının ağırlığını oluşturan kadınların, büyük riskler altında mücadele ederken, cinsiyetçi işbölümünden kaynaklanan yükler nedeniyle de yoğun kaygılar yaşadıklarını biliyoruz. Başta kız kardeşlerimiz, tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Hepimizin sağlığı için, sağlık çalışanlarının sağlığını korumak ve şiddetten uzak çalışmalarını sağlamak için gereken tüm önlemlerin acilen alınmasını, kadın sağlık çalışanlarının özel taleplerinin yerine getirilmesini istiyoruz.
  • İşten çıkarmalar, kayıt dışı ve güvencesiz çalışma durdurulsun: Ekonomik kriz salgın nedeniyle derinleşirken, ilk adımda işten çıkarılanlar veya riskli biçimlerde çalıştırılan hizmet işkolları içindeki kadınların ağırlığını; en yüksek işsizlik oranının genç ve üniversite mezunu genç kadınlar arasında yaşandığını biliyoruz. Zorunlu ücretsiz izin uygulamalarının yasaklanmasını, çalışanların yıllık izin hakkının saklı tutulmasını, hijyen koşullarına uyulmayan kayıt dışı ve güvencesiz çalıştırmanın son bulmasını talep ediyoruz. Başta kadınlar, şu ana kadar işten çıkartılanlara sosyal güvence hakkı ve yeterli gelir güvencesi talep ediyoruz.
  • Yaşam güvencesi ve ücretsiz kamusal haklar: Bankalara olan tüm kredi borçlarının, elektrik, su, doğalgaz ve iletişim faturalarının salgın boyunca ertelenmesini ve kamusal hizmetlerin ücretsiz olmasını; konut kiralarında kiracıları koruyan düzenlemelere gidilmesini; tahliye kararlarının durdurulmasını; tüketim maddelerindeki dolaylı vergilerin sıfırlanmasını talep ediyoruz.
  • Ev işleri “kadın işi” değildir: Sosyal izolasyon koşullarının kadınların ev içinde harcadığı karşılıksız emeği katlayarak artırdığını görüyoruz. Yemekten, temizliğe, çocuk-hasta bakımına kadar günlük ev işleri olağanüstü artarken, kadınlar ayrıca salgın riskine karşı tüm ev sakinlerinin güvenli tutulması sorumluluğunu üstlenmek zorunda kalıyor. Erkekleri sosyal izolasyon altında yapılması zorunlu olan tüm işleri eşit biçimde üstlenmeye, ortak sağlığımızı korumak için en az kadınlar kadar sorumluluk almaya çağırıyoruz. Bu konuda kamu spotları hazırlanmasını, sosyal medya ve televizyon kanallarının bu konuda aktif biçimde kullanılmasını talep ediyoruz.
  • Uzaktan eğitimde bilimsel-laik-cinsiyetçi olmayan içerik istiyoruz! Okulların kapatılmasıyla başlayan uzaktan eğitim programlarının daha ilk adımda gerici-dinci şiddet dolu içeriklerle doldurulmaya çalışıldığını görüyoruz. Laiklik dışı uygulamaların “umre” krizinde büyük bir kamusal sağlık sorunu yarattığının altını çizerek, başta eğitim örgütleri ve veliler olmak üzere, herkesi bu konuda tepki göstermeye çağırıyor; uzaktan eğitim içeriğinin bilimsel, laik, cinsiyetçi olmayan, şiddetten uzak biçimde düzenlenmesini talep ediyoruz.
  • Gebe takibi ve aşılar güvenceye alınsın: Salgın dışında hastanelere başvurunun kısıtlanması nedeniyle özellikle gebe kadınların düzenli takiplerinin ve çocukların aşılarının yapılması için gerekli koşullar sağlansın; kadın sağlığı birimleri oluşturulsun.
  • Cezaevlerindeki kadın ve çocukların güvenliği: Cezaevlerinde kapasitesinin çok üstünde mahpus tutulduğu ve gerekli hijyenin sağlanmadığı baroların ilgili komisyonlarınca tespit edilmiştir. Öncelikle tüm cezaevlerinde salgın karşı gerekli önlemlerin alınmasını ve mahpuslara acilen test yapılmasını, başta hapishanelerde bulunan 3100 çocuk ve anneleriyle birlikte cezaevlerinde yaşayan 780 çocuk olmak üzere riskli koşullarda tutulan hasta, yaşlı, hamile kadın ve siyasi mahpuslara yönelik tahliye ve infaz erteleme yoluna gidilmesini talep ediyoruz.
  • Göçmenlerin ve evsizlerin güvenliği: Göçmenlerin barındığı alanların yaşam koşullarının acilen iyileştirilmesini, salgınla ilgili anadillerinde yaygın bilgilendirme yapılmasını; sınıra yığılan mültecilerle ilgili acilen önlem alınmasını; evsizlere barınak sağlanmasını; acilen test yapılmasını ve göçmenlerin statüleri ne olursa olsun tedavilerinin ücretsiz sağlanmasını talep ediyoruz.
  • Sokak hayvanlarının güvenliği: Sokak hayvanlarının ve barınaklarda kalanların hayatını güvence altına alacak önlemler alınmasını ve virüsün sokak hayvanlarından insanlara geçmediği bilgisinin duyurulmasını talep ediyoruz.

 Bu zor günlerde umutsuzluğa kapılmıyoruz; meydanları, sokakları kuşatan kalabalığımızı hatırlıyoruz! Aynı kalabalığın şimdi de evlerde, işyerlerinde, sağlık birimlerinde tek başına veya birlikte ortak dertlerimizle mücadele ederken, bir yandan da mücadelemizin değerlerini savunmayı sürdürdüğünü biliyoruz. Şiddete karşı kadın kadını savunur, en çok da yalnız kaldığında savunur, biliyoruz. Tüm kadınları komşusundan gelen sese kulak vermeye; kendi sağlığını koruyarak başka kadınlarla her biçimde dayanışma içinde olmaya; mümkün olan tüm güvenli araçlarla sosyal dayanışma, iletişim ve direnme ağları oluşturmaya çağırıyoruz. Ne taleplerimizden, ne haklarımızdan, ne de hayatımızdan vazgeçiyoruz. Kadınlara ve kadın mücadelesine güveniyoruz. Hepinizi çok seviyoruz.

KADIN SAVUNMA AĞI

Yorumlar