Anımsayalım: “Annelik politiktir”

Belki bugün sevdiğimiz kadınlardan, kendi annelerimizden uzak bir şehirde onları özlemle merak ediyor olabiliriz. Belki pandemi ortamında kapatıldığımız evlerdeki ruh halimizle "annelik görevleri" bize bu izolasyon ortamında, en dolaysız-çıkarsız sevgi ilişkisinin uzantısı işler gibi doğal geliyor olabilir. Ama pandemi ortamında da anımsayalım: Annelik politiktir. 

Anımsayalım: “Annelik politiktir”

Pandemi ortamında kadınların ücretli-ücretsiz, duygusal-fiziksel emeği üzerindeki yük alabildiğine artarken, “çarkları döndürme” dayatması uğruna çalışırken ölmek zorunda olanları “şehitleştirerek” dayatmayı meşrulaştırmaya çalışanlar, elbette “anneler gününü” de fedakar kadınları kutlayarak kadınların sırtına yüklenen bakım yükünü normalleştirmenin vesilesi haline getirmeye çalışıyor.

Belki bugün sevdiğimiz kadınlardan, kendi annelerimizden uzak bir şehirde onları özlemle merak ediyor olabiliriz. Belki pandemi ortamında kapatıldığımız evlerdeki ruh halimizle “annelik görevleri” bize bu izolasyon ortamında, en dolaysız-çıkarsız sevgi ilişkisinin uzantısı işler gibi doğal geliyor olabilir. Ama pandemi ortamında da anımsayalım: Annelik politiktir. 

“İyi anne söylemi altında eşit hak taleplerimizin “minnetin”, kutsallığın gölgesinde gasp edilmesini reddediyoruz. Az doğuran, çok doğuran, işçi, işsiz, kentte ya da taşrada yaşayan bir annelikle anılmayı reddediyoruz. Zorluklara göğüs geren, fedakar anne’ söyleminin, kadınların ücretsiz ev içi emeğini meşrulaştıran kapitalist sistemin, erkeğin, ailenin, ulusların refahını yükseltmek pahasına kadınların emeklerini değersizleştirdiğini biliyoruz. Kadınlar olarak kimliklerimizi anne olan-olmayan söylemleriyle belli sarkaçlar üzerinden yok sayan anlayışa karşı duruyoruz. Çocuk sahibi olduğunda mükâfatlandıran, olmadığında/reddettiğinde cezalandıran çemberin dışına çıkıyoruz. Kampanyaları bedenlerimiz üzerinden yapan anlayışa cevap veriyoruz: Üzerimizde kurduğunuz tahakkümü anne sütünün faydaları ile masumlaştıramazsınız!

  • Erkeklerin otorite ve iktidar bekçisi olarak görevlendirilerek toplumsal düzeni ve refahı sağladığı kanaatine karşın kadınların topluma yeni birer birey kazandırmakla meşgul edildiği bir toplumsal yaşamı kabul etmiyoruz,
  • İdeal kadın olma halini annelikle ilişkilendiren erkeklerin, bedenlerimiz üzerinden kurduğu öykülerin biz kadınları erkekler için faydacı birer meta haline dönüştürmesini istemiyoruz,
  • Anne olmanın biyolojik tarafına vurgu yapan söylemlerin, kadınları bedenleri üzerinden birer kazanım/yetersizlik gerçekliğine ittiğini biliyoruz. Kadınları biyolojik ya da fizyolojik yetersizlikle sınayan anneliğin efsaneleştirilmesine müsaade etmiyoruz,
  • Bir kadının anneliği “hak etmek” için ekonomik, sosyal ve cinsel özgürlüğünden vazgeçmeye zorlanmasını kabul edilemez buluyoruz,
  • Kadınların sokağa çıkıp hakları için mücadele etmesi, bedenine ve emeğine sahip çıkması anne olmaya engel değildir. Bir kadının anne olma/olmama tahlilini kamusal alan ile ilişkisi üzerinden kuramazsınız. Unutulmamalıdır ki kadınların özgürlüğü çocukları da özgürleştirir,
  • Anne olan kadınlar ile anne olmayan/istemeyen kadınları yarıştıran bir düzlem kuran medyanın, bizi hayattan soyutlayan tutuma/tutumlara sahip çıkmasını reddediyoruz,
  • Aynı işe daha az ücretle çalıştırılan kadınların ekonomik baskıdan ötürü işten ayrılmasının, çocuğa bakmak üzere işten ayrıldı olarak gerekçelendirilmesini ve ‘kadının yeri evidir’ gibi eşitlikten uzak bir anlayışı asla benimsemeyeceğimizi beyan ediyoruz,
  • Kız çocukları çok küçük yaştan itibaren annelik ve ev ile ilişkilendiren, onları erkekler için birer hediye haline getiren ve yine kız çocukları kendi faydacı hayatları için erken/zorla evlendiren ataerkil düzenin parçası olmuyoruz,
  • Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi kısa adıyla CEDAW’a ve İstanbul Sözleşmesi’ne taraf olan Türkiye’nin bu sözleşmelerde beyan ettiği üzere toplumsal cinsiyet temelli bir şiddet biçimi olarak kadınlara annelikleri üzerinden yaptırım uygulayan yaklaşımlara müdahale etmesini bekliyoruz.  Anneler Günü kadınlar için bir madalya/ödül seremonisi değil; kadınlara dayatılan, kadınları yarıştıran politik bir meseledir.”   
  • (Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği 2018 Anneler Günü açıklaması)
  • Bir hatırlatma daha: 23. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali 7-14 Mayıs 2020 tarihleri arasında online olarak düzenleniyor. Filmler son bir yıl içerisinde çekilen kadın yönetmenlerin filmlerinden oluşuyor. Uçan Süpürge Vakfı bu yılki festivalle ilgili açıklamasında şunları söylüyor:”23. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali için bu yıl temanın “doğa” olmasını planlamıştık ancak pandeminin yarattığı koşullar nedeniyle temayı değiştirerek #EvdeKaldık dedik. COVID-19 salgının yarattığı karantina koşulları her birimize salgının büyümesini önlemeye ve kendimizle birlikte toplum sağlığını korumaya dair sorumluluk yüklüyor. Bu sorumluluğu üstlenmekle birlikte, #EvdeKaldık demenin bizim için;hepimizin evlere kapandığı, izole olduğu böyle bir dönemde yalnız olmadığımızı söylemek gibi bir anlamı var.Dünya, tarih boyunca pek çok krizle karşılaştı ve insanlık olarak bir sağlık kriziyle birlikte ekonomik ve toplumsal boyutlarıyla da bizleri zorlayan bir dönemden geçiyoruz. #EvdeKaldık derken, işlerine gitmek zorunda oldukları için evde kalamayan onca insanın evde kalabileceği ücretli izin koşullarının sağlanması gerektiğinin de altını çiziyoruz. Aynı zamanda evde kalmanın kadınlar için, ev içi iş bölümünde yüklenen sorumlulukların, eşitsizliğin ve şiddetin artmasıyla sonuçlandığını görüyoruz.Zorunlu olarak evde kalmanın ve yine zorunlu olarak evde kalamamanın bütün zorluklarını hep birlikte deneyimlediğimiz bir dönemdeyiz. Böyle dönemler, dayanışmanın yükseltilmesi gereken dönemlerdir. #EvdeKaldık fakat yalnız değiliz; “Hep birlikte bir krizi göğüslüyor, benzer şeyleri deneyimliyoruz.” demek için dayanışma göstermeliyiz. Bu nedenle Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali ekibi olarak siz festivale gidermiyorsanız; festival size gelir diyoruz. İzleyiciyi 23. kez kadın yönetmenlerin filmleriyle buluşturmak için seçici kurul, danışma kurulu ve tüm festival ekibi online festival için evden çalışıyor. Evde çalışıyor, üretiyor, kendi ev hallerimizle baş etmeyi öğreniyoruz. 23. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali vesilesiyle, sanatın, sinemanın; evlerimizin içinde bin bir türlü ev haliyle, kaçınılmaz olanla baş etmeye çalışırken nefes aldıracak molalar yaratmasını umuyoruz.”
  • “Anneler gününde” kendinize bir iyilik yapın: fedakarlığı boş verin, kadınların ürettiği filmleri izleyin! Filmleri şu adresten izleyebilirsiniz: https://ucansupurge.org.tr/festival/23-ucan-supurge-film-festivali/

Yorumlar